ŞAMPİYON ESKRİMCİDEN 94 YIL ELEŞTİRİSİ

Kılıç kategorisinde kazandığı altın madalyayla 94 yıllık Türk eskrim tarihinde bir ilke imza atan İbrahim Ahmed Acar, insanların yıllardır çalıştığını ve bu başarının daha önce kazanılması gerektiğini vurguladı.

Annesinin de bir dönem ilgilendiği eskrim sporuna 7 yaşında başlayan İbrahim, "Türkiye’ye bu dalda altın madalyayı ilk getiren olmaktan mutluyum ama benden önce niye yapılamadı? 94 yıl boyunca o kadar insan çalıştı, emek harcadı. Benden önce yapılması gerekirdi. Benim özel olmamla ilgili değil, 94 yıl boyunca çok özel insan olmuştur diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Eskrim sporunda kuvvet, hızlı karar verebilme, iyi refleks ve konsantrasyonun önemine dikkati çeken milli sporcu, "Eskrim 3 kişiyle oynanan satranç gibi." benzetmesini yaptı.

Yabancı ülkelerde eskrim okulları bulunduğundan sporcuların da devamlı çalışabildiğini ifade eden İbrahim, "Siz onlardan daha çok çalışmalısınız ki yenebilesiniz. Çalışmadan, emek harcamadan da hiçbir şey olmaz. Bir yerleriniz ağrıyacak. Bunlar da zor geliyor tabii." diye konuştu.

"Notlarıma yansıyacağını sanmıyorum"

Ankara Atatürk Lisesi son sınıf öğrencisi İbrahim, eskrime devam edip etmeyeceğinin koşullara bağlı olduğunu dile getirdi.

Okul ve eskrimin birlikte aynı anda zorlandığını ifade eden İbrahim, "Türkiye’de sporu tam yapacağın zaman üniversite sınavı araya giriyor. Devam edip etmeyeceğim duruma bağlı. Arkadaşlarımın arasında popülaritem biraz arttı. Öğretmenlerim şampiyon olmama sevindi ama bunun notlarıma yansıyacağını pek sanmıyorum." esprisini yaptı.

Avrupa şampiyonu olmasını "O gün ben günümdeydim." diye değerlendiren İbrahim, "O gün ben daha iyiydim, ben şampiyon oldum. Gününde olmak diye bir şey var. O gün ben iyiydim, başka gün başka biri gününde olur." ifadelerini kullandı.

"Kim çalışırsa karşılığını alır"

Milli Takımlar Antrenörü Valery Shturbabin ise İbrahim’in şampiyon olduktan sonra bir gün geçmeden salona gelerek çalışmak istediğini belirterek, "Kim çalışırsa karşılığını alır." öğüdünü verdi.

Eskrim milli takımı olarak çok çalıştıklarını ve bunun karşılığını ilk olarak Avrupa üçüncülüğüyle aldıklarını dile getiren Shturbabin yaptı:

"Buraya geldiğimde İbrahim’i gördüğümde Avrupa şampiyonu olabileceği hiç aklıma gelmedi. Çok çalıştı. Ders istiyor, boş zamanında salona giriyor. Mental de değişiyor. Çocuklar bir sene önce madalya alındığı için fikirleri değişti ve Türkiye eskrimde Avrupa’da madalya alabiliriz güveni geldi. Sadece İbrahim değil, şimdi çok güçlü bir takım olduk."

Türkiye’de madalya alan sporcuların çalışmayı bıraktığı eleştirisini yapan Shturbabin, "Bakın Avrupa üçüncüsü salonda yok. Madalya aldı, bitti. O problemi de çözdük. Onu da THOM’a alacağız. Burada başlatacağız." diye konuştu.

İbrahim’in şampiyon olduktan sonra da sürekli çalıştığını vurgulayan Shturbabin, "İbrahim antrenmandan önce gelir ilk olarak ders alır. Sonra antrenmanını yapar. Bitince salonda kalır kendisi de çalışır, kondisyon da çalışır. Kim çalışırsa başarılı olur." ifadelerini kullandı.

"Ne istediğini biliyor"

Yardımcı Antrenör Olexandr Torchuk da İbrahim’in "karakterine" vurgu yaparak, "Antrenmanlara geldiğinde ne istediğini biliyor. Bugün yorgunum ama bırakmayacağım, devam edeceğim der ve çalışır." diye konuştu.

Altın madalyanın İbrahim için bir başlangıç olmasını dileyen Torchuk, şunları söyledi:

"İbrahim’in başarısında en önemli etken babasıdır. Şampiyonluğu gerçekten çok fazla istedi. Bıkmadı her gün getirdi, götürdü. Sonra karakter. Tüm sporcular ben yapacağım başaralı olmak, şampiyon olmak istediğini söyler ama altını doldurmaz, çalışmaz. İbrahim gerçekten çok istekli bunu dile getiren, altını dolduran ve gereken çalışmaları yapan bir sporcu."

Baba Nafi Acar da İbrahim’in kedisi "Müezza" ile vakit geçirmeyi sevdiğini anlattı.

Çocukların doğru yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Acar, "İyi yönlendirmek gerekiyor bunu da hocaları yapıyor. Hocaların emeğini kimse yadsıyamaz. Çok emek verdiler çok çalıştılar." ifadelerini kullandı.