RIZA KAYAALP ÖDÜL SİSTEMİNDEN RAHATSIZ

Rıza Kayaalp, yaptığı açıklamada, ödülün özellikle genç sporcular için çok önemli olduğunu dile getirerek, "Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gruplarda mücadele ettiğimiz için 500’er bin avro ödül verildi. Helal olsun.

Mücadele ettiler ve bu ülkeyi sevindirdiler. Gruptan çıkamadılar ama hiç değilse bir heyecan yaşattılar. Tabii orada sponsorluk gelirleri de çok yüksek. Kıyaslamaya girdiğimizde biz 3 olimpiyat şampiyonu olsak o parayı  alamıyoruz. 10 dünya şampiyonu ya da 20 Avrupa şampiyonu olsak yine alamıyoruz." dedi.

Ödül konusunda kişisel bir beklenti içerisinde olmadığını vurgulayan Rıza Kayaalp, şunları kaydetti:

"Devletin verdiği ödüller çok düştü. Böyle giderse düşmeye de devam edecek. Bizim için önemli değil, inanın şu an devlet bana ödül vermese ben yine güreşirim. Ödül almasam bile işime devam ederim ama bundan sonra gelecek kardeşlerimiz için söylüyorum. Böyle zor sporlar Türkiye’de zengin sporu değil. Survivor yarışmasında Sabriye Şengül (milli kick boksçu), ’Hiç baba parası yemedim, kazandığım parayla ben onlara baktım.’ dedi. Bu sözüyle bizi özetledi. Öyle söylerken duygulandım. Bazı insanlar bilmedikleri için duygu sömürüsü olarak algılayacak ama bana çok içten geldi. Biz de baba parası yemedik. Kazandığımızda onların refah seviyesini yükseltmeye çalıştık. Onlara ev, araba aldık. Bizden sonra gelecek arkadaşların da hayatlarını daha iyi sürdürmeleri ve başarı kazanmaları için ödül sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor."

"Hizmet edebilmemiz için siyasete girmemiz gerekiyor"

Rıza Kayaalp, güreşi bıraktıktan sonra Türk sporuna hizmet edebilmek için siyasete girmeleri gerektiğini ifade etti. Gelecekle ilgili henüz bir planlaması olmadığını dile getiren 27 yaşındaki milli güreşçi, şöyle konuştu:

"Belki antrenörlük ya da bir yerde küçük çapta bir müdürlük yapabilirsin ama onlar bu kadar büyük başarılar kazanmış bir sporcu için az diye düşünüyorum. Diğer taraftan daha üst seviyelere gelebilmek ve hizmet  edebilmek için siyaset yapmak gerekiyor. Bunun daha kararını vermedim ama çekirdekten yetişen bir sporcu olarak, ne şartlarla buraya gelindiğini ve hangi imkanların gerekli olduğunu bildiğim için ileride Türk sporuna en iyi desteği verebileceğimi düşünüyorum."

Rıza Kayaalp, Türk sporunun gelişmesi için hizmet etmek istediğini anlatarak, "Benim için bu işin maddi bir yönü  yok. Allah’a şükür biz şu ana kadar alın terimizle kazandık. Hiçbir şey gözetmeksizin hizmet etmeyi kabul ederim.  Türk sporunun başarısı için, Avrupa ve dünya şampiyonaları ile olimpiyatlarda alabileceğimiz madalyalar  için bu işi bıraktıktan sonra çalışmaya hazırım. Hizmet edebilmemiz için siyasete girmemiz gerekiyor. Başarılı sporcu, kariyerini bitirdikten sonra bir şey yapmadığı zaman unutulur gider. İsmin unutulduğu zaman bir yere de faydan olmaz. Bu işi bıraktıktan sonra boş bir insan olursun." değerlendirmesinde bulundu.

"Birincilik dışındaki sonuçlar değersiz görünüyor"

Rıza Kayaalp, özellikle olimpiyatlarda madalya kazanan Türk sporcu sayısının az olduğunu, buna rağmen  birincilik dışındaki derecelerin de değersiz görüldüğünü dile getirdi.

İkinci olduğu 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’na altın madalya hedefiyle gittiğini vurgulayan milli güreşçi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tek hedefim altın madalyaydı ama olmadı. Başka ülkeler, sporcuları ikinci ya da üçüncü olduğunda şampiyon olmuş gibi seviniyor. Bizim ülkemizde madalya kazanan sporcu az, üçüncülüğün bile çok değerli olması lazım. Bizim hem madalyamız az hem de birincilik dışındaki sonuçlar değersiz görünüyor. Ortada acayip bir durum var. İkinci ya da üçüncü olduğumuzda ülkemizde verilen tepkilerden dolayı sevinemiyoruz. Başka ülkelerdeki sporcu arkadaşlar, üçüncü olduğu halde 2-3 ödül birden alıyor. Hala bunun sevincini yaşıyor, her yere fotoğrafı asılıyor. İkinci ya da üçüncü olduğunuzda ülkemizde millet üzülüyor, basının da yazdığı şeyler var. Beklenti altın madalya olduğu için sanki hiç madalya alamamış gibi oluyorsunuz. İkinci olduğum için inanın hiç sevinemedim. Beklenti altın madalya olduğu için ikincilik ya da üçüncülük bizim için başarı olarak görünmüyor."

Olimpiyatlarda az sayıda sporcudan altın madalya beklendiğini aktaran Rıza, "Yani 3-5 kişiden bekleniyor. Bizim altın madalya beklediğimiz sporcu sayısı 20-30 olsa, 3-5 kişiye bu yük biner mi? Ülkenin altın madalya beklentisinde olduğu 30 sporcusu bulunsa bile benim yüküm yine aynı olacak. Şu an başarı bekleyen insanları düşünerek hareket ettiğimiz bir ağırlık var, bu diğer sporculara da dağılınca ben kendi başıma kalacağım. Kendim de zirvede kalmak isteyen bir sporcuyum. Yani devamlı bir istek oluyor. Biz de Allah’a şükür bunu karşılamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

Rıza Kayaalp, katıldığı çoğu turnuvada en güçlü rakiplerle eşleştiğini belirterek, "Çoğu turnuvada ilk üçe aday sporcular sırayla bana çıkıyor. Kolay kura çektiğim çok nadirdir. İyiyi yenerek şampiyon olmak beni daha çok keyiflendiriyor. O zaman yaptığım işten daha çok keyif alıyorum. 4-5 iyi rakibi yeniyorsun ve şampiyon oluyorsun, böyle olunca daha çok mutluluk veriyor." diye konuştu.

"Koyu bir Galatasaray taraftarıydım"

Rıza Kayaalp, küçüklüğünde futbol oynadığını ve bu sporu sevdiğini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"İlkokulu okuduğum dönemde ailemden dolayı koyu bir Galatasaray taraftarıydım. Bu nedenle her pazartesi okulda bir futbol tartışmamız oluyordu. Galatasaray yendiği zaman sevinip, diğer arkadaşlara yüklenirdik. Kaybettiğimiz zaman da arkadaşlar bize aynı şeyi yapardı. Şu anda bir fanatikliğim yok. Sorduklarında, ’Eski bir Galatasaraylıyım.’ diyorum. Şimdi UEFA Avrupa Ligi’nde 3 takımımız var. Hepsinin başarılı olmasını istiyoruz. Uluslararası alanda hepsinin başarısı bizi gururlandırır. Bu hafta yapılacak derbide, son zamanlarda iyi ynayan  Beşiktaş favori gösteriliyor. Kim yenerse yensin ama dostluk kazansın. Olaysız, güzel bir derbi olsun."