Futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen, TRTSPOR'da yayınlanan "Futbolun Zirvesi" programında Levent Özçelik'in gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Lider Beşiktaş'ın performasnısana dikkat çeken Dilmen, "Oğuzhan’ın maç boyuca kaybettiği top bir ikidir. Ama Oğuzhan’ın başlattığı hücumlar Beşiktaş’ı şampiyonluk adayı yapıyor. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin orta saha oyuncularını skor 0-0 iken hücumda göremezsin. Ne Souza’yı görürsün, ne de Mehmet Topal’ı görürsün. Şenol hocanın sırrı burada. Beşiktaş'ta ise Oğuzhan’ı hücumda görürsün. Oğuzhan da ön liberolardan biri. Sen hiç gördün mü, Galatasaray veya Fenerbahçe’den bir ön liberoyu ceza sahası içinde?" diye sordu.
Futbol Zirvesi'nde masaya yatırılan gündemdeki ilk konu Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi ve Süper Lig'deki performası oldu.
"Fenerbahçe'nin Krasnodar taktiği bana sürpriz olmadı"
Fenerbahçe'nin deplasmanda 1-0 yenildiği Krasnodar maçını değerlendiren Dilmen, sarı-lacivertli ekibin artık ligden daha çok UEFA Avrupa Ligi'ne odaklandığını vurguladı. Dilmen, şöyle konuştu:
"Fenerbahçe, gol yemeden bir tane atayım şeklindeki klasik Advocaat taktiği ile oynadı. Advocaat, Krasnodar rövanş maçını düşünerek Kasımpaşa maçında en az 5 oyuncuyu farklı oynattı. Rotasyonu aslında Kasımpaşa maçında yaptı. Tamamen Krasnodar maçına oradaki karşılaşmadan itibaren kilitlenmişti. Krasnodar maçını hemen hemen hiç pozisyona girmeden bitirdi. Kasımpaşa maçından sonra bence Krasnodar maçının ardından söylemesi gereken şeyi söyledi. 'Üç forvetle oynuyoruz ama pozisyona giremiyoruz, gol atamıyoruz' diyor. Demek ki 5 hücumcu ile oynayacaksınız. Çünkü geride kalanlar savunmacıysa, çünkü Alper dışında zorlayan yok. Krasnodar zor bir rakip değil ama disiplinli bir rakip. Beklendiği bir rakip. Bana hiç sürpriz gelmedi. Krasnodar'ın önde yetenekli oyuncuları var ama Fenerbahçe de Krasnodar da bana sürpriz olmadı. Tam beklediğim gibi bir maç oldu. Burada tabiki roller değişir. Fenerbahçe'nin kontrollü ama hücum oynadığı bir maç izleriz."
"Emenike ile ilgili o haberler dedikodu"
Dilmen'e 3 ay önce kadrosu dışı bırakılan ve kısa süre önce affedilen Emanuel Emenike'nin Krasnodar maçında oynatılması da soruldu. Rıdvan Dilmen, şunları söyledi:
"Fenerbahçe yönetiminin Emenike ve Van der Wiel'in piyasa değerini arttırmak için Advocaat'a bu oyuncuları oynatma yönünde baskı yaptı" şeklindeki haberlere katılmadığını ifade eden Dilmen, "Bu tür haberler dedikodudan ibarettir. Hoca 3 aydır oynamayan Emenike'yi nasıl oynatır? Asıl soru budur. Bu soru da sadece Advocaat ile ilgili değil. Aynı şekilde hem Tudor'la hem Riekerink ile ilgili. Ligin zirvesine baktığımızda bu tür işlerle uğraşmayan bir kulüp ve teknik direktör var: Beşiktaş ve Şenol Güneş. Bu işlerle uğraşman bir kulüp ve teknik direktör var: Medipol Başakşehir ve Abdullah Avcı. Bu durum Galatasaray ile Fenerbahçe'nin ortak yönü. Ki Fenerbahçe bunu daha abartılı yapıyor. Galatasaray'da 4 oyuncu kadro dışı kalıyor. Maksimum da 2 hafta kadro dışı kalıyor. Bazen bir hafta. Bruma örneğinde olduğu gibi. Cezalar hep kulübe veriliyor aslında. Advocaat'ınki biraz daha abartılı. Sebebi de şu; ben sporcuyum ve beni düşünmeyen bir teknik direktör var. 'Kulüp bulsun' diyor yönetime. Yönetim de Emenike'ye kulüp arıyor. 'Antrenmanları da git başka yerde yap' diyor. Sonra en kritik maçta oynatıyor. Biraz daha ileriye geliyoruz. Aatıf'ı Trabzonspor'a teklif ediyorlar veya Trabzonspor teklif edince kabul ediyorlar. Sonra 'Aatıf gitmem' diyor. O Aatıf gelip Bursa'daki kritik maçta ilk 11'de oynuyor. Aynı Aatıf, bu kez Avrupa Kupalarında yok. Bunun dışında Van der Wiel diye bir oyuncu var. Wiel'i önce dışlıyorlar. Hakldır haksızdır onu tartışmıyorum. Aynı teknik direktör, aynı yönetim oyuncuya 'gel oyna' diyor.
"O 'Ukraynalı arkadaş' değil, senin sporcun"
"Sonra basın toplantısında o Ukraynalı (Karavaev) arkadaştan söz ediyor. O 'Ukraynalı arkadaş' değil, senin sporcun. Tuaf bir durum var. Tuhaf bir durum. Art niyetli olsam. Hoca ‘ben almadım yönetim aldı’ mesajını veriyor derim. Bu tuhaflıklarla uğraşmayan bir Beşiktaş ve Şenol Güneş var. Onlarda geçen sene güle oynaya şampiyon oldu. Bu sene de favorisi. Hiç duydun mu, Beşiktaş’ta şu kadro dışı kaldı, bu kadro dışı kaldı. Bu tür dengesizliklerde takımın özgüveni azalır bir. Takımın lidere yani hocaya güveni azalıyor iki. Bunları her iki camiada da (Fenerbahçe ve Galatasaray) yaşandı."
Krasnodar maçında nasıl bir 11 bekliyor?
Dilmen, "Volkan Demirel, Şener, Kjaer, Skrtel, Hasan Ali, De Souza, Mehmet Topal, Alper, Sow, Lens, Van Persie 11’i ile Krasnodar maçına çıkar" diye konuştu.
Fenerbahçe’nin tur atlama şansını ne kadar?
"30 bin seyirci bekliyorum maça. Fenerbahçe’nin tur şansını yüzde 60 görüyoru. Çünkü Fenerbahçe daha iyi bir takım. Skordan dolayı yüzde 60 diyorum yoksa yüzde 80 diyecektim. 1-0 gıcık bir skor. Fenerbahçe’nin oyunu şablonu kontrollü hücum, onu oynayabiliyor zaten. Kolay değil, ama ben yine de yüzde 60 Fenerbahçe tur atlar diyorum. Fenerbahçe’nin 1-0’ı çabuk bulacağını düşünüyorum. Ondan sonra 0-0’lık oyun oynayacağını düşünüyorum. Seyirci maça gelirse Fenerbahçe’nin tur şansı yüzde 70 olur."
"Advocat, takımının şampiyonluktan kopmasına neden olan birinci kişidir"
Rıdvan Dilmen, Advocaat’ın Kasımpaşa maçı sonrası söylediği “Daha iyi bir teknik direktör varsa yönetim getirsin” sözlerini de yorumladı.
“Bir, şu gerçek var ki, Fenerbahçe kendisine teklif yapmış. Şekip Mostoroğlu’nun açıklamalarına göre Advocaat düşünmek için süre istemiş. İki daha o süre bitmemiş. Üç,bence bu en önemlisi. Aziz Yıldırım’ın son açıklamaları da önemli ama bunlara sonra değiniriz. Başkan ve kulübün devam edip etmeyeceği daha bilinmiyor. Soru şu ya Aziz Yıldırım devam etmeme kararı alırsa, gelecek yönetim Advocaat ile devam etmek istemeyebilir, imzalar atılacaksa. Obradovic ile gelen de devam eder. Çünkü 3 yıllık kontrat imzaladılar. Ama Advocaat ile ilgili yeni gelecek olan başkan yutkunabilir. Gelecekse eğer yeni başkan. Ben bunu bir duyumla söylemiyorum. Diyelim ki mahkeme bitti, üç gün sonra Yargıtay kararını açıkladı. (Yıldırım daha önce Yargıtay kararı sonrası bırakırım demişti.). Dün de ‘biz ne dediysek onu yaparız’ dedi. O zaman durum farklı olur. Bence bir ay sonra karar vermesinde yarar var. Belki bir ay içerisinde de durumlar belli olur. Ama burada şu da olabilr. Fenerbahçe ile Advocaat aralarında geleceği konuşmuşlardır mutlaka şu anı konuştukları gibi. Oyuncu anlamında değil. Bunu paylaşmak zorunda değiller, ayrıca paylaşmamalıdırlar. Çünkü Advocaat bunları paylaşarak bu sezonun 3’te 2’si bitmeden takımının şampiyonluktan kopmasına neden olan birinci kişidir, hiç tartışmam. ‘bu takımdan bir şey olmaz’ diyerek zaten bu takımın gardını düşürdü."
"Advocat, ‘Umurumda değil’ diyor"
"Ama perde arkasında, ki konuşması gerekiyor. Belki de anlaştılar. Advocat, ‘Ben bu takımda bir revizyona gideceğim, bunu bilin ve bu şartla kalırım’ dedi. Yönetim dedi ki ‘Peki o zaman.’ Yönetim Advocaat’a inanıyor olabilir, inanıyorlar ki devam ediyorlar. Fenerbahçe’nin önümüzdeki yılın planında Advocaat vardır. Advocaat’ın şartı ise ben bu takımla devam edememdir. Gözüken tablo bu. Bu yüzden prensipte anlaşmış olabilirler, onu da bilemem. Bu asla duyum da değil. Ben saklanmayacak bilgiyi de kulübü zarar vermeyecekse rahatlıkla söylerim. Devam ederler etmezler bilmem. Ama Antrenör eğer ben 5 tane 6 tane oyuncu alacağım derse, o zaman kulübün kriterleri ne? Çünkü bonservis veremiyor bildiğim kadarıyla Fenerbahçe. Oyuncu satmak zorunda. Bunun karşılında Advocaat, yönetim istemiyorsa giderim’ diyor. Bunu her antrenör söyler. Benim basın toplantısında söylediklerinden en çok dikkat çeken ‘benim için burası son antrenörlüğüm’ demesi. Aslında ‘Kariyerimin son noktası, doymuşum ben. Yönetim isterse beni gönderir. Umurumda değil’ diyor. Ama perde arkasında yönetimle mutlaka önümüzdeki yılı konuşuyorlardır. Bir de şu var; sözleşmesinde tazminat var mı? Eğer Advocaat devam edecekse beğenmediği bu takımı değiştirmek zorunda, bu takımla devam edemez Advocaat. Etmemelidir de. Ben takım kötüdür demiyorum. Advocaat takıma böyle baktığı için söylüyorum.
"Teklifte bulunmakla yanlış yapmışlardır"
Aziz Yıldırım, Yargıtay’ın kararı sonrası kongreye gideceğini söylemişti. Dün de bunu teyit etti, ‘sözümün arkasındayım’ ded.. Aziz Yıldırım aday olur mu, olmaz mı? Bilmiyorum. Ali Koç her türlü aday olacağını biliyorum. Aziz bey de Ali beyi gösterdiği için o da ‘olurum’ dedi. Ben kongre olasılığı nedeniyle ‘Aziz beyin tartışılan bir teknik direktör ile devam etmek için görüşmemesi gerekiyor’ diyorum. Teklifte bulunmakla yanlış yapmışlardır. Advocaat, Obradovic gibi başarılı olsaydı; muhtemel yeni başkan ‘sözleşmesini neden uzattınız?’ demezdi. Avrupalı teknik direktörlerle yerli teknik direktörler arasındaki en büyük fark duygulardır. Yabancı teknik direktörler açıkça ‘Ben istediğim oyuncuları yönetim transfer etmedi’ diyorlar. Ama o camianın içinden gelen hocalar bunu diyemiyorlar. Ne zaman diyorlar biliyor musun? Ayrıldıktan sonra veya aile içindeki sohbetlerinde bunları söylüyorlar, camialarını ve yönetimlerini korumak için. Bir de camialarına karşı tutkunlukları var, ben yönetimimi satmayayım diyor ve daha duygusal bakıyorlar. Sora gittikten sonra keşke şu transferleri yaptısaydım diyorlar. Çünkü gönderilirken kötülenip gönderiliyorlar.
Beşiktaş’ın Fenerbahçe ve Galatasaray’dan farkı ne?
Beşiktaş, bu iki haftayı bir galibiyetle kapatmasına rağmen diğerlerin aldığı skorlarla minimum 10 puan kazanmıştır. Hatırladığım kadarıyla net favori olarak Galatasaray’ın üst üste 4 kez şampiyon olduğu dönemde(1996-2000) direk favoriydi ve üst üste şampiyon oldu. Daha sonra Beşiktaş benim için geçen sene favoriydi, bu sene de çok daha favori. İyi futbol oynayan bir takım. Türkiye’deki lig şartlarında çok gol pozisyonuna giren ve Türkiye’nin gerçeklerini iyi bilen bir takım. Türkiye’de ofansif futbolun şu anki en pozitif hocası da Şenol Güneş’tir. Çünkü bakın Fenerbahçe’nin kadrosuna Souza, Mehmet Topal, Ozan. Güneş onlardan sadece birini oynatır. Nasıl ki, Selçuk ve Colman Trabzonspor’da oynarken, 82 puan aldılar. Yok muydu iki savaşçı orta saha oyucusu? Vardı. Ama o tercihini öyle yaptı. Beşiktaş’a da baktığımızda pas hatası yana da oynasa hemen hemen sıfır olan Atiba ve takımı hücuma taşıyabilecek Oğuzhan gibi bir ön libero yarattı. Fenerbahçe’de bir Oğuzhan yaratılamadı. Oğuzhan’ın gol adeti geçen seneye göre azdır. Ama hücuma katkısı daha fazladır. Aslında Güneş, sırr ço kolay çözdü. Oğuzhan, Quaresma, Talisca, Babel, Cenk bir de kaleci 6. 6 tanesini atın 5’ine yemeyin’ diyor. Galatasaray’a bakın Rize maçının son yarım saatine 8’ine yemeyin, 3’üne de atabilirseniz atı diyor. Fark orada.
"Bu, dünyanın en büyük futbol yalanlarından birisi..."
"Görünleri izledim mi? Fenerbahçe de hücuma çıkmayan oyucular var. Ceza sahası dışından şut çalışması yapıyorlar. Nasıl girecek ceza sahasına bu orta sahayla. Beşiktaş bu tip bir tek Atiba var, örümcek gibi kapatıyor her tarafı. Türkiye’de 'hücum yaparak defans yapacağım' diyen ve 'defans yaparak hücum yapacağım' diyen teknik direktörler var. Galatasaray’da Tudor’un Rize’deki son yarm saati, Fenerbahçe’de Advocaat’ın genel taktiği buna örnek. Bir tarafta da hücumla ben rakibi kaleme getirmeyeyim diyen Şenol Güneş. Güneş’in tercih hep çok gol. Trabzospor, Bursaspor ve Beşiktaş’la en çok gol atan takımlar oldu. Şu anda da Beşiktaş en çok gol atan takım. Antrenörlerin tercihleri takımlarının şampiyonluk hedeflerini etkiler. Şimdi diyorlar ki; ‘Topu rakibe verin.’ Bu, dünyanın en büyük futbol yalanlarından birisidir. Top rakibe falan verilmez. Bir teknik direktör de oyuncularına bunu söylemez. Bunun aslı top rakibe geçince kendi sahamızda bekleyelimdir. Yoksa topu rakibe ver çekil değildir. Diyelim shana çekidin ondan sonra ne yapman lazım topu kazanman lazım. Kazandığın topu da oynaman gerekiyor. Eee kazandıktan sonra oynamazsan neye yarar. Beşiktaş hem kazanıyor hem oynuyor. Beşiktaş’ın şampiyon kadrosu ortalama 108 kilometre koşmuş. Galatasaray bu hafta 118 kilometre koşmuş ama kaleye gitmemiş. Ne yapayım? Aynı Galatasaray 105 kilometre koşmuş 6 gol atmış Akhisar’a. Çünkü Beşiktaş gibi dar alanda oynamış. Şenol hoca, Türkiye’nin formatını çözmüş, açıkçası Avrupa’da da aynısını oynamaya çalışıyor. Yoksa Güneş de Atiba ve Gökhan İnler’i yan yana oynatabilir. Ama oynatmıyor. Ama Fenerbahçe ve Galatasaray oynatıyor ve bu puan farkı ortaya çıkıyor. "
"Şenol hocanın sırrı..."
"Oğuzhan’ın maç boyuca kaybettiği top bir ikidir. Ama Oğuzhan’ın başlattığı hücumlar Beşiktaş’ı şampiyonluk adayı yapıyor. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin orta saha oyuncularını skor 0-0 iken hücumda göremezsin. Ne Souza’yı görürsün, ne de Mehmet Topal’ı görürsün. Şenol hocanın sırrı burada. Beşiktaş'ta ise Oğuzhan’ı hücumda görürsün. Oğuzhan da ön liberolardan biri. Sen hiç gördün mü, Galatasaray veya Fenerbahçe’den bir ön liberoyu ceza sahası içinde? Genelde savunmaya yakın dururlar. Hücuma çıktıklarında ise ceza sahasının dışından şut atarlar."
"Beşiktaş'ın vazgeçilmezleri Şenol Güneş ve Atiba"
Dilmen, ‘Beşiktaş’ın en vazgeçilmez futbolcusu kim?’ sorusuna “Beşiktaş’ın en vazgeçilmezi başta Şenol Güneş’tir. İlla ki bir futbolcu söylemem gerekiyorsa o da Atiba’dır” yanıtını verdi.
UEFA Avrupa Ligi’ndeki temsicilerimizden finale en yakı olanı hangisi?
Dilmen, bu soruya şu yanıtı verdi:
"Fenerbahçe tur atlarsa yüzde olarak Fenerbahçe’dir. Ne enteresan bir adamsın diyeceksin Ama Avrupa farklı. Çünkü Avrupa’da önce yemeyeceksin sonra atacaksın ve rakipler güçlü. Avrupa Kupası Şampiyonlar Ligi gibi değil. Avrupa Kupası Türkiye Kupası gibi. Türkiye Kupası'nı alan 8-10 tane takım ama Süper Lig'i kazanana 5 takım."
Derbi tahmini
"Futbol Zirvesi"nde 22. haftada oynanacak olan Galatasaray - Beşiktaş derbisi de değerlendirildi.
Derbiden önce Osmanlıspor - Başakşehir maçının derbi skorunu etkileyeceğini söyleyen Dilmen, "Ruh haline bakıyorum, kadroya bakıyorum, efora bakıyorum tam ortada görüyorum yani favori Beşiktaş diyemem. Beşiktaş daha iyi takım olmasına rağmen." dedi.
Galatasaray'ın yeni teknik direktörü Tudor ile ilgili açıklamalar yapan Dilmen, "Karabük - Beşiktaş maçı Tudor'a Rize'de puan kaybına sebep oldu. Karabükspori Beşiktaş'ı hücum yaparak yenmedi kontratak yaparak yendi. Tudor, 3 oradan aldı, Galatasaray ile Rize'de 2 puan kaybetti. Farklı takımlarda farklı oynanır." ifadelerini kullandı.
Eren Derdiyok'un derbide oynayacağını düşünmediğini aktaran Rıdvan Dilmen, kendisine göre Galatasaray'ın nasıl bir 11 ile sahaya çıkacağını şu sözlerle anlattı:
"Ben Galatasaray'ın öndeki oyuncularının Podolski, arkalarında Sneijder, öndeki oyunculardan birinin kesin Bruma, diğerinin ise Yasin ya da Rodrigues, arkada da De Jong ile Selçuk olacağını düşünüyorum. Eren'i oynatacağını düşünmüyorum. Stoperlerin yine aynı olacağını düşünüyorum. Carole düzelirse sol bek olur. Sağ bekte Cavanda sürprizi yapabilir gibi geliyor bana. Bu tip antrenörler desansif atlet oyuncuları severler antrenman performansına göre."
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.