Ankaragücü’nde yaklaşık 2 yıldır süren, en çok da kulübe zarar veren, Yönetim – Sol Kapalı arasında bir gerilim yaşanıyor. Yaşanan gerginlikler ardından yapılan açıklamalar, sosyal medya hesaplarından verilen cevaplar sürüp duruyor.
Buzdolabına kalktığını düşündüğümüz bu gerginlik Kastamonuspor yenilgisi sonrası tekrar ısınmaya başladı. Taraftarın protestosu, yönetimin verdiği tribün kapatma cezası, tüm taraftarların Kayseri Erciyesspor maçına girmeme kararı ardından karşılaşma sonrası Yiğiner’in verdiği açıklama.
“Şampiyonluk mücadelesi veren Ankaragücü’nde olmaması gereken olaylar” diye defalarca yazdık, çizdik.
Salı günü Sol Kapalı tribün lideri Ramazan Kaya bana telefon açtı. Yıllardır selamımız, sabahımız olmasına rağmen hiç görüşmüşlüğümüz olmamıştı. 1910 ile biten telefon numarasından Ankaragücü ile ilgili biri olduğunu anladım, açtım. “Dertliyiz kardeş” dedi. Hamamönü’ndeki yerlerine davet etti. Davete icabet etmemek olmazdı. Çarşamba günü akşamı Ahmet Sülak ile birlikte ziyaretlerine gittik.
Hamamönünden İbni Sina Hastanesine giden yol üzerinde arkadaşları ile otopark işletiyor Ramazan. Evine ekmeğini, çocuklarının rızkını buradan çıkarıyor. Otopark’ın alt katında Ankaragücü armaları ile döşenmiş keyifli bir odaya geçiyoruz. Sol Kapalı dernekleşmemiş. Burayı dernek gibi kullanıyorlar bir manada. Ramazan’ın yanında Ömer Unur Ünlü, Harun Pehlivan ve taraftar arkadaşlar var.
Hep birlikte çaylarımızı içip sohbete başlıyoruz. Neler olup bittiğini az buçuk biliyorum. Ama onlardan dinlemek istiyorum.
KULÜP BAŞKANI MISIN? KABADAYI MISIN?
Olayların Brezilya – Almanya maçı sonrası başladığını söylüyor Ramazan. Ankaragücü’nü takip etmeyen birileri olsak “Ne alaka” derdik büyük ihtimalle. Dünya Kupasında Brezilya’nın Almanya’ya 7-2 yenildiği maç sonrası “Bizim tenekeler olsa tesisleri basardı” diye twit attı. Ondan sonra gerginliğin başladığını söylüyor. Daha önce siz tesis basmadınız mı? Başkan haksız mı? diyorum. Anlatıyor. “Mehmet Yiğiner’in başkanlığı döneminde taraftar bir kez tesis bastı. O da Of maçı yenilgisi sonrası idi. Buna tesis basma denmez zaten. Takımın kötü gidişini protesto etmek için tesislere gittik. Dünyanın her yerinde benzer olaylar yaşanıyor. Daha geçen günlerde Galatasaray taraftarı da gitmiş. Taraftar tesise gider, kaptanı çağırır, sorunları dinler, moral verir, dağılınır. Ama öyle olmadı. Bizi tesislerde Yiğiner’in silahlı adamları karşıladı. Bir de üzerine mermi sıktılar. Taraftar arkadaşlarımız canını zor kurtardı. Buradan sormak istiyorum. Kulüp Başkanı mısın kabadayı mısın? Böyle başkanlık mı olur?”
KENDİ ÇIKARDIKLARI OLAYLARI BİLE TARAFTAR SAHİPLENDİ
Konuşmaya devam ediyoruz. “Tamam bir twit atmış başkan ortalık karışmış. Peki ondan sonra hiç iletişime geçmediniz mi, hiç görüşmediniz mi?” diye soruyorum. Ramazan anlatma başlıyor. “O dönem bir kahvaltı organize edildi. Biz de katıldık. Daha Mehmet Yiğiner gelir gelmez ‘Delikanlı varsa dışarı çıksın, sorunları orada halledelim’ dedi. Onun haricinde kimsenin bu sorunu çözme konusunda bir çaba sarf ettiğini görmedik.
Tribünümüz basıldı, taksiciler dolduruldu. Sağduyulu davrandık, olayları büyütmedik. Biz bu adamlarla dışarı karşılaşsak ve aramızda bir olay olsa Mehmet Yiğiner, bu durumdan hoşnut mu kalacaktı? Kol kola olmak varken bizi neden insanlarla karşı karşıya getiriyorsun? Bizim yada o insanların başına bir iş gelirse bunun hesabını kim verecek?
Başkanın görevi bellidir, taraftarın görevi bellidir. Biz telefonlarımızı satıp 1000 kişi deplasmana gidiyoruz. Kulübümüz için 52 gün soğukta tesislerin önünde yatıyoruz, gerekirse 152 gün daha yatarız. Benim iki çocuğum ben deplasmandayken doğdu. Taraftar 2-3 yıldır kulübe ceza bile aldırmıyor. Gelen cezaları yöneticilerin çıkardığı olaylardan oluyor. Onu da yine biz sahipleniyoruz. Kendi çıkardıkları olayları bile sahiplenemiyorlar. Taraftarlar görevini fazlası ile yapıyor, başkan da görevini yapsın. Onun görevi kulübü yönetmek, transfer yapmak, maddi kaynak sağlamaktır. Başkan bizim ile uğraşacağına o işlere yoğunlaşsın.”
ISPATLASIN SOL KAPALI TRİBÜNÜ KENDİM LAV EDECEĞİM
Güncel konulara gelelim istiyorum. Kastamonu maçını soruyorum. Küfür ettiniz mi maçta? “Statta 80-100 tane kamera var. İncelensin” diyor. “Küfür etmedik. ‘Yönetim sahaya üçlü çektir tayfaya’ diye bağırdık” diyor. Peki onu neden bağırdıklarını soruyorum. Ramazan anlatmaya başlıyor. “Öncelikle kendi söylediği gibi Tuzla maçında Yiğiner’i sahaya üçlü çektirmek için davet eden taraftar olmadı. Kendi coşku ile sahaya girdi, üçlü çektirdi. Davet falan yok. Senin ligin Barcelona’sı dediğin takım evinde ligin 15’inci sırasındaki Kastamonuspor’dan 3 gol yerse taraftar protesto eder. ‘İyi günde kötü günde’ diyorsak Tuzla’da sevindiğin gibi Kastamonu maçından sonra da bağırılır. Bunlar normal işlerdir. Ama bunun haricinde sol kapalıda bir küfür olayı yaşanmadı. Kamera kayıtları orada. Çıkarsın göstersinler. Net söylüyorum o maçta küfür ettiğimizi kamera kayıtları ile ortaya koysunlar ben ona bırakmayacağım Sol Kapalı tribünü kendim lav edeceğim.
Rakibine yenildiğinde böyle bir tepki olur muydu?. Ama Kastamonu’ya 15 bin kişi önünde yenilmeye hakkı yoktu takımın. Bu, bir kazadır diyebiliriz ama takım son 5 haftadır top filan oynamıyor. Oyuncular doğru dürüst top oynamıyor. Oyuncular, para mı alamıyor, onu da bilmiyoruz. Kendi açıklamalarına göre peşinatı bile almayan oyuncular varmış. Bizim üzerimizden hedef mi şaşırtmaya çalışıyor.”
BEDAVACI TARAFTAR DEĞİL YİĞİNER’İN ADAMLARI
“Bir de bilet fiyatları meselesi var. Bunu eleştirdiğinizi söylüyor Başkan. 15 TL çok mu sizce?” diyorum. Ömer Onur Ünlü anlatıyor. “Lige göre çok” diyor. “Ama” ile devam ediyor. “Bizim bilet fiyatlarımız ile ilgili bir derdimiz yok. Bu sene gördüğümüz en yüksek bilet fiyatı Tuzla’da 10 TL idi. Helali hoş olsun. Ama bize bedavacı, çapulcu, rantçı derken dolmuşçuya, taksiciye bedava bilet dağıtılıyor. Fotoğraflarını vereyim size. Ankara’nın en büyük taksi duraklarından birinin başkanını bilet dağıtırken gördük. Eğer ortada bedavacı, rantçı, çapulcu birileri var ise onlar Mehmet Yiğiner’in getirdiği adamlardır. Taraftarlar değildir. Hani oyuncuların, personelin, stadın parasını maç geliri ile karşılıyorduk. Tek gelir kaynağımız buydu. Taksicilere, dolmuşçulara dağıtılan promosyon biletin karşılığı ne o zaman? Ankaragücü’nün promosyon ile taraftar toplamaya ihtiyacı mı var? Kendi taraftarı biletini alıp maça zaten giriyor.
KAÇ KERE PARA GÖNDERDİLER, GERİ ÇEVİRDİK
Ankaragücü’nde yaşananları bilmeyen, belki maça gelip hiç bir grup ile beraber hareket etmeyen taraftarlarda grupların yönetimden para ya da bilet istediği, Yiğiner’in bunu vermediği için ortalığın karıştığı yönünde bir imaj olduğunu söylüyorum. Hatta Yiğiner’in açıklamalarının da bu iddiaları desteklediğini hatta ve hatta net olarak bunu söylediğini Ramazan’a aktarıyorum. “Yok öyle bir şey” diyor. “Kimden ne zaman nerede para almışız, para istemişiz. Bunu bir açıklasınlar. İsim vermeden böyle açıklama yapıp duruyorlar. Ben kendi adıma net söylüyorum. Biz hiç bir yöneticiden ne para istedik ne aldık. Kaç kere gönderdiler. Geri çevirdik. Bütün organizasyonları imece usulü kendimiz hallediyoruz. Aramızda para toplayıp deplasman yapıyoruz, sabahlara kadar uğraşıp karaografi çıkarıyoruz. Asıl sorun zaten bu. Para ile sorunları çözebileceklerini düşünüyorlar. Almayınca da başka türlü sorunları çözemiyorlar. Eğer bedava bilet isteyen grup ve kişiler varsa Yiğiner bunu açıklasın. Kimseyi zan altında bırakmasın. Kime ne verdin yada kim, ne talep etti? Ankaragücü, bu durumdayken kimse, yönetimden bir şey isteme lüksüne sahip değil.”
Sohbetimiz soru cevap şeklinde sürüyor.
YAPMAK İSTEMİYORSAN YAPMA!
“Kulübün durumu ortada. Yıllardır maddi sorunlar ile mücadele ediliyor. Eleştirirken ya da protesto ederken bu durumu gözardı ettiğinizi düşünüyor musunuz?”
Kulübün maddi sıkıntı içinde olduğunu biliyoruz. Yiğiner kulübe başkan olmadan önce de bu durumu biliyordu. Bunu bilerek başkan oldu. Yiğiner taraftar ile doğru iletişim kursa idi sırt sırta verir sorunları daha rahat aşardık. Osmanlıspor, Avrupa Liginde mücadele ediyor maç biletleri 5 TL iken bu şehrin yoksul çocukları Kastamonu karşılaşmasına 15 TL’den giriyor. Lafını bile etmiyoruz. Mehmet Yiğiner, bu kulüp için birçok şey yapmıştır. Bunu inkar etmiyoruz. Ama her seferinde bunu taraftarın başına kalkar gibi konuşmasından rahatsızız. Yapmak istemiyorsan, yapma. Ankaragücü de sahipsiz kalmaz. Kimse kusura bakmasın.
Yiğiner, bütün servetini harcasaydı, Ankaragücü ile yaptığı reklamı yapamazdı. Haftanın 2-3 günü gazetede haberleri yer alıyor. Ben Mehmet Yiğiner, daha önce tanımıyordum, Ankaragücü’ne başkan olduktan sonra tanıdım. Mesela Mehmet Yiğiner’in işlettiği şirketin 25 tane AG plakalı otobüsü var. Kim Ankaragücü üzerinden reklam yapmasına, otobüslere bile AG plakası almasına izin veriyor bilmiyoruz.
Bu kulübe başkan olurken, taraftarın nasıl bir potansiyele sahip olduğunu bilmiyor muydu? Sahaya 1500 kişi girdi diyor, madem o olayı gördün, başkan olmasaydı. Konu Ankaragücü olduğu zaman, taraftarların sıkıntılı olduğunu bilmeyen yoktur. Taraftarların canı al ama takımına laf söyletmez. Başkan Yiğiner, bunları ilk kez duymuş olamaz. Gidip taraftarsız bir kulübe başkan olsaydı o zaman.
Biz tamamen emeğimiz ile 1 hafta statta yatarak koreografi hazırlıyoruz. Lütfedip kulüp sitesinde paylaşmıyorlar bile. Ama bir yönetici lokanta açıyor, hemen kulüp sitesinde manşet. Kulübü yönetmeye mi geldiniz reklam yapmaya mı? Hangi kulüpte böyle bir olay görülmüş. Biz başka şeyler de yapmayı planlyoruz ama yönetimin bu tavrı şevkimizi kırıyor.
Kabadayı gibi görünmekten vazgeçip taraftar ile iyi geçinse böyle sorunların da üstesinden gelinir. Biz, kendi aramızda kampanya düzenleriz, çalışanın maaşını öderiz. Daha önce bu yapıldı. Yeterki, bize karşı samimi olunsun. Ama Mehmet Yiğiner böyle devam ederse kendisiyle anlaşmamız mümkün değil. Hep bize söylüyor ya biraz da kendine bakmalı.
HEYKELİNİ DİKERDİK AMA ARTIK ŞAMPİYON DA YAPSA BÜYÜK BAŞKAN DİYE BAĞIRMAYIZ!
Mehmet Yiğiner’den istediğiniz ne? Somut bir şey söyleyebilir misiniz?
Taraftar, taraftarlığını yapıyor ama Mehmet Yiğiner, Ankaragücü Başkanlığı olgunluğunda davranmıyor. Başarısız olursan taraftar da protesto eder. Küfüre karşıyız ama taraftarın da protesto hakkı her zaman vardır. Taraftar “Yönetim istifa” diye bağırır, en ilerisi “toplayın bavulu gidin” der. Küfür olmadığı sürece her eleştiri yapılabilir. Mehmet Yiğiner, takımı şampiyon yapsın, herkes onu alkışlamasını da bilir. Artık eleştiriyi kabul etme olgunluğunu göstermesi gerekir. Her maçta, pohpohlanmaz bir insan.
Mehmet Yiğiner baştan taraftar ile kavga etmeye girişmese idi “Büyük Başkan” diye de bağırırdık, heykelini de dikerdik. Ama “Büyük Başkan” diye bağırmadığımız için bu şekilde yasaklar yiyorsak, kimse de kusura bakmasın biz Ankaragücü’nde başka kimseye biat etmeyiz. Ankaragücü, sezon sonunda şampiyon olsa bile “büyük başkan” diye bağırmayız, takımımızı alkışlarız. Her türlü kutlamaya katılırız ama o şekilde bağırmamızı kimse bizden beklemesin. Bir maç açıklamaları ile taraftarı göklere çıkarırken diğer maç yerin dibine sokmaya çalışıyor. Böyle iş olmaz. Olgun insan davranışı değil bunlar.
HEM ÇAPULCU DİYOR HEM YANIMIZDA OLMAK İSTİYOR
Taraftar; çapulcu veya avantacı diye suçlanıyor ama taraftar yürüyüş organizasyonu yapınca yanımızda olmak istiyor. Madem biz kötüyüz, neden böyle durumlarda bizim yanımızda olmak istiyor? Mesela tribünler hınca hınç doluyken bütün tribünlerin fotoğrafını resmi hesaplardan, kendi hesaplarından paylaşıyor, dolmuşçular, taksiciler güzel güzel yorumlar yazıyor ama taraftar yazınca hemen silinip engelleniyor.
BİZİM EKMEĞİMİZ İLE OYNAMASINLAR!
Mehmet Yiğiner son açıklamasında “Belediyeden destek alan kişiler var” derken neyi kast etti anlamadık. Açık açık konuşmasını istiyoruz. Bizi kast ettiyse, artık ekmeğimizde mi gözü var düşüncesi akla geliyor. İnsanların, ekmeği ile oynamayı bıraksın artık. Bizim, ekmeğimiz ile kim oynarsa canımızı almalıdır. Bunlara gerek yok.
24 TAKSİTLE BUZDOLABI BİLE SATILMIYOR
Kulübün şirketlemesi konusunda da sıkıntılar var. Kulübün nasıl şirketlediği konusunda kimsenin bilgisi yok. Belki benim param var, kulüpten hisse alacağım. En ufak duyuru yapmadan hisselerin satıldığını söylendi. Mesela yüzde 33’lük hisse kimindir. Hiç tanımadığım bir adam, o parayı vermiş midir? Ankaragücü camiasının bundan neden haberi olmadı? 24 taksitle hisse alınıyorsa bu güçte birçok insan çıkabilirdi. 24 taksitle buzdolabı bile satılmıyor artık ama Ankaragücü’nün hissesi 24 taksitle satılıyorsa, bu işte sıkıntı vardır. Madem bu paralar geldiyse nereye harcanmıştır? Yönetim, taraftara karşı açıklama yapmak zorundadır. En önemlisi, hisselerin yüzde 51’i derneği olacak diye açıklanmıştı.
BÖL, PARÇALA, YÖNET DEVRİ SONA ERMİŞTİR
Böl, parçala ve yönet sistemi, Ankaragücü taraftarları için bitmiştir. Ankaragücü taraftarı, birdir ve bütündür. Dostlarımızın başına en ufak bir sorun gelsin, kenetlenmesini biliriz. Bu herkes öğrensin. Biz deplasmana 50 kişi giderken, diğer tribün 1000 kişi giderse biz, bundan rahatsızlık duymaz, gurur duyarız. Ortak amacımız, Ankaragücü’dür. Kayseri Erciyes maçındaki ortak tepki için tüm tribündeki arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Hepsinden Allah razı olsun diyorum. Herkes üstüne düşeni yaptı. Olması gereken de buydu. Yarın, o arkadaşlarımıza buna benzer bir durum olursa aynı tepkinin 5 katını yaparız. Hepsi bize destek oldu, ziyaretimize geldiler. Haklıyı gördüler ki yanımızda yer aldılar.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.