Futbol kariyerin nasıl başladı?
Futbola sokakta başladım. 4 yaşındaydım, Fransa’da yaşadığım köyün takımıydı. Ama aklımda futbolcu olacağıma dair hiçbir fikir yoktu. Sadece eğlenmek için oynuyordum. Arkadaşlarımla iyi zaman geçirmek içindi her şey.
Futbolcu olmasaydım, baba mesleğine devam eder inşaatçı olurdum herhalde. Altyapı takımlarında bir dönem Bursaspor’da oynayan, şimdi Villereal’deki Cedric Bakambu ile birlikte oynamıştım. Benim oynadığım dönemde profesyonel olan bir tek o var takım arkadaşlarımdan.
Fransa’dan Elazığspor’a geliş sürecin nasıl oldu?
Çok garip oldu aslında. Bulgaristan’da bir takıma imza atmak üzereydim. Şimdi Fenerbahçe’de oynayan Aatıf Chahechouhe’nun takımı Chernomorets vardı. Beni istemişlerdi, imza aşamasına gelmiştik. Ama o sırada Elazığspor’dan teklif aldım. Elazığspor Sportif Direktörü Özgür Öztürk aradı beni, kadroda beni görmek istediklerini söyledi. Ben de karar değiştirdim, kendi ülkemde oynamanın benim için daha iyi olabileceğini düşündüm. Yabancılık çekmeyeceğimi düşündüm. Oradan kaçar gibi buraya geldim ve Elazığspor’a imzayı attım.
Türkiye’ye geldiğin dönemde bir zorluk yaşadın mı? Uyum sorunu oldu mu?
Hayır herhangi bir zorluk olmadı. Türk olmam çok kolaylaştırdı burada işimi. Takım olarak çok iyi bir ortam vardı. Sedat Bayrak vardı, Orhan Ak, Bülent Ertuğrul… İlk dört ay oynamadım ama sonra hoca değişimi oldu oynamaya başladım. İyi değerlendirdim bu şansı. Herkes benden söz etmeye başladı. Eğer bir kulüpte iyi performans sergiliyorsan, herkes senden bahsetmeye başlıyorsa orada mutsuz olma şansın yoktur. Her şey çok iyiydi benim için.
Trabzonspor’a transfer oldun ve senin geldiğin dönem geniş bir kadro vardı. Az şans bulmanda bunun bir etkisi olduğunu düşünüyor musun?
Benimle ilgili olmayan farklı nedenler vardı. Şimdi bahsetmek istemediğim, isim vermek istemediğim şeyler oldu. Ama Trabzonspor macerası da iyiydi diyebilirim. Ama bir daha böyle bir dönem yaşamak istemem tabi ki.
Vahid Halilhodzic vardı takımın başında, onunla konuşma şansın oldu mu bu konuları?
Konuştum. İlk başta bana direkt olarak “seni oynatmayacağım” dedi. Sonra maalesef kötü sonuçlar geldi, beni oynatmaya başladı. Tam oynamaya başladığım dönem, takımda bir şeylerin iyiye gitmeye başladığı dönem Halilhodzic gönderildi. Sonraki dönemde ise yeni hoca beni kadroda düşünmedi.
Uzun süre oynamadan Gençlerbirliği’ne geldin ama sanki kesintisiz oynamış gibi hazır gözüküyordun. O süreçte motivasyonunu nasıl sağladın?
Trabzonspor’da yaşadığım zor süreçlerdi. Bir futbolcu için 6 ay oynamamak inanılmaz zor bir durum. Kadro dışıydım ben buraya geldiğimde. Ama o dönemi hep çalışarak geçirdim. Çok çalıştım, boş durmadım. Performansımda sorun yoktu ama ilerleyen dönemlerde sakatlık olarak önüme geldi bu boşluk benim. Maç temposu çok farklı bir şey. Yine de elimden geldiğince takımın ligde kalmasına katkı verdiğimi düşünüyorum.
Gençlerbirliği’nden ilk teklif aldığında ne düşündün?
Düşünmeden kabul ettim. Başka teklifler de vardı. Soner Aydoğdu aradı beni, İlhan Başkanımız onunla da görüşmüş. Ona benim karakterimi sormuş. Burası özel bir kulüp, burada sadece yeteneğinizle var olamazsınız. Burada karaktere de çok önem veriliyor. Soner de sağ olsun başkanımıza beni anlatmış. Ben Ankara’ya aklımda başka hiçbir teklif olmadan geldim.
Sanki uzun yıllardır bu takımın bir parçası gibisin. Takıma çok çabuk uyum sağladın ve şu anda da takım içinde çok pozitif bir havan var. Bu kadar çabuk uyum sağlaman konusunda ne diyeceksin?
Bunu tamamen buradaki insanların kalitesine bağlıyorum. Burada art niyetli tek bir insan bile yok. Aile gibiyiz, abi kardeş gibi yaşıyoruz, abi kardeş gibi sahada oynayıp mücadele ediyoruz. Ben sanki tüm arkadaşlarımla küçüklükten beri bir arada oynuyormuşum gibi hissediyorum. İlk günden itibaren burada çok mutluyum. Bu tesise geldiğim an kendimi çok huzurlu hissediyorum. Antrenmanlara gelmekten çok büyük zevk alıyorum. Trabzonspor’da bu his yoktu.
Mesela toplanma saat 5’te ise ben saat 3’te , 3 buçukta geliyorum. Burada vakit geçirmeyi seviyorum. Buradaki arkadaşlarımı, sağlık ekibini, malzemecileri, personeli ayrı ayrı seviyorum. Burası benim için çok ayrı bir yer.
Geçen yıl transfer olduğunda ligde zor bir durumdaydık. İbrahim Üzülmez’in gelişi , yeni transferler ve kadroda yeniden sağlanan birliktelik düşme potasından bizi çıkarmıştı. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsun?
Bu yükseliş öncelikle hoca değişikliğiyle geldi. İbrahim Hoca aslında çok inanılmaz bir değişiklik yapmadı; taktik – disiplin olarak belki de her şey aynıydı ama bu takımı inandırdı. Ben ilk geldiğimde mental olarak çok kötü durumda bir takım vardı. İbrahim Hoca bunu değiştirdi. Ruh halimiz değişti. Hocamız bize her zaman çok samimi davrandı ve bize bir ağabey gibi yaklaştı. Bize güvenmiş olması hepimizi güçlendirdi.
İyi bir seri yakaladık, o seride yenildiğimiz tek takım da ligi şampiyon bitirdi zaten. İbrahim Hoca’nın bu başarıda payı çok büyük. Teknik ekibinde de çok kıymetli insanlar var. Onların payını da söylememek olmaz. Hocalarımız istikrarlı bir şekilde devam ediyorlar.
Zor süreçleri inanmış bir takım olmanın gücüyle atlattık. O ruh hala var. Osmanlıspor maçına bakarsanız o inanmışlığı görebilirsiniz. Çok karakterli bir takımız.
Sezona TSYD Kupası ile başladık ve ligde de 4 puandayız. Bu seneki takım hakkında neler söylemek istersin?
Önce eksiklerle başlayayım; Djalma Campos önemli bir oyuncuydu bizim için. El Kabir her ne kadar farklı sorunları olsa da saha içinde önemli bir oyuncu. Bu iki oyuncudan yoksunuz yeni sezonda. Kamplarda da hazırlık maçlarında istediğimiz sonuçları alamamıştık. Bu ister istemez bir soru işareti yarattı.
Ama TSYD Kupası’nda geçen sezonki Gençlerbirliği’nden görüntüler izlettik. Adanaspor’u ve geçtiğimiz yılı 3. Bitiren Konyaspor’u geçtik. Kupayı aldık. İyi başladık sezon öncesine, ligde de devam ettik bu çıkışa. Osmanlıspor’dan bir puan aldık, Gençlerbirliği her zaman 3 puan için sahaya çıkar ama bu da kötü bir sonuç değil.
Taraftarlar özellikle son dönemdeki performansın için çok olumlu şeyler söylüyorlar. Taraftarlara bir mesajın var mı?
Öncelikle taraftarlarımıza teşekkür ediyorum. Gençlerbirliği taraftarı sayı olarak kalabalık değil ama belki de en özel taraftar topluluklarından biri. TSYD Kupası’nda kupayı kaldırdıktan sonra Ahmet Çalık’la konuştum, şaşırdığımı söyledim taraftarın kalabalık oluşuna. Yine hocamıza ve başkanımıza çok teşekkür etmek lazım. Hocamız bize oynattığı futbolla, başkanımız kurduğu bu takımla, bizi bu şehre bir kez daha kabul ettirdiler. Bizi izlerken zevk alan bir taraftar topluluğu var artık. Bu yüzden artıyor tribünlerdeki sayımız.
Taraftarımızdan desteklerini sürdürmelerini istiyorum. Osmanlıspor maçı öncesi tesise gelip bizi stada uğurladılar. Bu tabi ki bizi etkiliyor. Onlar da emek veriyor. Onların emeğini görmezden gelemeyiz. Onlar da bizim 12.oyuncumuz. İnsanlar çoluk çocuk geliyor bizi desteklemek için. Bu desteği arkamızda hissetmek çok güzel bir duygu. Onlardan isteğim, Alanyaspor maçında da stadı doldurabildiğimiz kadar dolduralım.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.