Hürriyet Gazetesi Spor Yazarı ve Lig TV yorumcusu Erman Toroğlu bugünki yazısında pişti oldu. 5 Şubat'ta Hürriyet Ankara ekinde Atilla Türker'in yazdıkları ile Erman Toroğlu'nun yazısı adeta araya kopya kağıdı konmuş gibi...
İşye Erman Toroğlu'nun bugünkü yazısı...
ŞİMDİ size Başkent Ankara'da yaşanan, Aziz Nesin'in bile yazamayacağı bir komediden bahsedeceğim. Çok keyif alacaksınız.
Ankaragücü, G.Birliği veya Hacettepe taraftarısınız veya bir sporseversiniz. 19 Mayıs Stadı'na maç seyretmeye gidiyorsunuz. Gençlik Parkı tarafından, "Bismillah" diyerek stada adımınızı attınız. Demir kapıların orada aranıyorsunuz. Polis sizin üzerinizdeki bozuk paraları alıyor. Sonra, bilet almaya gidiyorsunuz. Buraya kadar herşey normal.
Komedi şimdi başlıyor. Mesela Ankaragücü-Kayserispor maçının bilet fiyatı, buradaki gişeden alırsanız 5.5 TL. Orada karaborsa satanlardan alırsanız 5 TL. Yanlış okumadınız! Biletix'ten alınan biletler, karaborsa satılıyor. Bu biletlerin bazılarını kim sattırıyor? Onları da yöneticiler daha iyi bilir!
10 lira verirseniz 4.5 TL para üstü alıyorsunuz. Bozuk para olarak. Belki de bu para sizin eve dönüş paranız olabilir. Başka da paranız olmayabilir. Bu sefer giriyorsunuz turnikelere, bir daha aranıyorsunuz. Bu sefer çakmakla beraber o para üstü olarak verilen bozuklukları da alıyorlar. "Bozuk paraları neden alıyorsunuz" dendiğinde size, "Bağış" cevabı geliyor. Benim bildiğim bağış gönül rızasıyla olur, zorla olmaz. Eğer dönüş paranız yoksa maça girme şansınız da yok. Varsa da "Lanet olsun" diyip giriyorsunuz.
İçeri girdiniz. Bu sefer gidiyorsunuz büfeye. Sosisli sandviçle, sucuklu sandviç 4 TL. Yumurtalı sandviç ise 3 TL. Çay ve su 1 TL. Ne alırsanız alın kağıt para verirseniz ki mecbursunuz vermeye bozuk para yok cebinizde. Sizin bozuk paralarınızı bağış olarak polis aldı zaten. Hem de kibarca, silah zoruyla değil! Mutlaka büfeden bir şey aldığınızda tekrar para üstü olarak bozuk para alıyorsunuz. 19 Mayıs Stadı'na girerken ve stadın içindeki kısır döngü bu.
Yalnız burada görevlilerin de hakkını yemeyelim. Maç çıkışında toplanan çakmakları kapının önündeki kutulara koyuyorlar. İsteyen istediği çakmağı alıp gidiyor. Bu da iadeli taahhütlü promosyon.
Bunun bir tek abartısı yok. Yani, trajikomik bir durum sözkonusu. Yalnız, uyanık seyirciler de var. Bu bozuk paraları stada sokmanın yollarını bulmuşlar. Bir kısmı çorabının içine atıp ayakkabı tabanının arasında sokuyor paraları. Bir kısmı hiç uğraşmıyor. Belki çorap eskimiştir, ayak kokar, eline de bu koku geçer diye oradan bir çekirdek alıyor. Çekirdeklerin içine atıyor o bozuk paraları ve çitleye çitleye gidiyor tribüne.
Türk milleti uyanıktır. Herşeyin çözümünü bulur. Ama, idare edenler mi, edilenler mi, yürütme mi? Birilerinden, birileri aptal yerine konuyor. Bir kişi de açar bu konuda bana bilgi verirse haftaya burada yazarım.
Ey, Türkiye Cumhuriyeti Başkenti’ndeki Ankaralı sevgili hemşehrilerim. Aynaya bakın. Kimin aptal olduğunu görürsünüz.
Atilla Türker'in 5 Şubat'ta yayınlanan yazısını okumak için tıklayın...
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.