İstanbul’un dışı artık ne Fenerbahçe, ne Galatasaray, ne de Beşiktaş için kolay bir deplasman. Kayseri, Gaziantep, Başkent Ankara, Konya, Eskişehir ve Sivas… Buralara elini kolunu sallayarak gitme, bol gollü galibiyetlerle dönme dönemi çoktan geçti.
Dünya’da değişen futbola çabuk uyum sağlayan bir Anadolu var. İsimlerin, formaların değil, sahaya yansıyan terin, mücadelenin, hırsın kazandığı bir dönem başladı.
Ancak ülkemizde değişmeyen tek görüntü, her zaman olduğu gibi hakemlere olan isyan. Canı özellikle bu sezon sıkça yanan Anadolu kulüplerinin sesi daha gür ve daha yüksek çıkmaya başladı. Peki bu tepkiler karşılığını buldu mu? Maalesef hayır…
Bu olumsuzluklara rağmen, liderle yedinci sıradaki Kayseri arasında sadece 7 puan fark var. Şampiyonluğa giden yol, İstanbul’daki derbilerden değil, Anadolu’dan geçecek.
Ertuğrul Sağlam’ın Beşiktaş’a gitmesinin ardından yeni bir dönem başladı Kayseri adına. Tolunay Kafkas, daha sert mizacı ve ödün vermeyen yapısıyla, taraftarın gönlünü kazanamadı. Kazanılan maçlardan sonra bile taraftarın Tolunay’a tepkisinin altında da bu yatıyor.
Tüm tepkilere rağmen, prensiplerinden ödün vermedi Kafkas. İsimlere değil, hak edene formayı verdi. Gökhan Ünal gibi bir gol kralının yerini doldurmakta da zorlanmadı. Aghahowa, Turgay ve bu sezon lider rolü üstlenen Mehmet Topuz.
Kayseri adına en büyük sıkıntı, sert futbol ve beraberinde gelen kartlar. 35 sarı ve 4 kırmızı kart. Ligin en hırçın ekibi. İdeal 11 ile maçlara çıkması, ilk yarıda neredeyse pek mümkün olmadı.
Kayseri’de beklentiler yüksek. Liderin 7 puan gerisinde olmalarına rağmen, daha önce yakalanan hedeflere (UEFA Kupası) ulaşmaları, zor gibi gözüküyor.
Güneydoğu’nun bu sezon yükselen değeri. Alınan sonuçlar, Gaziantep’i yukarılara taşıdı. Geçen sezon yaşanan kabus dolu günlerden uzakta bir sezon yaşıyorlar.
Gaziantep’in farklı görüntüsünün altında yatan, isabetli transferler oldu. Tabata, inanılmaz bir güç kattı. Attığı 8 gol ve 2 asist, bunun en güzel kanıtı. Beto, şansız bir sakatlık yaşasa da takımının vazgeçilmezi. 4 gol, 3 asist. Böyle yabancıları kim istemez.
Mehmet Yozgatlı, ikinci baharını yaşıyor. Zurita, Ferdi, Murat Ceylan… Başarıda pay sahibi olanlar. Tabii burada Teknik Direktör Nurullah Sağlam’ı unutmamak gerekiyor.
Lige bu kadar iyi başlayıp da bu kadar sorun yaşayan başka bir kulüp herhalde yoktur. İlk altı haftada alınan 5 galibiyet, bir de yenilgi. Ardından antrenör değişikliği. Yaşanan düşüş. İlk yarı biterken, ikinci teknik adam da Bursaspor ile yollarını ayırdı.
Sanayi kenti, zenginliklerle dolu bir bölge. Ama futbol adına istikrar, sıfır noktasında. Bir yerlerde yanlış var. Ancak bunu düzeltecek yönetim, ne bir ışık saçıyor, ne de umut.
Sürpriz golcüleri Sercan Yıldırım, tecrübe ve kalite kokan Yusuf Şimşek, kimliğini bulan Gökhan Güleç… Kadro, rakiplerini kıskandıracak kalitede. Hemen hemen her yönetim veya teknik ekiple kavgaya tutuşan, yıldızı barışmayan taraftarlar, ciddi sıkıntı yaratıyor. Bu sezon ne Samet Aybaba’yı, ne Güvenç Kurtar’ı bağırlarına basmadılar. Her iki teknik adamın da Beşiktaş kökenli olması, tesadüf mü bilinmez ama taraftarında en büyük düşmanı Siyah-Beyazlı ekip olunca, sorunu dışarıda aramaya gerek de kalmıyor.
Sıralamada rahat gibi gözükse de puan açısından sıkıntılı bir süreç içinde. İyi bir teknik adamları var. Ancak futbolu yönetmekle meşgul olduğundan takıma fazla mesai harcamayan başkanları olunca, inişli çıkışlı grafik sergiliyorlar.
Kadrolarında çok etkili isimler var. İbrahim Akın, Adriano ve Erman’ın yanına, Serhat’ı, Marcin Kus dahil ettiler. Tüm bunlara rağmen patlama yapamadılar. 21 oyuncuyu forma şansı buldu ancak ideal kadro oluşturulamadı.
Bebbe’nin (Alper) Ankaragücü’nden alınışı ve yaşanan tartışmalı süreç, takıma da yansıdı.
Ligin yeni ekibi, 18 yeni transferin sıkıntılarını yaşadı. Rıza Çalımbay’ın ekibi bir uyum içine sokması, zaman aldı. Buna rağmen, ses getirecek sonuçlar aldılar. Eğer hakem hataları olmasaydı, puan cetvelinde 2-3 basamak daha yukarıda olacaklardı.
Gençlerbirliği’nden, Beşiktaş, oradan da Fransa. Kariyeri sağlam Youla, takıma büyük güç kattı. 6 gol, 3 asist, hiç de küçümsenmeyecek istatistikler. Keza Serdar Özbayraktar, yükselen bir grafik çizerek, dikkatleri çekmeyi başardı. Tam 9 oyuncu gol atma başarısı gösterdi. Dikkat çeken bir ayrıntı.
Hayal kırıklığı yaratan bir ekip. İmkanları çok fazla ancak isabetli ne teknik adam, ne de transfer yapabildiler. Korkulan bir deplasman olmaktan çıktılar. Her takım, Konya’dan puanla dönme şansına sahip. Isıran değil, ısırılan bir ekip oldular.
Tam 7 iç saha maçında rakipleri evlerine puan ya da puanlarla döndü. Ses getirecek transferler yapamadılar. Takımlarında sorun yaşayan, uyum sağlayamayan soluğu Konya’da aldı.
Hakemlerden çok şikayet ettiler. Ne tesadüf ki, iki sansasyon yaratan Fenerbahçe maçı, Konyaspor’a denk geldi. Ellerden çok canları yandı.
Yusuf Şimşek gibi, serhat gibi etkili oyuncularını rakiplerine kaptırdılar. Zaten kısıtlı kadrolarla yola devam etmeyi prensip haline getirmiş bir ekip için iki önemli kayıp oldu.
Ekonomik sıkıtılar, takım içindeki ahengi de bozmuş göründü. Kalesinde en çok gol gören (31) ikinci takım. Hem de bu Kratochvil gibi, Tomas gibi birlikte oynamaya alışmış defans oyuncuları olmasına rağmen.
Kaleci Souleymanou’yu Kayserispor’a kaptırmaları, çok teknik adam değişiklikleri, yıpranan bir başkan, Denizlispor’a kabus dolu bir ilk yarı yaşattı.
Sürekli istifa eden ama sonra vazgeçen bir başkan… 16 haftada 3 farklı teknik adam… Bol bol vaatlerde bulunup, başkanlığı isteyen bir Belediye Başkanı… Kızgın taraftar topluluğu… Ekonomik sıkıntıdan kaçan kaçana bir futbolcu ordusu… Bu tablo içinde görev almaya çekinen teknik adamlar…
Ankaragücü kötü bir süreç yaşıyor. Stres ve sıkıntı, sahaya da yansıyor. 33 sarı, 3 de kırmızı kart. İki kez taraftarlarca basılan bir kulüp. Havaya sıkılan kurşunlar. Ligin ikinci yarısı için hiç de umut veren bir tablo yok. Tüm bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi bir de en iyi oyuncuları, Gökhan Emreciksin, takımdan ayrılarak, İstanbul’un yolunu tuttu.
Yanlışlarda azimle ısrar etmeye devam ettiler. Geçen sezon yaşanan 5 teknik adam değişikliği yaşanmıştı. Bu kez farklı olacağı ifade edilmişti. İlk yarı bittiğinde, ikinci çalıştırıcıya ulaşılmıştı bile.
Takım içinde yaşanan gruplaşma, skora olumsuz yansıdı. Mesut Bakkal’a verilmeyen yetkiyi alan Samet Aybaba, ilk yarının sonunda kelleri de kopardı. El Saka, Koray Avcı, Ergün Teber ile yoların ayrılmasına karar verildi. Engin Baytar için teklif bekleniyor.
Başkan İlhan Cavcav, yine tek adam mantığıyla, hasta yatağından kulübü yönetmeye çalıştı. Ancak bu kez de başarılı olamadı. Ligin ikinci yarısına 4 yeni transferle girilecek. Maya tutarsa, ne ala… Ya tutmazsa…
Beraberliklere abone bir ekip. 7 maçtan beraberlikle ayrılan Güney ekibi, yeni teknik direktörleri Mehmet Özdilek ile toparlanma sürecine girdi. Djiehoua, 6 golle takımının en skorer ismi oldu. Ancak bu futbolcunun gol attığı her maçı da Antalyaspor kaybetti.
5 kırmızı kartla ligi önde götürüyorlar. Tek umutları var. O da Özdilek ile yaşanan çıkış trendi. Asansör takım olma sendromunu bu sezon kırmak istiyorlar.
Oftaş olan adlarını Hacettepe yaparak, geçmişin ruhunu tekrar yaşatmak istediler. Ama geçmiş geçmişte kalıyor işte… Takımın şablonu bozulunca, kelimenin tam anlamıyla, tepe taklak oldular. İlhan’ın Gençlerbirliği’ne, Giray’ın da Trabzon’a gitmesi, geçen sezondan uzak bir görüntü çizmelerine neden oldu.
Gol yollarında da kısırlık çekiyorlar. Ligin en az (9) gol atan takımı Hacettepe. Gençlerbirliği ile Hacettepe arasında gidip gelen transferler, ne uyum bıraktı, ne de ciddi bir kulüp yapısı.
Yanlışlıkların adresi Kocaelispor oldu. Ligin ne kadar kaşarlanmış ismi varsa, transfer edildi. Büyük paralar vaat ettiler. Bunu da yerine getirmediler. 13 futbolcu kazan kaldırdı. Başlarında parasını alamayan Teknik Direktör Yılmaz Vural da var.
Ağır ve yaşlı kadroları, kalelerinde 40 gol görmelerine neden oldu. Bu son yılların da rekoru. Ligin ikinci yarısına bir kadro çıkartmaları bile mucize gibi görünüyor. Büyük bir ihtimalle takımın yarısı kente bir daha dönmeyecek veya yollar ayrılacak.
Kocaelispor için bir mucizeye gerek var. O da ufukta gözükmüyor.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.