Bakan Kılıç'tan derbi yorumu

Site İçi Arama


BAKAN KILIÇ'TAN DERBİ YORUMU

Bakan Kılıç'tan derbi yorumu

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Fenerbahçe-Galatasaray derbisine ilişkin, "Ümidimiz ve arzumuz, derbinin şölen havasında geçmesi" dedi.

3230 Okunma

Bakan Kılıç, Habertürk televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Sözlerine bu sabah Konya'da meydana gelen askeri uçak kazasında şehit olan pilotlara Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Kılıç, "Ümit ediyorum ki en kısa zamanda kazanın sebepleri bulunur ve bir daha böyle kazalarla karşı karşıya kalmayız. Tabii ki eğitim uçuşları içinde bazen bu tip kazalar olabiliyor ama ümit ediyoruz ki bir daha şehit haberi almayız. Rabbim rahmet eylesin. Ailelerine başsağlığı diliyorum. Milletimizin de başı sağolsun" ifadelerini kullandı.

Bakın Kılıç, Spor Toto Süper Lig'de hafta sonu oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisiyle ilgili bir soruya ise şu yanıtı verdi: 

"Hem Türk futbolu açısından hem de genel manada spor anlamında önemli bir gün ve müsabaka yaşanacak. Ümidimiz, arzumuz şölen havası olması yönünde. İnanıyorum ki bütün Türkiye'deki spor ve futbolseverlerin ümidi de derbinin şölen havası içinde olması noktasında. Maçın sonucuyla ilgili sorduğunuz takdirde her iki taraf için de olabilecek üç ihtimalli bir maç. Fenerbahçe-Galatasaray maçları dünya derbileri içinde de çok özel bir yere sahip. Dolayısıyla dünya futbolu anlamında takip edilen bir derbi. Yurtdışındaki birçok taraftarın yabancı arkadaşlarıyla takip edip değerlendireceği, bunların yanı sıra dünya spor basınının ve Türk sporunun geleceği anlamında değerlendirmelerde bulunan kişilerin takip edeceği bir derbi olacak."

"Herkese sorumluluk düşüyor" 

"Bu takipte sporda şiddeti gidermek için örnek görüntüler verecek miyiz" sorusu üzerine Kılıç, "Benim maç sonucundan istediğim, arzuladığım işte budur. Yapılacak olan müsabakanın, yaşanacak olan futbol şöleninin bütün dünyaya, 'İşte bir derbi maçı böyle olmalı, işte bir derbi böyle zevkli bir şekilde yaşanmalı' dedirtmeli. Burada futbolcu kardeşlerimize, yöneticilere, aynı zamanda müsabakayı izlemeye giden taraftarlara düşen büyük sorumluluklar var. Stadın içinde kullanılacak olan tezahüratlarda küfüre yer olmadığını hep söylüyoruz ve buna da herkes katılıyor. Son zamanlarda bu yönde ciddi anlamda da bir çağrı var. Ben genel anlamda küfürle ilgili olarak bunun hiçbir şekilde yaşanmamasını istiyorum" diye cevapladı. 

Passolig ile ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Kılıç, elektronik biletin, kanuni bir zorunluluk olduğunu söyledi. Bunun Meclis'teki siyasi partilerin ortak desteğiyle geçen bir yasa olduğunu anlatan Kılıç, şöyle devam etti:

"Bununla beraber futbol federasyonunun bu yasanın uygulanmasıyla ilgili olarak üstüne düşen bazı sorumlulukları var. Bunları yerine getirmek üzere, 2013 yılı içinde yapılan ihaleyle, şu andaki elektronik bilet uygulamasıyla bunun hayata geçirilebilmesi noktasında çalışma yapıldı. Elektronik bilet olarak baktığınız zaman şunu kesinlikle görmemiz gerekiyor, bazı futbol müsabakalarında sahaya atılan yabancı maddeler oluyordu. Bu sezon çok ciddi anlamda bir azalma söz konusu. Hep bardağın boş tarafı konuşuluyor ama bir de bardağın dolu tarafına bakmamız gerekiyor. Öyle maçlar oldu ki, spor camiasında yer alan yöneticisinden taraftarına, futbolcusuna kadar hiçbirimizin tasvip etmediği o tip pozisyonlar yaşanıyordu. Bu tip olaylarda ilk etkilenen zaten futbolcu, basın mensupları, top toplayıcı kardeşlerimiz, emniyet güçlerimiz ve oradaki sağlık görevlileri oluyor. Çünkü sahanın içerisine gelecek olan bu yabancı maddenin doğrudan gideceği yerler bunlar. Bunların yaşanmaması için alınan önlemlerin bence desteklenmesi gerekir."

Yasanın 2014 yılının nisan ayında devreye gireceğini bildiklerini ve çalışmalarını buna göre hazırladıklarının altını çizen Kılıç, "Kulüp üzerinden gitmek istemiyorum ama Beşiktaş'ın İstanbul'da maçlarını oynadığı Olimpiyat Stadı şehrin farklı noktasında, biraz uzak olan bir yer" dedi.

Kılıç, seyirci kapasitesi açısından da çok büyük bir kapasiteye sahip Atatürk Olimpiyat Stadı'nın 35-36 bin seyirciyle sanki yarısı boşmuş gibi gözüktüğünü anlattı.

Aynı seyirci sayısının eski İnönü Stadı'na konulduğunda dolduğunu belirten Kılıç, "Bardağın boş tarafından bakmak dediğim bu. Tabii ki bir alışma süreci var. Bu yasa çıktığında ne zaman devreye gireceği belliydi. Buna göre hazırlıklar yapıldı. Bir yaz dönemi geçirildi. Burada elektronik biletin uygulamasıyla ilgili ihaleyi kazanan şirketin de eksikleri olabilir ki bazı eksikleri var, onlar düzeltildi. Şunu da görmemiz gerekiyor, hiçbirimiz statlar içindeki şiddeti tasvip etmiyoruz" diye konuştu.

"Yurtdışından örnek verme konusunu çok sevmiyorum"

Bakan Akif Çağatay Kılıç, basketbolda son derbide yaşanan olaylara da değinerek, şunları söyledi: 

"Sadece statlarda değil basketbol müsabakalarında salonda yaşanan bu olayları tasvip etmemiz mümkün mü? Orada bir de kadınlar basketbol liginden söz ediyoruz. Tezahüratın içerisinde kullanılan o nahoş sözleri, küfürleri affedersiniz dile getirmek zorunda kalıyoruz, hatırladığımızda bu bize yakışıyor mu? Bu bizim kabul edebileceğimiz bir şey mi? Yurtdışından örnek veriyoruz. Ben yurtdışından örnek verme konusunu çok sevmiyorum. Niye yurtdışından örnek alalım kendi içimizden bakalım ama yurtdışından örneği veriyorsak şunu niye görmüyoruz. Yurtdışı diyoruz, Avrupa diyoruz, farklı ülkelerdeki müsabakalar diyoruz. Peki orada şiddet olayı, sportmenliğe aykırı davranışlar olduğu zaman verilen cezaları niye hiç konuşmuyoruz. Bu tip davranışlarda bulunanların karşılaştıkları hukuki süreçleri niye hiç konuşmuyoruz. Birçok ülkede biliyoruz ki ceza almış kişiler maçlara gidemiyor. Karakollara pasaportlarını teslim ediyorlar, yurtdışı maç olduğunda gidip imza atıyorlar. Zaman zaman bu konuyla ilgili gözaltına alınanlar var."

"Stat zeminleri konusunda çalışma yapan ekip var"

Kılıç, stat zeminleriyle ilgili sorulan soruyu da "Bizim sorumluluk alanımızda olan bölümleri var, bizim sorumluluk alanımızda olmayan tarafları var. Sorumluluk alanı aslında hepimizin. Benim de burada sorumluluğum var ve görevim gereği bunu yapmam gerekiyor. Futbol federasyonumuzla da Spor Genel Müdürlüğümüz ile de görüştüm. Şu anda bir ekip bu statların zeminlerinin neden bu şekilde kolay yıprandığını veya hava koşullarına bağlı olarak farklı noktaya neden geldiği gibi bir çalışma yapıyorlar" yanıtını verdi.

Bazı statlarda yoğunluktan dolayı kaynaklanan sıkıntılarla karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Bakan Kılıç, "Örneğin Beşiktaş'ın bu noktada yaşadığı bir sıkıntı var. Gerçi Ankara'da ve Konya'da bazı maçlarını oynadı. Biz Olimpiyat Stadı'nın zeminini elden geçirdik, orada bir düzenleme yaptık. Daha iyi yere nasıl gidilebilir bunun da çalışması içindeyiz" dedi.

Kılıç, bazı statlarda güneş ışığıyla alakalı sıkıntılar da yaşandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bununla ilgili özel yöntemler devreye sokuldu. Örnek vermek gerekirse Mersin Stadı ile ilgili olan bir şey, şu anda çok daha farklı bir noktaya gelmiş durumda. Genel anlamda baktığımızda bütün bu zeminlerle ilgili bir çalışma yapıp bunların neden bu noktaya bu kadar hızlı geldiklerinin, verimli ve efektif bir şekilde araştırmasının yapılması gerekiyor. Futbol federasyonumuzla da bunu konuşacağız. Bizim görev alanımızda olan statlarla alakalı kendimiz de bu noktada çalışıyoruz. Ancak şunu da göz ardı etmemek gerekiyor, gerçekten bazı yerlerde de hava koşullarının engellenemez bir takım etkileri de oluyor." 

"200 binin üzerinde kardeşimize malzeme desteği verdik"

Bakan Kılıç, amatör sporlarda yaşanan sıkıntıların sorulması üzerine ise "Biz amatör sporlarla alakalı önemli çalışmalar yapıyoruz. Sadece futbolda değil sporun her dalında amatör ruh çok önemli. 2014 yılı içinde 200 binin üzerinde sporcu kardeşimize malzeme anlamında destek verdik. Bu desteğin daha fazlasını yapabilir miyiz noktasında kaynak açısından farklı açılımlar sağlayabilmek adına araştırmalar yapıyoruz. Kulüplerimizin üzerinde amatörlerle ilgili yükün hafifletilmesi konusunda çalışmalarımız bulunuyor. Çünkü gerçekten amatör kulüplerde yetişecek olan kardeşlerimiz daha sonra profesyonel anlamda yaptıkları çalışmalarla ülkemizi temsil edecek. O ruh da buradan geliyor, dolayısıyla kulüplerin bu noktada daha fazla desteklenmesi için bir çalışmamız var" cevabını verdi.

Futbolun dünyadaki yıllık cirosunun 4,5 milyar dolar civarında olduğuna işaret eden Kılıç, "Şunu açık olarak dile getirmek isterim ki kulüplerimizin amatör branşlarla ilgili olarak çalışmalarını daha fazla desteklemek için çok ciddi bir çalışmalarımız var. Bu çalışmalarımız, inanıyorum ki tamamlandığında daha farklı bir noktaya gelebileceğiz" diye konuştu.

Kılıç, "Ne kadar zaman sonra Türkiye'nin oturmuş dünya standartlarından oluşan bir spor politikası olacak? Türk sporu için çok ciddi sporcular yetiştirebileceğimiz bir zaman dilimi biçiyor musunuz, yoksa bu dünyaya göre değişen, gelişen bir şey mi?" sorusunu şöyle cevapladı: 

"Bu çok erken yaşta başlaması gereken bir eğitimle yürümek zorunda olduğumuz bir yol. Bununla alakalı olarak Milli Eğitim Bakanlığımız ile bir çalışmamız var. Burada onlarla bir araya gelmemiz gerekiyor. Çünkü sporla birlikte eğitimi de devam eden kardeşlerimiz bulunuyor. Yani erken yaşta bu işe gönül vererek başlayacak kardeşlerimizin, sporcu olarak devam edenlerin, çalışmaları da aynı zamanda eğitim hayatlarının da hiçbir şekilde aksamaması gerekiyor. Bu sporcularımızın kendilerini yetiştirebilmeleri için süreci nasıl rahatlatabiliriz, bu çalışmalara erken yaşta başlamamız gerekiyor. Çünkü, ortaokul ve lise çağlarındaki sporcularımız kendilerine bir yol çizmek zorunda kaldığından, eğitim mi spor mu bu ayrıma geldiklerinde yardımcı olabilmek adına çalışmalar yapıyoruz. Aileleri de doğal olarak çocuklarının gelecekleri için duydukları kaygılarıyla ilgili olarak onları yetiştirme konusundaki isteklerinden kaynaklanan bir yönlendirmeyle çoğu genç kardeşimiz burada eğitime yöneliyor. Biz imkanları hem eğitimi, hem sporu beraber götürebilecek şekilde sunarsak inanıyorum ki sporda da çok daha büyük başarılar elde edeceğiz. İşte bunun için orta okuldan hatta ilk okuldan tarama anlamında kabiliyetlerin ölçülmesi için erken yaşlarda başlayacağımız bu birliktelik, spor yaşamlarında onlara vereceğimiz özel bir yaklaşım ve statüyle kendilerini daha iyi geliştirmelerini sağlayabiliriz. Bunu başardığımız durumda da sizin de dile getirdiğiniz gibi gelecekle ilgili birçok farklı alanda çalışmaların önü açılmış olacaktır."

"Tesisleşme anlamında çok farklı bir noktadayız"

Bakan Kılıç, tesisleşme anlamında geçmişe bakıldığında çok büyük eksikler olduğunu belirterek, "AK Parti iktidarları öncesi çalışmalar ile bugün gelinen noktadaki spor tesisleşmesine bakarsak, çok farklı bir noktada olduğumuzu görebiliriz" dedi. 

Çok farklı bir ivmeyle yollarına devam ettiklerinin altını çizen Kılıç, "900'ün üzerinde spor tesisi inşa edildi. 2011'den beri sadece geçen sene içinde 140'ın üzerinde spor tesisinin inşaatı bitti ve faaliyete girdi. Bunların içinde futbol ve basket sahaları, yüzme havuzları var. Tesisler arasında yapımı devam eden, artık bitme noktasına gelenler var. Bunların hepsi bir altyapı" diye konuştu.

İlginin de yükseldiğini ve lisanslı sporcu sayısında ciddi bir artış olduğunu kaydeden Kılıç, şöyle devam etti: 

"5,5 milyonu aşmış durumdayız. Aktif sporcu sayımız da artıyor. Sporla ilk defa tanışmış kardeşlerimizin sayıları çok fazla artmaya başladı. Burada bir milyonu aşmış durumdayız ve her fırsatta sportif çalışmalarla gençlik çalışmalarını bir arada götürüyoruz. Gençlik çalışmalarını spor ile beraber yürütüyoruz. Bakın şunu iyi görmemiz gerekiyor, yapacağımız çalışmaların geleceğe yönelik olarak adımlarını iyi atmamız lazım. Tesis yapmak, altyapıyı oluşturmak çok önemli ama tesisin içini doldurmakta ondan daha önemli. Bunun da farkındayız, bundan dolayı zaten çalışmalarımızı bu yönde yapıyoruz."

"Uyuşturucuyla mücadele konusunda 112 projemiz var" 

Bakan Kılıç, uyuşturucuyla mücadele ve uyuşturucu dışındaki bağımlılıklarla ilgili 122  projeleri olduğunu ifade ederek, "Bunlara 10,5 milyon lira destek sağladık. Bunu genç kardeşlerimizin bu noktadaki mücadelelerini desteklemek için yaptık. Mücadele etmek ve desteklemek kafi değil, daha öncesinden bilinçlendirmek gerekiyor. Çünkü bir kere kullandığınızda artık ömür boyu sizin üzerinizde izini bırakacak uyuşturucu maddeler var" dedi.

Bağımlılığın çok farklı noktaları olduğuna dikkati çeken Kılıç, "Alkol bağımlılığı var, sigara bağımlılığı var, internet bağımlılığı var. Bunlarla ilgili çalışmalarımızı, gençlik kamplarımız ve Yeşilay beraber yürütüyor. Sporcularımıza, antrenörlerimize, gençlik liderlerimize bu anlamda gençleri nasıl destekleyebileceklerine yönelik verdiğimiz formasyon ve destek eğitimleri var. Yaptığımız yeni bir çalışmada da Yeşilay ile özel bir proje geliştirerek, kamplarımızda bağımlılığın pençesine düşmüş ve kendini kurtarmış olan genç kardeşlerimizin desteklenmesine yönelik çalışmalar yapıyoruz" şeklinde konuştu.

Başkanlık sistemi

Akif Çağatay Kılıç, başkanlık sistemiyle ilgili sorulan bir soruya da şu yanıtı verdi:

"Siyasi anlamdaki muhalefetin burada dile getirdiği konuları değerlendirdiğimizde, ben açıkçası muhalefetin başkanlık anlamında sadece 'başkanlık' kelimesine muhalefet ettiğini görüyorum. Başbakanımız, bunu katıldığı televizyon programında da dile getirdi. Yeni anayasa çalışmalarının ve bu yeni ruhun içerisindeki anlam olarak bakmak gerekir buna. Ben de o düşüncedeyim. Yani burada salt, sadece Sayın Recep Tayyip Erdoğan, şu an ki cumhurbaşkanımız olduğundan dolayı buna muhalefet etmenin açıkçası çok temelli bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bunun nasıl olabileceği, ne olacağı konusundaki açıklamaları da muhalefetteki temsilciler çok farklı noktalara çekiyor. Başkanlık sisteminin içinde neyin olup neyin olmayacağı müzakereyle ortaya çıkacak olan bir şey."

Türkiye'nin çok hızlı geliştiğini kaydeden Kılıç, "Türkiye, o kadar hızlı bir ivme içerisinde geleceğe doğru yol alıyor ki, bizim 2002'de konuştuğumuz konular ile bugün konuştuğumuz konular arasında çok ciddi farklar var. Avrupa Birliği süreci örneğini ele alalım. Avrupa Birliği üyelik süreciyle alakalı olarak 2002'de konuştuklarımızı hatırlayalım. Bir de şu anda Avrupa Birliği ile ilgili konuştuklarımıza bakalım. Çok farklı noktalardayız. Çünkü şu anda biz Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerini yapan bir ülkeyiz. Avrupa Birliği ile müzakere süreci içerisindeki yaptığımız çalışmaları kendi ülkemiz ve milletimiz için yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

Kılıç, herkesin farklı noktalarda bir takım fikirleri gündeme getirmesinin doğal olduğuna değindi.

"Bakın Cumhurbaşkanımız 'biz bu başkanlık sistemini tartışalım' diye yıllardır söylüyor" diyen Kılıç, şunları anlattı:

"İlk söyleyen kişi de Sayın Cumhurbaşkanımız değildir. Bundan önce de bunlar dile getirildi ama onu dile getiren kişilerle alakalı olarak çok farklı şeyler söylenmedi. Dolayısıyla bunu tartışmak da farklı fikirlerin ortaya konmasında hiçbir beis yoktur. Herkesin farklı bir bakış açısı olabilir." 

"Çözüm sürecinde geçmişe göre farklı bir noktaya gelindi"
Bakan Kılıç, "hem kişisel hem de bakan sıfatıyla AK Parti ve HDP işbirliğine ne dersiniz" sorusunu ise şöyle yanıtladı: 

"Bu konuda ilk olarak 'Biz siyaseti neden yapıyoruz' sorusuna da bakmak lazım. Ülkemizin geleceği, geçmiş yıllarda ve günümüzde yaşanan bazı sıkıntıların gelecekte yaşanmaması için yapıyoruz. Bunun için de yapılacak çalışmalar içinde atılması gereken adımlar var. Çözüm sürecinin gündeme geldiği ilk zamanlardaki konuşmaları hatırlamak gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, başbakanlığı döneminde Diyarbakır'da yapmış olduğu konuşmasında bazı konuları dile getirdiğinde aynı eleştiriler o zaman da yapılmıştı fakat çalışmalarda bugün çok daha farklı bir noktaya geldik. Sayın Başbakanımız göreve geldiğinde, Meclis'ten aldığı güven oyunun sonucunda hükümeti kurmasının ardından Çözüm Süreci'nde yolun yarısının geçildiğini ve artık geri dönüşü olmayacağını belirtmişti. Ayrıca kamu düzeninde asla taviz verilmeyeceğini de ifade etmişti. Biz ülkemiz ve geleceğimiz için kardeşliği, beraberliği, anne ve babaların ağlamamasını neden istiyoruz; bu çok önemli. Bunu iyi görüp, analiz etmemiz gerekiyor. Siyaset kurumu, sorunların çözülme kavuşmasını amaçlar. Sadece yol, su, elektrik çalışmaları yapmak değil, ayrıca sosyal ve toplumsal anlamda var olan sorunları aşmak için adımlar atmak için siyaset yapılır." 

"MHP'li Türkkan'ın söyledikleri eleştiri değil, hakaret"
"Hiçbir vekilin kavga çıkarma düşünceyle Meclis'e geldiğini düşünmek istemiyorum" diyen Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Şu noktayı atlamamak gerekiyor, iktidarın Meclis'te orayı çalıştırmak gibi bir yükümlülüğü söz konusu. Muhalefetin de iç tüzükten kaynaklanan hakkını kullanmakla beraber, Meclis'i kitleme yetkisi yoktur. Son günlerde yaşananlarda kürsüye çıkmayın, eleştirmeyin demiyoruz. Tabii ki bu Meclis'ten bazı yasalar bazen biraz tartışılır, bazen de kolay bir şekilde geçer ama ortak noktadaki bu gibi çalışmalar içerisinde hakikaten sabırlar zorlanıyor. Dün akşam MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın yürütülen Çözüm Süreci ile ilgili olarak AK Partili milletvekillerine yönelik sarf ettiği ağır sözlere dair değerlendirmede bulunacak olursak, o sözler ne Meclis çatısının altına ne de bir milletvekiline yakışacak cümleler değil. Bu bir eleştiri değil, hakaret."


Galatasaray'ı çok kötü öpmüşler!
Arda Güler kaç TL'ye transfer oldu?
Gençlerbirliği'nde flaş Taylan Antalyalı gelişmesi!
Fenerbahçe A.ş. - Çaykur Rizespor A.ş. sahaya hangi kadro ile çıkıyor?
GALATASARAY A.Ş. 2 - ALTAY 2
İşte Galatasaray A.ş. - Altay maçında ilk 11'ler
Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.