Öncelikle Ankaragücü yönetiminin bizi doğruladığı için teşekkür ederiz.
Yapılan yazılı açıklama ile Ankaragücü’nün geleceğini kurtarabilecek bu önemli davanın henüz Yargıtay’a gitmediği yönetim tarafından da teyit edilmiş oldu.
Her platformda dosyanın Yargıtay’da olduğunu söyleyerek yapabileceği bir şey olmadığını belirten Başkan Mehmet Yiğiner ve yöneticilerinin aslında davayı en iyi niyetle düşünürsek bir internet sitesi kadar bile takip etmedikleri ortaya çıktı.
Ankaragücü’nün 2009 yılından beri yaşadıkları sayesinde orta düzey hukukçu kadar bilgiye sahip olduk. Kulüp tarafından yapılan açıklamanın avukatlar tarafından destek alınarak kaleme alındığını açıkçası düşünmek bile istemiyoruz. Çünkü çok basit hukuk bilgisini bu kadar çarptırarak açıklayabilecek bir avukat, kulübün önümüzdeki dönemlerde girmesi gereken hukuksal mücadelede büyük fiyaskolara imza atabileceğinin göstergesi gibi.
Kulüp yönetimi o uzun açıklamada özetle diyor ki;
“Biz davayı kazandık, kararı temyiz etme işi Gökçek yöneticilerine, tebliğ etme işi mahkemenin kalemine ait. Eğer 9 aydır tebliğ edilmedi ise bizim bunda bir suçumuz yok.”
Ankaragücü’nü temsil eden avukatlara bizim haber yazarken öğrendiğimiz hukuk bilgisi ile cevap vermemiz aslında kendi başına bile haber değeri taşıyor.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (HMK) göre, Derneklere ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemiyor. Buna göre Ankaragücü kulübü kazandığı Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi kararını uygulatabilmesi için kararı kesinleştirmesi gerekiyor. Kararın kesinleşmesinin yolu da öncelikle kararın taraflara tebliğinin sağlanmasından geçiyor. Kararı da davayı kazanan, kesinleşmesini isteyen taraf tebliğ ettiriyor.
Yani Mahkeme kaleminin çıkan kararı kendi başına tebliğ etmesi gibi bir durum söz konusu değil. Kulüp avukatlarının talep etmesi gerekiyordu. Bu başvuru 9 aydır yapılmadı ve mahkemede dosya beklemede kaldı.
Kulübün söylediğini doğru olarak kabul edelim.
Mahkemenin kalemi hata yaptı ve kararı tebliğ etmedi diyelim. Açıklamanın sonunda kulübün haklarını korumak amacıyla gerekli tüm yasal süreçlerin takipçisi olacağını camiaya ve kamuoyuna duyuran Ankaragücü yönetimi 9 aydır bu davanın mahkeme raflarında durmasının mı takipçisi oldu?
Neden dava Yargıtay’da diyerek 9 aydır insanları yanlış yönlendirdi?
Gelelim dosyanın geçen hafta tebliğe çıkmasının nedenine.
Kulüp yönetimi ne diyor?
“Şahin Ulu ile Gökçek arasında bir dava var. O davada Şahin Ulu bizim mahkeme kararını delil gösterdiği için tebligatlar gecikti.”
Kesin ve net bir dille söylüyoruz ki konunun Şahin Ulu’nun davası ile hiçbir alakası yok. Olmadığını sadece biz değil tarihler zaten ortaya koyuyor.
Buyrun;
Ankaragücü’nün davasının karar tarihi: 22 Mayıs 2014…
Şahin Ulu’nun davası için dosyanın istenme tarihi: 22 Eylül 2014…
Yani Ankaragücü davayı kazandıktan tam 4 ay sonra... Davanın takipçisi olan bir yönetim bu 4 aylık sürede mahkeme kalemine 100 kere başvurabilirdi.
Ankaragücü’nün davasının taraflara tebliğ tarihi: 10 Şubat 2015
Şahin Ulu’nun dosyasının mahkemeye dönüş tarihi: 23 Şubat 2015
Yani Ankaragücü ile ilgili mahkeme kararı taraflara tebliğ edildiğinde dosya mahkemeye geri dönmemişti bile. Şahin Ulu’nun davası ile tebligatın gecikmesinin alakası olsa daha geri dönmeden nasıl tebliğ edilmiş olabilir?
NEDEN 10 ŞUBATTA TEBLİĞ EDİLDİ PEKİ?
Öncelikle dosya geçen hafta değil 10 Şubat tarihinde taraflara tebliğ edildiğini söylememiz gerekiyor. Çok net söyleyebiliriz ki 10 Şubat’ta tebliğ edilmesinin nedeni Klasspor’un dosyanın peşine düşmesi ve araştırmaya başlamasından dolayıdır. İlgili yerlerde dosyanın akıbetini araştırmaya başlamamızdan saatler sonra 10 Şubat 2015 günü saat 16:00 itibari ile tebligat gerçekleştirildi. O tarihten bu yana haberleştirmeme nedenimiz çeşitli yollar ile tebligatın yine engellenmesinin önüne geçmekten başka bir şey değildi.
Klasspor araştırmaya başlamasa belki de bu dosya yıllarca 15. Asliye Hukuk Mahkemesi raflarında duracaktı. Yaptığımız bu çalışmadan dolayı büyük bir gurur duyuyoruz.
Yaptığı açıklamanın sonunda davayı araştırarak Ankaragücü’nün haklı mücadelesini takip eden sitemizi sanki “Birlik ve beraberliği bozmak istiyormuşuz” gibi ortaya koyarak yaptığımız haberin asılsız olduğunu söyleyen Ankaragücü yönetiminin bahsettiği birlik ve beraberliğin kimin ile olduğunu da söylemesini rica ediyoruz.
Bahsi geçen birlik ve beraberlik Ankaragücü camiası içinde ise buna her türlü katkıyı en fazla veren basın kuruluşunun yıllardır Klasspor olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak bahsi geçen birlik ve beraberlik mahkeme sürecinde Gökçek yöneticileri ile ise bizim buna zarar verecek bir haber yapmaktan gocunacağımız da hiçbir şey olamaz.
Klasspor olarak 105 yıllık Ankaragücü’ne zarar verecek ya da kurtuluşunun önünü kapatacak tüm hamle ve girişimleri yazmaya devam edeceğiz.
İyi niyetli bir yönetimin de Klasspor’u bugün yaptığı haberden dolayı eleştirmek yerine kulübün haklarını takip ettikleri ve dosyanın gerekli yerlere tebligatını hızlandırdığı için teşekkür etmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Saygılarımızla
Bülent Atlas
Klasspor Genel Yayın Yönetmeni
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.