Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında özellikle Saraçoğlu’nda oynanan maçlarda ev sahibi lehine açık farklı bir istatistik var. Bu istatistiğe ters bir sonuç çıkabilir mi?
Elbette çıkabilir. Ancak hiç kolay değil. Fenerbahçe şampiyon olamadığı sezonlarda da evdeki büyük maçların kazananıydı genellikle. Antrenör ekibi için büyük maçların taktik hazırlığı ne kadar önemliyse taraftarlar için de büyük maç atmosferi yaratmak o kadar önemli. Fenerbahçeliler normalde kendi takımına veya oyuncusuna işler iyi gitmediğinde memnuniyetsizliğini gösterir. Ancak büyük maçlarda kendi oyuncusuna karşı sabırlı ve toleranslıdırlar. İnandırıcı bir istekle destek verirler. Rakibe mesajları nettir; buradan puan alıp gidemezsin. Bu tek başına belirleyici bir unsur olmasa da önemlidir. Başka bir zaman açarız. Takımlara dönecek olursak; güç dengesi Fenerbahçe lehine.
Güç dengesi derken kadro gücü mü, oyun gücü mü?
Her ikisi de. Olgun, deneyimli ve meslekteki verimi devam eden oyuncuları var. Daha da önemlisi sürprize yer bırakmayan oyun anlayışları. Belki keyif vermiyor ama sonuç veren bir oyun anlayışı. Rakibe fazla pozisyon vermeden elde ettikleri bir galibiyet serisi var. Orta tempoda oynayan, top kaybı düşük ve pozisyon bilgisi yüksek bir orta sahaya sahip Fenerbahçe. Çok da emniyetli oynuyorlar. Anahtar kelime; risk yok. Uçmasalar da işi gören bir forvet hattı ve Webo gibi bir ofansif hamle oyuncusuna sahipler. Hepsi bir yana genelde oyunun temposunu kendi ‘makul temposunun’ dışına çıkarmamaları en büyük avantajları. Ligin en verimli kanat oyunlarının oynayan bekleri Gökhan Gönül ve Caner hiçbir Fenerbahçe değerlendirmesinde pas geçilemeyecek iki silah. Eminim Trabzospor soyunma odasında da en çok bu iki oyuncunun ismi geçecektir. Duran top, korner ve kenar serbest vuruşları oldukça verimli. Büyük maçlarda kilidi açmak için önemlidir.
Ya Trabzonspor?
Henüz sabitleyemedikleri bir performans sorunları var. Hem maç içinde hem de haftadan haftaya değişen performans ve tempo problemi oldukça belirgin. İtiraz gelebilir buna. Bir 90 dakika içinde çıkılabilecek en yüksek tempoya çıktıkları ve anormal eforlu bölümler oynadıkları da oldu. Ama hala kendi ‘makul tempoları’ yok. Dalgalanıyorlar. Bu dalgalanma bazen işe yarar. Beş dakikada farka götürür. Bazen de tersi olabilir. Fenerbahçe’ye göre daha dinamik, enerjisi daha yüksek fakat ‘güven aralığı’ daha düşük bir takım Trabzonspor. Fenerbahçe ‘skora sahip çıkabilen’ bir takım. Öne geçtiklerinde kazanırlar. Trabzonspor ise tam tersi. Beklemediğiniz kadar farklı skora da götürebilir maçı. Ancak skora sahip çıkamamaları en büyük dezavantajları.
Alper-Bosingwa çok büyük eksiklik. İki takımın da eksikleri var. Belirleyici olur mu?
Elbette. Emre Belözoğu büyük belirleyici. Sahadayken sadece topa değil, takımına ve oyuna da kumanda edebilen bir oyuncu. Büyük ihtimalle yok bu akşam. Yerine oynayan Selçuk ise takımın defansif emniyetini artıran bir oyuncu. Meireles oynar mı, Alper tamam mı bilmiyorum. Ancak Alper Potuk oynamazsa bu Fenerbahçe için ciddi bir problem olur. Zira Fenerbahçe’nin hücum hattında kaleye uzak oynarken sürprizleri olan oyuncu yok. Alper bu konuda tek. Yokluğu ev sahibinin zaten çok yüksek olmayan temposunu biraz daha düşürür. Trabzonspor’da ise Bosingwa olağanüstü performansla devam ederken sakatlandı. Çok büyük kayıp. Cardozo kendisi sakatlansa ancak bu kadar üzülürdü. Zira bu ikili sahada müthiş eğlenceli oyunlar oynayan ‘sadık oyun arkadaşlarıydılar’. Ersun Yanal Bosingwa’nın yerine koyacağı bir alternatife sahip değil.
Ersun Yanal ne yapacak? ‘Rus Ruleti’ mi kontrol oyunu mu?
Kalan sağlara bakacak olursak maçın belirleyicileri neler olabilir? Fenerbahçe çıkar bildiği oyunu oynar. Basit bir planı var. Kendi orijinal temposunun dışına çıkmadan, emniyetli bir oyun bekliyorum. Hücumda işi beklerin kanat oyunları görecektir. Caner kaleye uzak olsa da hücumu şekillendirebilecek bir oyun kurucu aslında. Pas metrajı arttıkça etkisi de artıyor. Ayağında öne doğru çıkan her top tehlike yaratmaya adaydı. Gökhan Gönül ise tam tersi koşu metrajı arttıkça tehlikeli oluyor. O da bir farkla tıpkı Caner’in yaptığı etkiyi yapar. Öne doğru yaptığı topla-topsuz her koşu tehlike yaratmaya adaydır. Diego’dan hiç bahsetmedik. Ama o maçta bahsettirebilir. Duran topları unutmayalım. Caner ve Diego etkili servis yapar. Egemen, Alves, Selçuk, Gönül yüksek topa çıkar. Seken ve düşenleri de Sow, Kuyt ve Emenike kaleye tipleyebilir. Olağan senaryo budur.
"Yanal Caner'e önlem alacaktır"
Trabzonspor’da ise durum farklı. Oyun seçmek zorunda oldukları bir maç yüksek tempo ve takımı ortadan ikiye bölen Rus ruleti benzeri oyun mu, yoksa kontrollü bir savunma işi mi çıkacak bilemeyiz. Ancak şundan eminim; Ersun Yanal kendi icat ettiği oyun kurucu sol-bek silahına önlem alacaktır. Ayrıca Ersun Yanal, Fenerbahçe’nin ritmine uyarak Kadıköy’den puan alamayacağını biliyor. Bence en önemli belirleyici burası olacak. Trabzonspor tempoyu Fenerbahçe’nin orijinal temposundan yükseğe çıkarır ve kompakt oynarsa bir sürprize imza atabilir. Kompakt oynamaktan kastım saha boşaltırken stoperlerin de saha boşaltması. Bu olur ve baskı yaparak atak devamlılığı sağlarlarsa kazanabilirler. Aksi halde yani savunma hücum hattını koparan bir yüksek tempo oyunu Trabzonspor’un felaketi olur. Mehmet Ekici, Özer, Yusuf ve Erkan sürprizleri olan oyuncular. Bire bir oynama becerileri olan oyuncuların varlığı en büyük avantaj. Ancak rakip sahaya yerleşirlerse.
Özetlersek Fenerbahçe için oyun anahtarı ‘makul tempo’. Trabzonspor için ise önde de kompakt şekillendirelecek ‘yüksek tempo’.
Habertürk
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.