"İYİ TÜCCAR BİLİNEN CAVCAV BÖYLE ZARAR ETTİ"

Süper Lig’de yeniden mücadele etme hakkı kazanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kulübü’nün yeni adını biliyor musunuz? Başakşehir Futbol Kulübü... 

Hayırlı uğurlu olsun ama... Çok daha iyi bir isim bulunabilirdi. Hani şöyle daha dinamik, akıllarda daha kalıcı ve futbolseverleri daha kucaklayıcı bir isim. 

Stadın Başakşehir’de olması nedeni ile ismin de Başakşehir olması gerekmezdi. 

Neyse, geçmişe yolculuk yapalım. 

2008 yılı, Temmuz ayı... Gençlerbirliği Oftaş’ın adının değiştirilmesi gerekiyordu. 

UEFA, Futbol Federasyonu’na bir yazı göndererek, “Organik bağı bulunan iki takım, aynı ligde oynayamaz” demişti. 

İlhan Cavcav’ın başkanlığını yaptığı Gençlerbirliği ile... Turgay Kalemci’nin kağıt üzerinde başkan gözükmesine rağmen, fiiliyatta yine İlhan Cavcav’ın başkan olduğu Gençlerbirliği Oftaş, aynı çatı altında bulunuyordu. Oftaş’ın adı değiştirilmezse Süper Lig’de mücadele etmesine izin verilmeyecekti. Camianın önde gelenleri tatlı bir telaş içine girdi. Oftaş’ın yeni adı, ne olmalıydı? Çeşitli öneriler dillendi. Ama hiçbiri tatminkar değildi. Ee... Boş durmak olmazdı. O dönem çalıştığım gazetenin Ankara ekinde bir köşe yazısı kaleme aldım. Ve dedim ki... Oftaş’ın adı, Hacettepe olsun. 

Gerekçelerimi sıraladım... Hacettepe’nin, Ankara’nın çok müstesna semtlerinden biri olduğunu... Hacettepe’nin bir zamanlar en üst ligde mücadele verdiğini... İlhan Cavcav’ın da Hacettepe’de yetiştiğini... 

Yazının çıktığı gün... 17 Temmuz 2008... Saat 9.45... Telefonum çaldı... Arayan İlhan Ağabey... İlhan Cavcav... Dedim ki, yine papaz olacağız galiba... Şöyle ki... Meslek hayatımın önemli bölümü, İlhan Cavcav’ın aleyhine yazarak geçti. Çünkü hiçbir zaman paraya kıyamadı, hiçbir zaman şampiyonluğa oynayacak kadro kuramadı. 

İlhan Ağabey hemen söze girdi.

- Evladım... İlk kez olumlu bir şey yazdın. 

Devamını da getirdi. 

- Hacettepe adı çok güzel. Kutluyorum. Bu takımın isim babası artık sensin... 

Ve... 3 gün sonra yapılan kongrede de kulübün adı Hacettepe oldu. 

★ ★ ★ 

O günlerde satışı gündeme geldi Hacettepe’nin... Çeşitli rakamlar telaffuz ediliyordu. Kimi 25 milyon lira diyordu, kimi 30 milyon lira... Sıkı bir pazarlık içindeydi İlhan Ağabey... 

Bir sohbet sırasında sordu bana, “Sence kaç para eder”... Dedim, herhalde 20 milyon lira eder... Güldü... 15 milyon lira ver, senin olsun...

Yutkundum, tüm nezaketimle söyledim, “Bende bu para yok. Yavaş yavaş biriktirmeye başlayayım... Bin yıl, bilemediniz 2 bin yıl bekleyebilir misiniz”... Final olarak... İlhan Ağabey kimseye satmadı, satamadı... Arz-talep dengesini sağlayamadı. Elinde kaldı... Şimdi ne eder Hacettepe... En fazla 10 milyon lira... 

Yani... İyi bir tüccar olarak bilinen İlhan Cavcav... Bazen böyle de zarar eder. 

Aslında çok tutumludur İlhan Ağabey... 

Gençlerbirliği’nin bir yönetim kurulu toplantısı... Kulüp görevlisi, toplantının başında bir tepsi çay getirir... Aradan yarım saat geçer... Aynı görevli, yine bir tepsi çay ile gelir... İlhan Ağabey köpürür: 

- Sen bu kulübü batıracak mısın... Bu yoğurdun bolluğu nereden geliyor... Bundan sonra herkese birer bardak çay vereceksin. İkinciyi verirsen kovarım seni... Yaklaşık 15 yıl önce yaşanan bu olayın ardından... Gençlerbirliği kurul üyeleri o günden beri ikinci bardak çayı içemez.

★ ★ ★ 

Gençlerbirliği profesyonel takımında forma giymenin onurunu ve mutluluğunu yaşadım ben... 70’li yılların sonuydu... İlhan Cavcav’ın başkanlıktaki ilk günleriydi. 

Kulüp batmak üzereydi. Antrenmanlara gidecek taksi parası bulunamıyordu. Sıcak su için gerekli tüpgaz alınamıyordu. 

Ve İlhan Cavcav... Bu 36 yıl içinde... Gençlerbirliği’ni dimdik ayakta tuttu. Avrupai tesisler yaptı. Çağ atlattı. Ülke futboluna çok değerli isimler kazandırdı. Futbolumuza müthiş bir renk kattı. 

★ ★ ★ 

Yiğidi eleştirelim ama... Hakkını verelim.

ATİLLA TÜRKER - HABERTÜRK