Orhun Ene'den çarpıcı açıklamalar!

Site İçi Arama


ORHUN ENE'DEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR!

Orhun Ene'den çarpıcı açıklamalar!

TB2L'de şampiyonluk yaşayan Darüşşafaka Doğuş'un antrenörü Orhun Ene, bir çok soruya çarpıcı cevaplar verdi.

2417 Okunma

Türk basketbolunun efsanevi oyuncularından Orhun Ene... Oyunculuk döneminde Eczacıbaşı, Paşabahçe, Fenerbahçe, Ülkerspor ile tanındı, ardından ise gittiği Galatasaray'da uzun seneler kaptanlık yaptı. Türk Milli Takımı'nın vazgeçilmez oyun kurucularından olan Orhun Ene, oyunculuk kariyerini noktaladıktan sonra ise Banvit'e çağ atlattı. Milli Takım kariyeri istediği gibi geçmeyen Ene'nin son durağı ise Darüşşafaka Doğuş oldu. Daçka'yı TB2L'den Beko BL'ne taşıyan Ene ile geride kalan sezonu ve tecrübeli hocanın geleceğe dair planlarını konuştuk. Ene ayrıca birçok yerde cevabını bulamayacağınız soruların yanıtlarını verirken röportaj sonunda camiaya örnek olacak mesajlar verdi. İşte o röportaj...

 

Öncelikle Banvit kariyerinizden başlayalım. Bandırma günlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Neredeyse en tepedeki noktada bıraktınız Banvit'i. Ayrılma kararını almak zor olmadı mı?
Bu kararı almak zor oldu. Dört senede hep üzerine koyarak ilerledik. Bu oluşturduğumuz yapıda aile ortamı müthişti. Bir yerden sonra ailemden uzak kalmamın hasretini hissettim. Artı dört sene sonra antrenör olarak bu işin motivasyonunu kaybetmeme adına bu tip değişikliklerin olması gerektiğine inanıyorum. Hem Banvit hem de kendi açımdan bu kararı almam gerektiğini hissettim. Bir yerden sonra monotonluk başlıyor. Eğer orada bir daha birliktelik kurmak istiyorsanız bazen ayrılıklar faydalı olabiliyor. Türkiye’de insanlar ayrılmayı beceremiyorlar. Banvit’teki insanlarla çok sağlam bir bağ kurduk. Antrenörler zaten her zaman sıkça kulüp değiştiriyorlar.. Bu anlamda böyle bir karar almıştım.

 

Darüşşafaka Doğuş'a transfer süreciniz nasıl gerçekleşti? Eğer iddialı ve yatırımcı bir yapı olmasaydı bu kulübü tercih eder miydiniz?
Bu kulübü bir proje amacıyla, farklı ve yeni bir kulüp, yeni bir yaklaşım olduğu için tercih ettim. Sosyal sorumluluk ve başarıya gitme bakımından bu kulübe kendimi yakın buldum. Birinci ligden daha farklı teklifler vardı. Geçen sezon çalışmayı düşünümüyordum ama bu proje heyecanlandırdı. Ve bunun sonucunda TB2L’de çalışmayı kabul ettim.

 

Yabancı oyuncular Lynn Greer ve Lawrence Roberts sizin transfer tercihleriniz miydi? Sponsorun bu oyuncuları aldığı ve koçun fikrine başvurulmadığı konuşulmuştu. Neler söylemek istersiniz?
Bu ortamda çok fazla dedikodu trafiği var. Her konuşulan şeyi gerçek gibi algılayıp bunlara cevap vermek durumunda kalırsam bazı insanlar amaçlarına ulaşmış olurlar. Bu kulüpte Gökper ve kontratlı oyuncular dışında dışarıdan gelen bütün oyuncularla ben anlaştım.  Bu kulüpteki tüm oyuncuların alınmasında tek sorumlu benim…  Zaten Lynn Greer ve Lawrence Roberts’ı  Banvit’e de almak istemiştim. Bunu söylemem yeterlidir sanırım...

 
Yerli oyuncu transferlerini yaparken neleri baz aldınız? Hepsi sizin istediğiniz oyuncular mıydı?
Bütün Türk oyuncuları kendi isteğimle aldım. Zaten başka bir durumun söz konusu olması mümkün değil, piyasa bu duruma müsait değildi. Ersin Görkem Antalya’da daha önce çalışmıştım. Nedim Yücel ikna ederek aldık. Bütün TB2L’nin kalburüstü oyuncuları başka takımlara gitmişti. Seçme hakkım yokken piyasada bulunan oyuncuları aldık. Nedim ve Ersin’i önümüzdeki sezon kadrosunda olmaları için aldık. Erbil yeteneki bir oyuncu ve onu ikna ederek aldık.  Evet bütçemiz çoktu ancak piyasada oyuncu yoktu. Bu nedenle hedefe gitmek isterken bu oyunculara gittik.  Bu soruyu kendime hakaret olarak algılıyorum biraz da... Kulüpte aramızda fikir alışverişi elbette oluyor. Teknik anlamda benim istediğim oyuncu alınıyor ancak kulüp içerisinden ve dışarıdan gelen fikirlere her zaman saygılıyım. Benim olduğu kadar bu kulüpte yer alan diğer isimlerin de büyük tecrübesi var.


Normal sezonu lider bitirirken zorlanmadınız. Ancak sezon içerisinde beklenenden fazla yenilgi aldınız. Bu siz de play-off öncesi bir endişe yarattı mı?
Bu durum play-off öncesi endişe yarattı. Bizim en büyük sıkıntımız TB2L’nin dinamitlerini sezon başında çok anlayamadık. Bu lige adapte olmakta zorluk çektik. Daha sonrasında takım kimyamızı değiştirdik. Nedim sakatlandı ve bir takım değişiklikler yaptık. Bir tane daha kısa oyuncu ihtiyacı duyduk ve Douby’i aldık. Ancak aldığımız mağlubiyet sayısı fazlaydı. Play-off’ta en üst basketbol seviyesini yakalamak başarıda en önemli faktör. Play-off’u oynamak ayrı bir beceri istiyor. Özellikle iyi oyunculardan oluşan kadrolar buralarda o beceriyi ortaya çıkarıyorlar. Biz de play-off’ta tek maç kaybettik ve çok zor geçirilen bir sezonun arkasından mutlu sona ulaştık. Yeşil Giresun BLD karşısında üç kez kazanarak kapasitemizi ortaya koyduk.
 

Çeyrek finalde Finalspor'u rahat geçtiniz. Yarı finalde Yeşil Giresun BLD serisinde ise ilk maçın ardından ayağa kalktınız. O seri hakkında neler söylemek istersiniz?
İlk maçı evimizde bütün sezon içerisindeki istatistiklerimizin altındaki bir hücum peformansıyla oynadık. Tek hedefi şampiyonluk olan bir takım olarak kritik maçlarda aşırı gerginlikten performansımıza ulaşamadık. Bu durum bizi olumsuz etkiledi. Beklenmedik şekilde ilk maçta bu gerginliği yaşadık. Giresun’a ise serinin devamı için büyük bir avantaj verdik. Ancak aynı gerginliği biz öne geçtikten sonra onlar hissetti. Rakibin kendi sahasındaki maçlarda performansı düştü. Bu genelde Türkiye’de birçok takım sporunda en büyük sıkıntılardan biri. İnsanlar çok büyük baskı hissettiklerinde hedefe giderken bu durum olumsuz etki yaratıyor.
  

Sezon içerisinde ve play-off’ta koçluk yaparken en keyif aldığınız maçlar hangileri oldu? TB2L’de hangi takımları ve koçları başarılı buluyorsunuz?
İnanın hiç keyif almadım. Bir antrenör sezon içerisinde maç yönetirken fazla keyif almaz. Ancak sezonun sonunda son iki Yeşil Giresun BLD maçında görevimi yerine getirmenin vermiş olduğu mutluluğu yaşadım. Dönem dönem keyif aldığım anlar oldu. Doğuş, Tuğberk, Erbil ve Metin gibi genç oyuncular sahaya çıkıp iyi işler yaptıklarında çok mutlu oldum. Ne kadar hedefe odaklansanız da genç oyuncuları işin içerisine sokmak işin manevi tarafı… Onlar kötü oynarsa maç kaybedebiliriz ancak onlar bu sezon üzerlerine düşeni yaptılar. Bu oyuncuların sorumluluk aldıklarını görmek çok mutluluk verici. Bizim kadar genç oyuncularını işin içine katan takım sayısının az olduğunu düşünüyorum. Vestel’i ve koçu Emre Dağdelen’i başarılı buldum. Mamak Belediyesi DSİ ERA’yı ve Altar Tunçkol’u çok başarılı buldum. Play-off’a kalarak Finalspor da büyük bir iş başardı. İBB ve biz ise hedefe ulaştık. Bu ekipler de başarılı oldular.
 

Banvit'te son iki sezonunuzda ve Daçka'da bu sezon oyunculuğunuza nazaran daha agresif  bir yapıda olduğunuz konuşuldu. Buna katılıyor musunuz? Size göre kenarda takımı yönetirken ortaya çıkan bu agresiflik başarıya giden yolda bir araç mıdır?
Bir kere saha içindeki Orhun Ene'yi  görünce bazen maçı sonradan seyrederkenüzülüyorum ve kendime kızıyorum. Vücut dilimden dolayı farklı şeyler söylediğim düşünülebilir. Ancak ben hiçbir zaman hakemlere, kendi oyuncularıma ve rakip oyunculara karşı kötü davranışım-sözüm olmuyor. Bu davranışları yanlış buluyorum ancak gerginlik ve o anki maç tansiyonu ile olmaması gereken bazı davranışlar olabiliyor. Bu durumu düzeltmek için çaba sarfediyorum. Hakemlere itirazlarımı azaltmak istiyorum. Hiçbir zaman saygısız bir harekette bulunmam ve bunu değiştirmek için çaba sarfedeceğim.
 

Gelecek sezon Darüşşafaka Doğuş'ta devam etmeyi düşünüyor musunuz? Kulübünüzle ilgili uzun vadeli planlarınız var mı?
Benim 1 yıllık daha kontratım var. Ben buraya daha uzun bir proje diye geldim. Türkiye’de antrenörlük mesleğinde bazı durumlar var. Bazen bu durum kendi elinizde olmuyor. Neticede antrenörlük kazanılan başarılarla veya yaşanan başarısızlıklarla doğru orantılı. Benim için hiçbir zaman kontrat önemli olmadı. Bana güvenilen ve saygı duyılan yerde her zaman kaldım. Bana güvenilmediğini hissettiğim yerde her zaman gittim. Yazılı bir kontratın olması benim için o kadar önemli değil. İnsanlar benimle çalışmak isterse elimden geleni yaparım.

 

Milli Takım'ı çalıştırmıştınız. İşin doğrusu siz göreve geldikten sonra TBF sizin çok fazla arkanızda durmadı. Acaba TBF'ye bir kırgınlığınız var mı? Ergin Ataman tercihini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben Tanjevic’in yardımcılığını yaptım ve bu sürecin sonucunda onun rahatsızlığından sonra A Milli Takım koçu oldum. O ekibin devamı olarak yola devam ettik. 2010’da Dünya İkincisi olan kadronun devamı olarak Litvanya’daki Avrupa Şampiyonası’nda beklenen neticeyi alamadık. Kötü bir şampiyona sonrasında sorumluluğu üzerime alarak istifa ettim. TBF’ye kırgınlığım olamaz çünkü ben 200 kez A Milli Takım’da oynadım ve kaptanlık yaptım. Antrenörlüğe Yıldız Milli Takımlar’da başladım. Mesleki hayatımın büyük bölümünü Milli Takım’a borçluyum. A Milli Takım işin son halkası ve o görev bana verildiğinde o ekibin bir parçası olarak göreve hayır deme şansım yoktu. Türkiy'de her antrenörün hayali olan bir görev teklif edildi. Onun karşılığında sorumluluk aldım. Ergin Ataman tercihini ise doğru seçim olarak değerlendiriyorum. Ataman ülkemizde en başarılı antrenör bana göre… Bu anlamda kendisinin Milli Takım’ın başında olmasından doğal bir durum yok. Doğru bir seçim olarak görüyorum.

 

Gökhan Taştimur, Yeşil Giresun BLD-Daçka serisinde elenecek takıma Beko BL'ne çıkmak adına wild card verilmesi şeklinde bir düşünce ortaya atmıştı. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Ben açıkçası Yeşil Giresun BLD’nin lige çıkamamasına üzüldüm. Kendi adıma elbette sevinçliyim ancak onların iki sezondur verdikleri mücadeleyi gördükten sonra onlar için büyük bir travma yarattı. Bunu da kimse yaşamak istemez. Sporu özellikle basketbolu çok seven bir şehir. Bu anlamda gerçekten TB2L’de seyircisi ve verdiği mücadele ile Beko BL’ni hak ediyorlar. Onlar adına üzgünüm. 

 
Eğer yeni sezonda kulüp sizinle devam etmek istemezse bu durumu nasıl karşılarsınız? Daçka-Nevan Spahija iddiaları ortaya atıldı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Ben görevimin başındayım. Önümüzdeki sezonun programlarını yapıyorum. Bizim mesleğimizde böyle haberlerin çıkmasının normal olduğunu düşünüyorum. Zaten her çıkan haberden etkilenirsek sıkıntılı bir durum oluşur. Ben bu konularda açık ve netim. Zaten hiçbir zaman istenmediğim yerde durmam ancak öyle bir durum olmadığını düşünüyorum. Ben çalıştığım insanlarla çok samimi bir ilişkideyim eğer böyle bir talepleri olursa bana direkt olarak iletirler. Bu dediğim gibi yaptığımızın işin bir parçası. Böyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. Olsa bile beni etkilemez.

 

Yeni yabancı kuralı yabancı hakkındaki (5+0) düşünceleriniz nelerdir? Avrupalı oyuncu kotasının kaldırılması size göre nasıl bir durum ortaya çıkarır?
Şimdi bugünden itibaren herkes bir fikir belirtecektir. 3+2 denendi ve bunun sonucunda istenilen başarı gelmedi. Milli Takım’a katkı sağlanamadı ve Avrupa oynayan takımlarımız olumsuz etkilendi. Bir oyuncu hangi sınırlama olursa olsun eğer yetenekliyse ve o cesareti ile hedefi varsa oyuncu her yerde oyuncu oluyor. Bu tip oyuncular her zaman öne çıkıyorlar. Ligde kafaya oynayan takımların altında yer alan ekiplerin bu kuralla birlikte arayı kapatma şansı arttı. Ligin matematiki değişecektir. Yine Türk oyuncular bu sistemde kendilerine şans bulacaklardır. Ancak bir yandan da herkesin herkesi yenebileceği bir lig ortaya çıkacaktır.

 

Orhun Ene'nin röportajın sonundaki örnek teşkil edecek görüşleri:
Bizim ülkemizde insanlar birbirlerini tanımakta sıkıntı yaşıyorlar. İnsanların tümü birbirlerinden kopmuşlar ve birbirlerini tanımak amacında değiller. Genellikle fikirler ve algılar ön planda. Evet herkes istediğini düşünebilir ancak sanal ortamda oluşan çoğu bilgiler birçok insanı yanlış anlatıyor. Eskiden insanlar hep birbirleriyle röportaj yapardılar, samimi diyaloglar kurarlardı. Daha sağlıklı bir ortam oluşması adına ikili ilişkilerin daha fazla olması gerekiyor. Ben insani değerlere önem veririrm. Formalar değil, kalpler önemlidir. İnsanlar formanın rengine göre yorum yapıyorlar. Ben farklı formalar giyebilirim. Bu durum hiç önemli değil. Önemli olan doğruları yapmak ve bu doğruları yapan kişileri forma rengi ayırt etmeden takdir etmektir. Ben bunu bekliyorum, belki Türkiye'de bu durum hayal… Ancak ben bunu baz alarak düşünüyorum. Türk sporunda insanları kutuplaştıran kişilerin yöneticiler olduklarını düşünüyorum.

Ajansspor

 


ETİKETLER
Boks’ta sular durulmuyor
Metin Gören adı ölümsüzleşti
Durali Akpınar'ın acı günü
Gençlerbirliği'nin yeni transferi antrenmana çıktı
Arif Ölmez'den flaş açıklama...
Trabzonspor'dan Gençlerbirliği'ne arka kapı oyunları!
Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.