Gökhan Taştimur'dan özel açıklamalar!

Site İçi Arama


GÖKHAN TAŞTİMUR'DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR!

Gökhan Taştimur'dan özel açıklamalar!

Ajansspor'dan Mert Genç, basketbol dünyasının önemli antrenörlerinden Gökhan Taştimur ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdi. İşte o röportaj...

3022 Okunma

TB2L'den Birinci lige takım çıkarma konusunda usta bir isim Gökhan Taştimur... 8 kez bunu başaran Taştimur'un takımı oynanan basketbol açısından sezon içerisinde bekleneni veremedi. Ancak Denizli ekibi koç faktörüyle her zaman şampiyonluk adayları arasında gösterildi.  Normal sezonun son haftalarında tartışılan, play-off'ta ilk turda elenmesi beklenen ancak hedefine emin adımlarla giden Aydem Pamukkale Üniversitesi'ni koçları Gökhan Taştimur'dan dinledik. Taştimur ayrıca Olin Edirne günlerini unutamadığını ve Edirne'yi özlemle andığını itiraf etti. İşte o keyifli röportaj...

Aydem Pamukkale Üniversitesi sezona şampiyonluk parolası ile girdi. Ligde ilk haftalarda istenen sonuçlar alınamadı. Siz de istifa etme kararı aldınız. Ancak ardından bu kararınızdan vazgeçtiniz. O süreçte neler yaşandı?
O dönemde mağlubiyet sayısı fazlaydı. Bırakmak istememin en büyük sebebi sahadaki gidişatın değil tamamıyla saha dışındaki organizasyonun arzu ettiğim gibi olmamasıydı. Tek sebep buydu. Yoksa o dönemde de gerek yöneticilerimiz gerek kulübe yakın ilişkileri olan kişilerin tek isteği takımın benimle Beko BL’ne çıkmasıydı. Çok farklı yenildiğimiz maçlardan sonra bile tek eleştiri bile yapılmıyordu. Bana TB2L’de büyük bir güven vardı. Başta istifa etmek istememin diğer sebebi çok kısa zaman önce geçirdiğim by-pass ameliyatı idi. Teknik olarak ve kadro yapısı olarak bir sorun yoktu. Kurumsal bir kulüp oluşturmaya çalıştık, bunun zorluklarını yaşadık. O dönemde yapılanma bazında bazı zorluklar vardı. O dönem bu enerjiyi kendimde hissetmedim. Ameliyatın ardından daha sakin bir iş ortamı aramıştım. Bundan dolayı bir karar aldım. Sonrasında ise bu kadar iyi niyetli yöneticilerimiz varken (Vali, Rektör, Emniyet Müdürü, Kulüp Başkanı ve Yönetim Kurulumuz) bu kadar güzel bir oluşumu bırakmamam gerektiğini düşündüm. Üstüne basarak söylüyorum ki, sonuçlar ile alakalı değildi. Kaldı ki, benim TB2L’deki basketbol geçmişimde aynı yolları terfi ettirdiğim her takımda yaşamıştım.

Sezon başında istediğiniz transferleri yapabildiniz mi? Transfer döneminde Yunus Sonsırma'yı almak isterken bazı sıkıntılar yaşadığınız söylendi. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Ben oyuncular hakkında konuşmayı sevmem ancak Yunus Sonsırma TB2L’de dahil ilk beş oynamıyordu ve geçen sezon ortasında Olin Edirne’ye katıldı. Orada başarılı bir çizgi yakaladı. Hatta ligde kalmamızda önemli rol oynadı. Ben Pamukkale’de transfere başladığımda herkes takımını kurmuştu ve piyasada kısıtlı sayıda oyuncı vardı. Yunus ile ilgili o dönemde ısrarla istedim. Oyuncu ile konuştuğum dönemde sözleşmiştik. Ertesi sabah transfer adına işlemleri tamamlamak adına idarecimiz Onur Gencer ile buluşmak için randevulaştılar. Ancak oyuncu idarecimizin yanına gitmedi ve telefonlarına bile bakmadı. Akşam üstü Pınar Karşıyaka’ya gittiğini öğrendik. Bu beni çok üzdü. Çünkü bir akşam önce gelemeyeceğini söyleseydi anlayışla karşılardım. Neyse en azından bu sezon gittiği kulüpte iyi süreler aldı ve bu benim adıma teselli oldu.  

TB2L’de Aydem Pamukkale’den çok daha güçlü ve geniş rotasyonlu takımlar var. Aynı zamanda Denizli ekibi normal sezon içerisinde istikrarsız sonuçlar aldı. Her şeye rağmen Pamukkale her zaman basketbol camiası ve antrenörler tarafından şampiyonluk adayları arasında gösterildi. Bu duruma Taştimur farkı diyebilir miyiz?
Şimdi bundaki en büyük etken TB2L’de hemen hemen kalitesi-seviyesi aynı olan takımları başarıya ulaştırdım.. 8 takımı lige terfi ettirdim. Çok daha güçlü takımları geride bırakmıştık. Bu önemli bir sebepti. Dolayısı ile TB2L’deki geçmişteki başarılar ister istemez basketbol camiasını etkiliyor. Bizim bir düzenimiz ve iş ahlakımız var. Bu da bizi tamamen sezon sonunda arzu ettiğimiz seviyeye getiriyor. Sezon içerisinde her adımımızı tek tek attığımız için o an alınan sonuçlardan dolayı herkesin olumsuz düşünceleri olabiliyor. Ancak her sezon hedefe gitmeyi başarıyorduk. Filmin sonu önemliydi. Başta hep söyledim, en az sayı yiyen takım ünvanını almalıyız. Ardından play-off’a girecek galibiyet sayısını almamız, ardından ise ilk tur ve yarı finali geçmemiz gerekiyordu. Şu anda 18 takımdan son 4 takıma kaldık ve hedefimize doğru ilerliyoruz.

Sezona Robert Rothbart ile başladınız. Oyuncu istatistiksel anlamda önemli verilere ulaştı. Bu oyuncu ile neden yollarınızı ayırdınız?
Rothbart’ın kişilik yapısı bana uygun değildi. Basketbol olarak ise Türkiye’de EBBL’de dahil oynayacak seviyede değil. Tamamen bize zaman kaybettirdi. Bize çok zarar verdi. Savunma mekanizmamız onun döneminde çok zayıftı. Ortalama 80 sayı yiyorduk. Bu yüzden 29.haftaya kadar en iyi savunma yapan takım olmak için beklemek zorunda kaldık. Ve onun döneminde kazanmamız gereken çok önemli iki maç vardı. Onun kişisel hataları nedeniyle kaybettik.

Normal sezonun son maçlarında kadronuzda rotasyona gittiniz ve hatta birçok önemli oyuncuyu maç kadrosuna almadınız. Gelebilecek eleştirilerden çekinme durumu oluşmadı mı? Ayrıca son haftalarda sıralama adına maç kaybettiğiniz bile söylendi. Özellikle MB DSİ ERA ile eşleşmek istediğiniz konuşuldu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Her şeyden önce benim sezon başında defalarca söylediğim gibi play-off’ta sıralama kaygım yoktu. Tüm açıklamalarımda bunu belirttim. Yine söylüyorum ki böyle bir derdim yoktu. İkincisi ise bazı oyuncuları dinlendirdim. Play-off’u matematiksel olarak garantilememişken ve zorlu maçlar bizi beklerken beş oyuncuyu kadroya almadım. Hatta aynı puana sahip bir-iki takım yöneticisinden duygusal eleştiriler aldım. Bu beni çok derinden üzdü. Ancak neyse ki Antalya BŞB maçını kazandık ve herhangi bir şaibeye izin vermedik. Eğer ben sıralamaya göre bilerek plan yapsaydım Antalya maçını kazanmazdık veya eğer MB DSİ ERA’yı isteseydik 33.haftadaki deplasmandaki İBB maçını kazanmazdık. Son hafta öncesi 5-6 oyuncu eksik şekilde sahaya çıkmamın tek sebebi Düzce’de topuk yaylasında 10 gün kamp yaptık. Tecrübelerimden dolayı tahminim bizim 2.sıradaki takımla oynayacağımızı düşünüyordum. Diğer takımların maç sonuçları da önemliydi. Ben eğer öyle bir plan yapsaydım 33.haftadaki İBB maçını kaybederdik. Sonuçta ben MB DSİ ERA ile oynayacağımızı düşünerek 5-6 oyuncumuzun rakım farkından dolayı sıkıntıya girmelerini istemedim. (kamp dönemi arasındaydık). Ayrıca dar bir rotasyonumuz vardı ve oyuncularımızın yaşları da ortadaydı. Tüm nedenlerim bunlardı.  

Ve  Vestel serisi geldi çattı. Turun favorisi ev sahibi avantajıyla Vestel gösteriliyordu. İlk iki maçta 1-1 eşitlik olduktan sonra son maç öncesi Vestel’de şok gelişmeler yaşandı. Bu yaşananlar sizi rahatsız etti mi? Eğer Vestel son maça tam kadro çıksaydı favori rakip mi olurdu?
Birincisi ben bu seriyle ilgili hem duruşumu gösterdim ve hem de iki tane çok sert açıklama yaptım. Bu durumdan ne kadar rahatsız olduğumu net açıklamalarla belirttim. Açıklamamdaki belli başlı sebep ise rakibin oyuncu ve antrenörlerinin mağdur kalmasının yanı sıra bizim takımımızın oyuncuları ve antrenörlerinin yanı sıra kulübümüz de zor durumda kaldı. Neticede doğru-yalan Vestel kulübü bir açıklama yaptı. Beni ilgilendiren bizim kendi yapımız ve neyseki o psikolojiden kurtulup İBB serisine başladık. Eğer son maç oynansaydı, kazanmak için oradaydık ve takımım ile ben seriyi geçmek adına hazırdık. Yabancısız olarak en son çıkarttığım Olin Edirne takımı ile Hacettepe finalinde (2009-10) 36 yaşındaki Engin Algın, 34 yaşındaki Ege Taşpınar ile ve tabii ki o takımdaki aslan parçalarıyla, hala birinci ligde 15-20 dk civarı süre alan Hacettepe kadrosunu yenip lige çıktık.  

İlk turda MB DSİ ERA ve Vestel gibi şampiyonluk favorisi takımlar elendi. Kendi eşleşmeniz dışında Daçka-Yeşil Giresun BLD eşleşmesi var. Bu eşleşmede hangi takımı şanslı görüyorsunuz?
Her iki takımın da Beko BL’ne çıkma şansları eşit. Her iki takım da fazlasıyla hakediyor. Giresun zaten ikinci yılında hedefini Beko BL olarak belirledi ve bunu hakediyorlar. Tabii Daçka Türk basketbolunun lokomotifi olabilecek aday kulübümüz. Ben TBF’de görevim olsaydı nasıl Dünya şampiyonlalarında wild-card kullanılıyor, kesinlikle bu eşleşmede elenecek takıma bu hakkı verirdim. 

Size göre TB2L’den Beko BL’ne takım çıkartmanın sırrı nedir? 8 kez bunu başaran biri olarak neler söylemek istersiniz?Bu bir programdır. Bir düzendir ve iş ahlakıdır. Aynı zamanda bu tarife uygun oyuncuları seçmek gerekiyor. Her zaman söylediğim gibi plaja giderken smokin ile gidilmez. Ben buna çok özen gösteriyorum. Geçmişte terfi ettirdiğim takımlarda dava adamı olan ortak oyuncular vardır. Bu oyunculardan halen 3-4 tanesi bu takımda mevcut (yaşları ilerlemesine rağmen). İşini iyi yapmak bunun en büyük sırrı. Eğer işinizi iyi yaparsanız her istediğiniz hedefe ulaşabilirsiniz. Bütçenin kesinlikle önemi yoktur. Benim çıkardığım hiçbir takım her ne kadar bütçelerimizin yüksek olduğu konuşulsa da sezon başındaki bütçe ile sezon sonundaki arasındaki bütçe farkı yüzde 10’u geçmez. Her zaman da olması gereken kadar harcanır. Benim takımımın bütçesi hep ligdeki takımlarda 3-4-5.sıralarda olmuştur.

Basketbol ile geç tanışanlar sizi sil baştan yarattığınız ve önemli yerlere getirdiğiniz Olin Edirne takımı ile tanıdı. Hatta Olin’den ayrılıp tekrar takıma döndünüz. O dönemde neler yaşandı ve Edirne maceranız neden daha uzun sürmedi?
Bunu daha önce de cevapladım. Edirne’de ilk iki yılda basketbol adına güzel şeyler yaptık. Aynı zamanda duygusal bir bağ oluştu. Ben ve ailem Edirne’yi düşündüğümüz her zaman bir özlem-hüzün oluyor. Başındaki yapılanmada defalarca sayın Edip Ağaoğulları’na biraz bekleyip Birinci Lige çıkmamamızı söyledim. Bunun pahalı bir oyuncak olduğunu söyledim. Olin fabrikasına küçük bir spor salonu yapalım dedim ve Trakya’nın basketbol adına büyük bir potansiyeli olduğunu, Türkiye’de altyapıda önemli kulüplerimizde birçok Edirneli ve diğer Trakya illerinden sporcular olduğunu söyledim. Ve bunlarla zaman içerisinde çok iyi yerlere gelebileceğimizi söyledim. Ama o anki duygular ile benden tek istenen takımın Birinci lige terfi etmesiydi. Nitekim bunu defalarca kez yineledim. Ailem ve ben oraya yerleşmek istedim ve sporcu yetiştirmek istedim. Ama bu söylediklerimde ikna edici olamadım. Edirne ülkemizin en değerli şehirlerinden biri ve konum olarak harika. Halkı tamamı ile Avrupa kültürüne sahip. Geçmişte Milli Takımlarımız Edirne’de hep özel müsabakalar yapmıştı. Çok ciddi bir spor kültürü var. Sezon ortasında geldiğim bir şehirde ilk senemde hakatten Birinci lige çıkılmasını istemedim. Ama bir Alex Ferguson-Man UTD modeli yaratmak istedim. Bunun esprisini devamlı yapıyorduk. Türk basketboluna birçok nitelikli sporcular kazandıracağımı düşündüm. Ancak bu durumdan istifade eden sadece oraya getirdiğimiz yabancı oyuncular oldu. Yabancılar bu fırsatı iyi değerlendirdi. Örnek: Jelinek-Seibutis-Stimac (Stimac en önemli örnek-Üniversite Milli Takımı). Tabii ki ayrılmam-tekrar dönem ve en sonunda yine ayrılmam bu oyunun içinde var. Herkese kendinizi sevdiremezsiniz. O düzeni kurmayı başaramadım ve maddi-manevi eksiklikler bu ayrılığı getirdi.

En beğendiğiniz yerli antrenörler kimlerdir?
Düdüğünü boynuna takıp takımını çalıştıran her antrenör benim için çok değerlidir. Ülkemizde çok değerli antrenörler var. Bunlar fazlaca ama ben onların gerekli değeri gördüğünü düşünmüyorum. Biz o güveni ve saygıyı mutlaka hissettirmeliyiz ki Türk antrenörleri daha başarılı işler yapsınlar. Bu benim için çok önemli…

Kariyerinizin geride kalan kısmında birçok önemli başarı elde ettiniz. Gelecek adına içinizden geçen bir hedef var mı? Yoksa ideallerinizin hepsine ulaştınız mı?
Şu anda öncelikli hedefim huzurlu ve uzun vadeli çalışabileceğim bir ortam düşüncesindeyim. Başında fazla inanmadığım şu anki kulübüm inanılmaz bir yol aldı. Beraber olduğum yönetim olsun diğer bize destek verenler olsun beni zorlu döneme girdikten sonra beni hedefe çok inandırmaya başladılar. Bütün hedefim anladığım kadarıyla bunun devamı için doğru olmamasına rağmen Denizli’de basketbol aşkının lige çıkılamaması durumunda yok olmasından korkuyorum. Antrenörlükte hedefler bitmez. 

Röportaj: Mert Genç

 

ETİKETLER
Boks’ta sular durulmuyor
Metin Gören adı ölümsüzleşti
Durali Akpınar'ın acı günü
Gençlerbirliği'nin yeni transferi antrenmana çıktı
Arif Ölmez'den flaş açıklama...
Trabzonspor'dan Gençlerbirliği'ne arka kapı oyunları!
Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.