JİMMY MAÇI TARAFTARLARLA İZLEDİ...

Taraftarlarla birlikte maç izleme teklifi ilk geldiğinde aklından neler geçti ve şimdi ne düşünüyorsun? 
 
Daha önceki kulübümde taraftarlarla birlikte maç izlemiştim. Gençlerbirliği taraftarları beni davet edip, benimle kişisel olarak tanışmak istediklerinde bundan büyük bir memnuniyet duydum. Bu tip organizasyonlardan sonra benim kişiliğimin nasıl olduğunu, sahada neler vermek istediğimi daha iyi anlarlar. 
 
Maçın ilk yarısını nasıl değerlendiriyorsun? 
 
Kendi yarı sahamızda yapmamamız gereken birkaç basit hata yaptık, ancak onun dışında oyun olarak oldukça iyiydik, oyunun kontrolü bizdeydi. 
 
Maçı televizyondan izlemek nasıl bir duygu? 
 
Bir Gençlerbirliği maçını ilk defa televizyondan seyrediyorum. Zor, çünkü elimden bir şey gelmiyor ve takıma buradan yardım edemiyorum, yalnızca destek göndermekle yetinebiliyorum.  
 
Bu sezon birkaç maçta orta sahanın ortasında oynadın, daha önce bu mevkide oynamış mıydın? 
 
Daha önce üç maçta o mevkide oynamıştım. Ancak orası benim normalde oynadığım mevki değil. Yine de futbolun nasıl oynandığını biliyorum ve buna bağlı olarak farklı pozisyonlarda oynamak çok da zor bir şey değil. 
 
Tosiç çok fazla hücuma çıkan, ofansif bir bek; Tosiç'in hücuma çıkışlarında sana çok fazla defansif sorumluluk düşüyor mu? 
 
Elbette zaman zaman düşüyor. Gidip de gelmediği zaman benim onun pozisyonunu almam gerekiyor. Fakat zaman geçtikçe aramızdaki ilişkiyi geliştirdik, artık onun ne zaman çıkıp ne zaman çıkmayacağını anlayabiliyorum ve ona göre pozisyonumu alıyorum. 
 
İsveç Ligi'yle kıyasladığında Türkiye Süper Ligi'ni daha sert, daha güce dayalı bir lig olarak tanımlayabilir misin? 
 
Evet, kesinlikle çok daha zorlayıcı, çok daha mücadeleye dayalı bir lig. Çok fazla taktiksel bir lig olduğunu söyleyemem, ligde birkaç takım gerçekten futbol oynamaya çalışıyor, ancak geriye kalan takımlar sadece mücadeleye dayalı bir oyun tarzı benimsiyor. İsveç'e göre son derece farklı. 
 
Ligin güce bu kadar dayalı olması seni zorluyor mu? 
 
İlk geldiğim dönemde bu konuda sıkıntılar çekmiştim, fakat lige alıştıkça ve güçlenmeye başladıkça ben de lig standartlarına yaklaşmaya başladım. Bu konuda kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum. 
 
Son dört-beş haftalık periyoda baktığımızda mağlupken veya maç berabereyken ofansif, keyif veren bir futbol oynuyoruz, ancak skor üstünlüğünü yakaladığımız zaman takımca geriye çekiliyor, defansif bir oyun anlayışı benimsiyoruz. Bunun nedeni Fuat Hoca'dan gelen bir direktif mi yoksa takımın saha içinde içgüdüsel olarak takındığı bir tavır mı? 
 
Hayır, bu Fuat Hoca'dan gelen taktiksel bir yönlendirme sonucu oluşmuyor. Bazen saha içinde bunu yapmak zorunda kalıyorsunuz. Pek çok insan sahada iki takım olduğunu anlamıyor, sadece tek takım varmış gibi yorumluyor oyunu. Ancak skorda geri düşen takım sizin üzerinizde baskı kurmak için saldırıyor, biz elbette rakibi zorlamak istiyoruz, ancak geriye düşen takıma karşı bunu yapmak da kolay bir iş değil. Biz her zaman hücuma yönelik bir oyun oynamayı deniyoruz. Sonuç olarak bu taktiksel bir hamleden kaynaklanmıyor. 
 
Twitter, Instagram veya Facebook kullanıyor musun ve bu sosyal medya platformlarında ne kadar aktifsin? 
 
Facebook'a kayıtlı değilim. Twitter hesabım var, ancak pek aktif olduğumu söyleyemem. Instagram'ı ise gerçekten seviyorum, oldukça eğlenceli. Evde yalnızken ve yapacak pek bir işim yokken fotoğraflar arasında gezinmekten keyif alıyorum. 
 
Bildiğin gibi Fuat Hoca Twitter üzerinden taraftarların sorularını yanıtlıyor. Senin için de böyle bir durum sözkonusu olabilir mi? 
 
Elbette, taraftarların takip etmesi ve sorular yöneltmesi halinde seve seve yanıtlayabilirim. Twitter hesabım JimmyDurmaz21

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ...

• KLASSPOR ÖZEL HABER