Radikal Gazetesi'nin internet sayfasında Galatasaray-Gençlerbirliği maçının ön bilgilendirmesini yapan "Ankara'dan Schalke provası gelmiş" başlıklı haber bu ülke futbolunun aynası niteliğindedir. Medyanın Türk futbolunun çarpık düzeninde meşruiyeti ne şekilde sağladığını anlayabilmek için başlıktaki niyeti ortaya çıkarıp, ardından gelen fotoğrafla verilmek istenen anlamı iyi kavrayıp, haber metni içerisindeki tek bakış açısıyla şekillendirilmiş dilin altını kazmalıyız.
Gençlerbirliği'nin lig bünyesinde rakibi Galatasaray'a denk bir konumda ve statüde bulunmasına rağmen, başlığın, hem yalnızca Galatasaray saflarından kurgulanmasıyla hem de, muhtemelen yaratıcı ve mizahi olacağı düşünülmüş, ancak sadece ve sadece küçük düşürücü ve aşağılayıcı bir anlama sahip "Schalke provası" kalıbına sıkıştırılmasıyla büyük bir saygısızlık ve terbiyesizlik örneği olarak yorumlamak yanlış olmayacaktır.
Eğer haber metninin nicel yönden bir analizini yaparsak, kullanılan on cümleden dokuzunun Galatasaray takımı temelli yazıldığını görüyoruz. Gençlerbirliği'ne ayrılan tek cümle ise yazının final bölümünde yer alan eksiklerle ilgili. Galatasaraylı oyuncuların sakatlık sebeplerini veren, sarı kart sınırında bulunan oyuncuları belirten, Galatasaray'ın son dönem form durumuna değinen ve zorlama bir yaratıcılık örneği olarak "Cuma Laneti" diye bir hurafe uyduran bir haber metni var karşımızda. Buna karşılık Gençlerbirliği'nin ne sakatlık sebeplerine ne de son karnesine dair bir bilgilendirme bulunmakta. Evet ironik gelebilir, fakat ne bu haber Galatasaray Resmi Sitesi'nden çıkma ne de Gençlerbirliği bu evren dışından gelme bilinmezliklerle dolu bir takım.
Benim en çok rahatsız olduğum nokta ise haberde kullanılan fotoğraf. Özellikle o fotoğrafın seçilme sebepleri üzerine yoğunlaşarak bu ülke futbolunun ne menem bir lanet olduğunu idrak etmek hiç de güç değil. İki Süper Lig ekibinin karşılacağı bir maçta, başlık ve haber metninde süregeldiği gibi, fotoğraf kullanımında da Galatasaray'ı özne konumuna sokan, Gençlerbirliği'ni ise yok sayan anlatım devam ediyor: ön planda sevinen bir Umut Bulut, arkasında ise yere çökmüş halde yediği golün üzüntüsü yaşayan Ramazan Köse. Anlamı daha da keskinleştirirsek sevinmiş, ayakta kalan bir Galatasaray ile çökmüş, mağlup bir Gençlerbirliği. Madem fotoğraf üzerinden sistem okuması yapabiliriz demiştik yapalım; bu fotoğrafta Umut Bulut'a yüklenen anlam, futbol muktedirlerinin "kudretli üç büyük takımımıza" biçtiği rol ile Ramazan Köse'nin "Anadolu takımlarına" bildirilen sınırı arasındaki tezahüründen ibaret.
Bu haberin bir temsilini oluşturduğu ülkedeki futbol düzeninin ne büyük aksaklıklar ve adaletsizlikler üzerine temellendiğini bilsek de, bu düzeni yeniden üretmeye ve sürdürmeye devam eden her bir eylemin karşısına dikilme ve hesabını sorma kararlılığını da göstermemiz gerekiyor. Sistemin değişeceği inancıyla değil, bildiğimiz doğruların arkasında durma haysiyetiyle.
KLASSPOR ÖZEL HABER