Milyonlarca dolarlık transferler... Endüstriyel futbol, kitle sporu derken, yeşil sahaların en çok konuşulan isimlerinin hakemler olması, krizin derinleşmesine neden oluyor... Süper Lig’de hata üzerine hata yapan hakemlerimizin, UEFA’da önemli görevlere verilmesi büyük bir çelişki olarak ortada duruyor... Bir dönem MHK’nin başında olan Bülent Yavuz ve Mustafa Çulcu gibi isimlerin yanı sıra aynı kurumda yöneticilik yapan Muhittin Boşat ile yine bir dönem Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği Başkanlığı da yapan Selçuk Dereli, önemli açıklamalarda bulundu...
İşte o açıklamalar...
Hakemlerin genel performanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
BÜLENT YAVUZ: Hakemler bu sezon iyi değil. Geçmişte de hatalar olmuştu ama bu sene daha çok can yakıyor. Ligin bitmesine 10 haftadan da kaygılıyım ama inşallah düzelir. Sezonun ilk yarısında 41 penaltı verilmediğini tespit edip 41 kere maşallah demiştim. O günden bugüne de 11 penaltı verilmedi şahsi görüşüme göre… Derbide çok deneyimli, tecrübeli bir hakem tarafından verilmeyen bariz bir gol var. Kale içinden çevrilip verilmeyen, kale çizgisi dışında çevrilip verilen goller var. Kırmızı kartlar keza… Bir çok yıldız oyuncu atılmadı. Misal Meireles burada tekme attı atılmadı, Beyaz Rusya’da tekme attı atıldı. En azından bundan sonra sonuca tesir etmeyen hatalar olursa tansiyon biraz düşer…
MUSTAFA ÇULCU: Hakemlerimizin Avrupa’daki başarılarına şapka çıkarıyoruz. Bu başarılarını göz ardı etmemiz mümkün değil. Olağanüstüler… Yıllardır özlenen başarıyı sağlayıp tavan yaptırdılar.
Beni rahatsız eden husus şu… Dışarıya çıkan hakem de yurt içindeki hakem de aynı. Ama o hakem burada kalitesini ortaya koyamıyor, aksine yerle bir oluyor. O zaman diyorum ki; kişi aynı kişiyse bu kurumu idare eden insanlar hakemleri baskıdan korumakta, TFF politikalarından uzak tutmakta sınıfta kaldıklarını, hakemleri sevk ve idarede eksik-beceriksiz olduklarını düşünüyorum.
MUHİTTİN BOŞAT: Hakemleri performansını genel olarak iyi görmüyorum. İyinin biraz altındalar. Biz iyi olmalarını bekliyoruz. Sebep tamamen yönetimsel… İçerde hakemler MHK’nin kendilerine mahkum olduğunu düşünüyor. Fırat Aydınus en son Bursaspor-Galatasaray maçında 7.4 not aldı. Bu notun karşılığı hayal kırıklığıdır. UEFA bu nota bir sene maç vermez. Türkiye’de bu notu alanın en az 6 hafta maç almaması lazım. Burada ne oldu, bir hafta maç almadı sonra devam etti. Buna ceza da denmez…
SELÇUK DERELİ: Genel olarak hakem performansları çok kötü. Bunda MHK’nin büyük katkısı var. Atamalarda adaletli davrandıkları söyleyemem. Hata yapanlar maç almaya devam etti. Bir diğer konu da eğitim eksikliği… Yurt dışından hakem eğitmeni getirmelerine rağmen hakemlerin 90 dakika içinde standartları yok. Demek ki onlar yetersiz kalıyor… Hakem kararları birçok maçta sonuca etki ediyor. MHK ceza-ödül mekanizmasını çalıştırmayınca hakemler de “Ben nasılsa maç alıyorum” mantığıyla hareket ederek önemli teknik hatalar yapıyor.
Hakemlerin Süper Lig’de bu kadar hata yapmalarına rağmen, UEFA’da sıkça görev almalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
BÜLENT YAVUZ: Türkiye’deki hakemlerin kalitesi, tecrübesi Avrupa ve dünyadaki hakemlerden aşağı değil. Hepsi çok da iyi eğitim alıyor. Jaap Uilenberg bizim dönemimizde eğitim seminerlerimize gelip “Ben böyle eğitim göremedim. Çok iyisiniz. Lütfen beni tekrar davet edin” diye istekte bulunuyordu. Uilenberg hakemlerimizi prezante edebilir. Ama hakemlerimiz UEFA’da iyi maç yönetmese kimse tekrar çağırmaz. Ama yurtdışında maç yönetmeye giden hakem bu baskıların hiçbirini yaşamıyor. Böyle olunca da oyuna daha fazla konsantre olup dikkatini, özgüvenini, cesaretini arttırıp pozisyonları daha iyi süzebiliyor.
MUSTAFA ÇULCU: Jaap Uilenberg ayda bir Türkiye’ye geliyor, FIFA hakemlerinin birkaç maçını izliyor, 2-3 maçtan 8-10 pozisyonun gösterip “Bu penaltı, bu penaltı değil, bu sarı kart, bu kırmızı kart” diyor, eyvallah ne güzel… Biz Hollanda ligini ne kadar algılıyorsak o da Türk futbolunu o kadar algılıyor. Uilenberg’in Türk hakemliğine katkısı var mıdır? Avrupa için vardır… Aynı kişi hem Türk hakemlerini yönlendiriyor, hem de Avrupa’da maç veriyor. Burası da güzel… Biz ona maaşını veriyoruz o da huzurlu. Herkes huzurlu.
MUHİTTİN BOŞAT: Hakem ataması çok ciddi bir iştir. En önemlisi de formudur. UEFA Hakem Kurulu üyesi olan Jaap Uilenberg’in TFF’nin maaşlı elemanı olması Türk hakemlerinin Avrupa’da maç almasında belirleyici rol oynadığı bir gerçek… Bir de eğitim… Bu hakemlerle teke tek konuşup yardımcı olacaksın. Hollanda’dan uzaktan eğitim tek başına yetmez. Genel bilgileri paylaşabilirler ama MHK’nin Türkiye şartlarına göre hakemleri eğitmesi lazım. Adam sana Hollanda bakışıyla ders veriyor, burayı bire bir yaşamıyor Uilenberg. Şu anki MHK’de bu eğitimi verecek kimse yok.
SELÇUK DERELİ: Türk hakemleri Avrupa’da da hata yapıyor ama medya buradaki hataları gündeme getiriyor. UEFA’da öne çıkmak için çok çaba gösteriyorlar ama Şenes Erzik’in de Avrupa’da maç alan hakemlerimize büyük katkısı var. Önde gelen hakemlerimizde “Türkiye’de nasıl olsa maç alırım” diyerek bir boşvermişlik var. Halbuki Türkiye’de kötü maç yönetirsen Avrupa’da iyi maç yönetsen ne olur? En iyi hakemimizi Akhisar-Elazığspor maçında taşlanıyor.
MHK’nin ve dolayısıyla Zekeriya Alp’in nerede hata yaptığını düşünüyorsunuz? Hakemler neden etkileniyor?
BÜLENT YAVUZ: Daha bu hafta Beşiktaş-Fenerbahçe maçından önce bir yönetici “Biz hakemin hata yapmayacağına inanıyoruz” bir diğerinin “Biz çok iyi oynarız ama hakem hata yapmazsa” gibi sözleri hakemi bozar. Hakem medyayı takip etmez dense de bu palavradır. Herhangi bir maç bitiyor sonrasında yöneticisi, teknik direktörü futbolcusu “Bu hakem bir daha bizim maçımıza gelmesin” veya “Bak görürsün biz sana neler yapacağız” minvalinde konuşuyor. Biz bu ülkede hakemlikleri bitirilen, kokartları sökülen insanlar gördük. Dolayısıyla böyle bir atmosfer içerisinde hakemlik yapmak zor bir hale geliyor. Maça bakacaksınız… Kime verelim dediğinde 3-4 kişi tespit etmek lazım. Bunların performanslarını geçmişe doğru incelemeniz lazım… Bizde “Hakem kim?”, “Şu…”, “Ya şuna bir maç verelim” dediğinde iş bozulur…
MUSTAFA ÇULCU: Sezon başından bu yana üst düzey hakemlere baktığımızda hepsinin bir takımla sorunu olduğunu görüyoruz. Derbiler içinde en fair-play olanına bile MHK’nin Mete Kalkavan’dan başka alternatif yoktu. Bu da MHK’nin yetersiz olduğunu gösteriyor. Hakem kurumunu idare eden CEO da, onun emrindeki kişiler de sınıfta kalmıştır. Bu da Türk hakemliğinin yönetimsel anlamda iflası demektir. Esas sorun şu; Caner’in küfür, Meireles ile Melo’nun tükürük, Fatih Terim’in sahadan atılma olayları Türk hakemliğini paramparça etti. Verilen cezalar ve cezaların indirimi, başta TFF ardından MHK son olarak da hakemlere sirayet eden bir durum oluşturdu. Hal böyle olunca da hakemlerin sahada duruşunda ciddi kırılmalar meydana geldi. Neredeyse 1 yıldır görevde olan Zekeriya Alp bu zaman zarfında ülke genelindeki il hakem kurullarından hiç biriyle bir araya gelmedi. Onun altında Oğuz Sarvan, Yüksel Okçuoğlu ve Ünsal Çimen ekibi işi götürmektedir. Bilgisayar programıyla atama yapılıyor. Teknoloji çok güzel bir şey ama ruhu olan bir işi bilgisayara havale edemezsiniz. Ederseniz ‘Error’ verirsiniz. Play Station’da futbol oynar gibi hakemlik olmaz. O yüzden ‘Error’ vermişlerdir, iflas etmişlerdir, tıkanmışlardır. MHK Başkanısın, 23 hafta susmuşsun, çok önemli bir derbinin zamanı gelmiş, “Hakem hataları Beşiktaş’ın aleyhine oluyor, üzülüyorum ama yapacak bir şeyim yok” mealinde laflar diyorsun…
Hakem insandır, böyle söylemlerden etkilenir. Hakem etkilenmese yardımcısı etkilenir, biraz daha zayıf karakterli biri (var demiyorum) durumdan vazife çıkarabilir. Benim bizzat konuştuğum bazı faal hakemler-gözlemciler “Yahu bu nasıl mesaj?” diye dert yanıyor. Bu kadar abuk sabuk, absürd bir zamanlama olabilir mi? Bu hangi aklın işidir? MHK Başkanı hakemlik tekniğini bilmediği için hakemlerinin performansını tabii ki beğenir. MHK Başkanı Bülent Yıldırım’ın Trabzonspor-Fenerbahçe maçındaki hatasının kural hatası mı hakem hatası mı sorusuna cevap vermek için 3 gün bekliyor. Neden? Çünkü bilmiyor, başkalarına soruyor, onların cevabını paylaşabiliyor. “Beni zorla getirdiler, çok mu istedim” de diyemezsiniz, “Kabul etmeseydin o zaman” derler… Bu camianın insanlarının onun altında görev kabul etmesi ise daha da acı bir olay. Bu onların aczidir, koltuk sevdasıdır.
MUHİTTİN BOŞAT: Zekeriya Alp’in hatası ise orada oturması. Çünkü kendine ait bir yer değil. Burası bir şirkettir, kâr ettirmesi için birini oturtursun. MHK Başkanlığı uzmanlık isteyen bir iş… Zekeriya Alp’in de bu konuyla ilgili hiçbir uzmanlığı yok. Oraya getiriliş şekli yanlış. Birinci hatayı Yıldırım Demirören yaptı, ikinci hatayı da teklifi kabul ederek Zekeriya Alp yaptı. Musa Soykarcı haricindeki bütün kurul Oğuz Sarvan’ın kurulu. Zekeriya Alp’i getirip altına Oğuz Sarvan’ın ekibini ekleyen ve Oğuz Sarvan’ı MHK’ye tekrar monte etme fikri bana göre TFF’yi geri planda yöneten kişi olan Ufuk Özertem’indir. MHK Başkanı kusura bakmasın. “Hakem hataları Beşiktaş aleyhine yapılıyor, ben de Beşiktaşlıyım, rahatsızım” dersen Mustafa Emre Eyisoy gibi çok başarılı bir hakemin de kafası karışır. Zekeriya Alp Amerika’dayken Ufuk Özertem arıyor “Gel seni MHK başkanı yapalım, al bu da listen” diyor. Şu an TFF Başkanının hakem olayına çok müdahil olduğuna inanmıyorum. MHK’nin kendi işgüzarlıkları var. Yıldırım Demirören MHK’ye Oğuz Sarvan’ın müdahil olduğunu bilmez. Zekeriya Alp’in ekibinin arkasında Oğuz Sarvan var, o ekipte de Yüksel Okçuoğlu ve Ünsal Çimen etkin.
SELÇUK DERELİ: Bence Yüksel Okçuoğlu gizli MHK Başkanı ve Zekeriya Alp’i yönlendirmeye çalışıp bazı konularda maalesef yanıltıyorlar. Başarılı olan hakemlerin maç alması, eğitimlerin artması gerekirken ısrarla hata yapan hakemlere maç verilip iyi maç yönetenlerin bazıları da dinlendiriliyor. Dolayısıyla MHK’nin sağa sola laf yetiştireceğine kendini sorgulamalı. Yapamıyorlarsa da bırakmalılar… Ki yapamadıkları da ortada… MHK’de Oğuz Sarvan’ın çok etkin olduğunu, İzmirli hakemleri ön plana çıkarmaya çalıştığı söyleniyor. Bu durum bazı atamalara bakıldığında da görülebiliyor. MHK Başkanı otoritesini kurup başkalarının sözlerinden etkilenmemeli, hakemlerinin performansını kendi değerlendirmeli, atamalarını da buna göre yapmalı. Fakat bunun için de yeterli olmalı. Zekeriya Alp gerçekten beyefendi ve değerli bir insan ama hakemliği bilmediği için bu işi yapamıyor. Etrafındakiler de onu yanlış yönlendiriyor.
Hakem raporları neden medyaya bu kadar sıklıkla sızıyor, bir zafiyet mi söz konusu?
MUSTAFA ÇULCU: Raporların basına sızmasına gelince… Ya hakemden ya da hakemin rapor verdiği kurumdan servis ediliyor. O zaman kurumsal saygınlık yok, kurumsal gizlilik yok. Fakat Türkiye’de raporun virgülüne kadar anlatılıyor. Bu da otoriteyi yerle bir ediyor. Aynı kişiler sürekli TFF’den bilgi alıyorsa demek ki TFF içinde çok güzel sesleri olan kuşlar var. Hani nerede kurumsal saygınlık?
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.