1981 Efsanesinden 2013 Sefaletine

Site İçi Arama


1981 EFSANESİNDEN 2013 SEFALETİNE

1981 Efsanesinden 2013 Sefaletine

Cumhuriyet Gazetesi Ankara ekinde Fırat Kozok 1981'de mucizevi bir başarıya imza atan Ankaragücü'den günümüze Ankaragücü'nü kaleme almış...

10308 Okunma

Tarihi 1910 yılına, Osmanlı döneminde silah imalatı ve tamiri yapan “İmalat-ı Harbiye” adlı askeri fabrikaya dayanır. Bu fabrikaya kalifiye eleman yetiştirmek üzere açılan İmalat-ı Harbiye Mektebi’nin son sınıf öğrencileri Şükrü Abbas ve Agah Orhan öncülüğünde Altınörs İdmanyurdu ve Turan Sanatkargücü futbol takımlarının tescili için 1910 yılında harekete geçilir. Bu iki kulüp ve temsil ettikleri askeri sanayi fabrikası, 1. Dünya Savaşı’yla birlikte başlayan işgal süreciyle birlikte kapanır. Bu fabrika işçileri futbol oynamayı bir kenara bırakarak bu futbol takımlarının ve yöneticilerinin çekirdeğini oluşturduğu İmalat-ı Harbiye direniş örgütünü kurar ve İngiliz ve Fransızların denetiminde olan silah depolarına baskınlar gerçekleştirirler. Kurtuluş Savaşı’na katkıda bulunmak için ele geçirdikleri silahları Ankara’ya göndermeye başlarlar. Atatürk’ün çağrısı üzerine Ankara’ya gelirler. Önce Silahgücü, ardından Harpgücü adını alan takım, daha sonra Ankaragücü olur.

Geçen sezon göz göre göre Turkcell Süper Lig’den, PTT 1. Lig’e düştüler. Şu anda oradan da düşmek üzereler…

İlk yarının son haftasında Torku Konyaspor maçında taraftarın sahaya girmesi nedeniyle 5 maç, en son oynanan Kartalspor maçında yaşanan olaylardan dolayı da 2 maç seyircisiz oynama cezası aldılar. Şu ana kadar toplam 7 maç ceza alan takım, eğer bu cezada bir indirim olmaz ya da sonraki maçlarda yeni bir ceza almazsa, 33. haftadaki Denizlispor maçında taraftarı ile buluşacak ve sezonu kapatacak.

Bu işin sefalet boyutu…

İşin bir de efsane boyutu var. Onun için Haziran 1981’e gitmemiz gerek.

O yıl Türk futbol tarihinde bir ilk yaşanır ve ikinci ligde mücadele eden bir takım 13 maçlık bir maratonun artından Türkiye Kupası’nı kazanır. Bu kupanın ardından Kenan Evren’in talimatıyla özel bir yasa hazırlanır ve takım birinci lige çıkar.

O sezona fırtına gibi başlayan takım, çeyrek finale kadar tüm rakiplerini bir bir eler. Çeyrek finaldeki rakip dişlidir: Beşiktaş. İstanbul’daki maç 2-0 Beşiktaş’ın üstünlüğüyle sonuçlanmıştır. 9 Nisan tarihli gazeteler adeta “Bu gelen, Ankaragücü’nün ayak sesleri” der. İstanbul’da Boluspor Galatasaray’ı, Ankara’da Ankaragücü de Beşiktaş’ı kupanın dışına iter. İki dev kupadan elenince Ankaragücü hedefe bir adım daha yaklaşır. Yarı finaldeki rakip Fenerbahçe’dir. Bu maçın galibi, Bursaspor-Boluspor maçının kazananıyla final oynayacaktır. Maç iki takım için de yaşamsal önemdedir, neden mi? Gazete haberinden okuyalım:

“Türkiye 2. Ligi (B) grubunda lig üçüncüsü olarak savaşım veren Ankara’nın sarı-lacivertlileri 1. Lig’e yükselme umutları olmadığı için Türkiye Kupası’na ağırlık verdiler. Aynı şekilde ligde şampiyonluk yarışından kopan Fenerbahçe’nin de tüm amacı bu kupa.”

İki sarı-lacivertli takım arasındaki ilk maç 22 Nisan’da oynanır. Ankaragücü tam 4 as futbolcusundan eksik çıktığı maçta Fenerbahçe’yi 1-0 yenince Beşiktaş zaferinden sonra ikinci şoku yaşatır. Ancak İstanbul medyası hâlâ Fenerbahçe’nin sadece “turu zora soktuğunu” düşünmektedir. Ankara’daki maç da 1-1 bitince finalin ismi ortaya çıkar: Boluspor-Ankaragücü. Ankara takımı Boluspor’u da 2-1 ve 0-0’lık sonuçlarla geçer ve kupanın sahibi olur.

Evren: Kupayı alan takım nasıl 1. Lig’e alınmaz!

Birinci lige çıkma umutlarını yitiren ve var gücüyle Türkiye Kupası’na asılan Ankaragücü, hedefine ulaşmıştır. Bunun sevincini yaşarken sürpriz bir açıklama, devletin tepesinden gelir. Devlet Başkanı Kenan Evren, bir kabulü sırasında “Türkiye Kupası’nı almış bir takım nasıl 1. Lig’e alınmaz?” deyince gündem bir anda değişir.

Tarih 2 Haziran 1981’i gösterdiğinde Futbol Federasyonu o sürpriz kararı açıklar. İkinci Lig’i lig üçüncüsü olarak tamamlayan kulüp, federasyon kararıyla 1. lige çıkarılır ve ligdeki takım sayısı 17’ye yükselir. Kulübün efsane başkanı Samri Mermutlu, bu hediyeyi “Sayın Devlet Başkanımızın takdirleri sonunda Ankaragücü 1. Lig’e alındı. Bu karar tüm Ankaralı sporseverleri sevince boğmuştur. Atatürk’ün doğumunun 100. yıldönümünde inkılapların karargâhı Ankara’ya bundan güzel bir armağan olamaz” diye yorumlar.

Ankaragücü bu hediyenin karşılığını bu kez lig şampiyonu Trabzonspor’u yenip Devlet Başkanlığı Kupası’nı alarak verir.

‘Başarının kaynağı psikolojik eğitim’

Ankaragücü Teknik Direktörü Yılmaz Gökdel, tüm bu başarıların nasıl kazanıldığını anlatırken, aslında kulübün bugünkü durumuna da ışık tutar:

“Türkiye’de psikolojik faktörler, futbolun tekniğini, taktiğini kısaca her şeyini etkilemektedir. Psikolojik bakımdan iyi hazırlanmış bir takım ikinci ligde de olsa Devlet Başkanlığı Kupası’nı kazanabilmektedir. Öyle pahalı transferlere gerek yok. 22-23 yaşlarında dört adam yeterli. İspanya’da Cruyff, Kempes, Kranki gibi futbolcular oynamaktadır, ama orada bunlar gibi yüzlerce futbolcu vardır. Bizim durumumuz ise ortada. Bizde bu işin yapılması ahşap villaya çelik çivi çakmaya benzemektedir. İçi geçmiş futbolcuların transferine karşıyız.”

Ankaragücü’nün “menemen”le akşam yemeğini geçiştiren futbolcuları; tarihiniz gururunuzdur! (Cumhuriyet Ankara  03-03-2013)



Durali Akpınar'ın acı günü
Faruk Koca: Yeni stada yakışır bir takım yaratacağız.
Balıkesir engeli de aşıldı, Süper Lig'e 1 puan kaldı!
7
Ankaragücü'nden beklenmedik yenilgi!
1
Ankaragücü Şampi...!
4
İyi, kötü, çirkin!
Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
6
ÖZ HAYMANALI
6 Mart 201309:56
BU GÜNLER ELBET BİTECEK .ATAMIZIN DEDİGİ GİBİ ANKARAGÜCÜ DÜŞMANLARINA İNAT ANKARAGÜCÜMÜZ İLELEBET PAYİDAR KALACAK...
5
yahya yaşar
6 Mart 201300:03
ben arkadaş larım 47 kişiydik vebu güzel ankaragücümü yeterki şampıyon yapalım diye milli maçta filama açtık şöyle yazıyordu atatürkün başkentinde ankaragücünü birinci ligde görmek ittiyoruz diye gece kondudan başlayan ve maratonban saatliye kadar uzanan filamaastık ve hala destegimiz devam ediyor
4
istanbullu rambo
5 Mart 201312:09
ben o maçlarda türbündeydim vede hala türbündeyim
3
ANKARA BATIKENTLİ ANKARAGÜÇLÜ BABOŞ
5 Mart 201308:59
ÇOK GÜZEL BİR YAZI OLMUŞ.TEŞEKKÜRLER CUMHURİYET...KALEMİNİZE SAĞLIK...
2
sağolsun
5 Mart 201308:38
ankara'da neredeyse tüm medya melih gökçek alehine yazı bile yazamıyor. bir tek cumhuriyet kalmış o da size batıyor. cumhuriyetin melih gökçek'i sevmemesini anlarım da sizin böyle her yerde gökçek avukatlığı yapmanızı anlayamıyorum. insan babasını, maaşını aldığı patronunu böyle korumaz. nasıl bir ilişki içindesiniz arkadaş ya...
1
erdemli
5 Mart 201301:53
hayret cumhuriyet gazetesi nasıl olmuşta haberin içine gökçek düşmanlığını yerleştirmemiş??????