"FUTBOL'DA PARADAN ÖNEMLİ ŞEYLER DE VAR"

 

Timur:  Benim futbola başlamam biraz ilginç aslında, çok yaramaz bir çocuktum, hiperaktiftim ve enerjimi atabilmem için aileme spor yapmamı önermişler  ‘Yorulursa yaramazlık yapmaz, akşamları erken uyur’ diye 4-5 yaşında futbola başladım. Oturduğum yerin bir kasaba takımıydı Ssc Sudwesy .

Bilal: Mahallede benden başka bütün yaşıtlarım futbol oynuyordu. 7 yaşındaydım ve babam beni de futbol okuluna yazdırdı. İlk çıktığım idman çok sıkıcı gelmişti bana ve daha sonra gitmedim. Yine bir gün sokakta maç yaptığım sıralarda babamın bir arkadaşı sayesinde yeteneğim anlaşıldı ve tekrar başladım.

 

 

Timur : Zaten ailem beni futbola yazdırdı ama futbolcu olacağımı düşünerek değil. Üniversite okumamı istiyorlardı. Sonra Alman milli takımına seçilince artık ailemin bana olan desteği ve güveni daha da arttı.

Bilal: Özellikle babam çok fazla destek oldu, annem o kadar değil. Dayanamıyordu benim futbol oynamama. Futbolcu olacağımı hiç düşünmemiştim. Milli  takıma da seçilince işin ciddiyetini farkına vardık. Artık okuldan çok daha değerli oldu futbol benim için.

 

 

Timur: FC Kaiserslautern, Tennis Borussia  Berlin.

Bilal: TSV-47 Schönau, SV 07 Waldhof

 

 

Timur: Alman futbolu daha profesyonel , Türk futbolu daha duygusal. Alman futbolu kendi yıldız futbolcusunu yetiştiriyor ama Türkiye’de futbol anlayışı böyle değil burada yıldız oyuncular alınıyor. Örneğin Drogba ve Sneijder Türkiye’ye geldi şimdi onlar varken 17 yaşındaki bir çocuk kendini o takımda nasıl gösterebilir ki? Almanya’da böyle değil. Yaşı küçük çocuklar büyük takımlarda kendilerine yer bulabiliyor. Kamp mesela, hiçbir futbolcu kamp sevmez. Almanya’da kamp anlayışı böyle değil. Futbolcular neyi yapması gerektiğini biliyor, kampa gerek kalmıyor.

Bilal: Türk futbolu sert, duygusal ama Alman futbolu disiplinli ve takım oyunudur. Taktiksel bir oyun düzeni vardır. Almanya’dan gelen Türk futbolcuların Türkiye’de bu kadar başarılı olmasının sebebi de bu disiplin bence. Kamplar konusunda bende Timur ile aynı şeyi düşünüyorum.

 

 

Timur: Benim özellikle izlediğim ya da beğendiğim herhangi bir yakım yok.

Bilal: Ben Galatasaray’ın futbol anlayışını beğeniyorum.

 

 

Timur: Futbol; birbirinden farklı insanların, birbirinden farklı kültürlerin bir amaç uğruna buluşmasını sağlıyor. Gol attıktan sonra taraftarla o sevinci paylaşmak, tanımadığınız insanların sizi bağrına basması anlatılması 

Bilal: Bende küçük yaştan beri futbol oynuyorum ve artık hayatımın bir parçası. Ailemden sonraki  en değerli  şeyim.

 

 

Timur: Benim için iki tane önemli olay var. Birisi, Alman milli takımında U-18’de oynarken annem beni izlemeye gelmişti, tribüne baktığımda ağlıyordu. Onun o halini asla unutamam. Bir diğeri de; ligin ilk yarısındaki Kartal maçında attığım goldü. O golü hayatım boyunca unutamayacağım. Gol güzel değildi evet ama Ankaragücü 9 aydır kazanamıyordu ve o maçta 9 ay sonra galibiyet almıştık. Taraftarla o günkü sevincimi anlatmam imkansız.

Bilal: Bu sezon Rize’ye attığım gol ve U-16 Türk Milli takımında oynadığımda Belarus’a attığım gol benim için unutulmaz iki anıydı.

 

 

Timur: Ronaldinho’yu beğeniyorum ama idol olarak görmüyorum. İdol olarak gördüğüm bir futbolcu yok. Onu çok beğeniyorum çünkü futbolu severek oynadığını düşünüyorum onu izlemek çok hoşuma gidiyor.

Bilal: Benim için Zidane, bana göre o dünyanın en iyi oyuncusu. Oyun bilgisi çok iyi ve inanılmaz yetenekli.

 

 

Timur: Bilal; 19 yaşındaki bir futbolcuya göre çok tecrübeli, 16 yaşındayken Türkiye’ye gelmiş ve zor dönemler geçirmiş. Şimdi de o zor günlerin mükafatını yaşıyor. İleride Türk futbolu adına Ankaragücü ve diğer takımlar için çok verimli bir futbolcu olacaktır. Daha önünde uzun yıllar var.

Bilal: Bunu sende fark etmişsindir, Timur; hem saha içinde hem saha dışında son derece mütevazi bir insandır. Sahanın her yerinde oynayabiliyor. Liderlik özellikleri var. Türkçesi çok zayıf ama hareketleri ve bakışlarıyla bile hepimizi motive edebiliyor. Aynı zamanda oyun bilgisi çok yerinde.

 

 

Timur: Dedemin her zaman yanımda taşımam için verdiği özel bir şey var.

Bilal: Benim yok.

 

 

Timur: Almanya da sosyal bir hayatım vardı ama burada yok maalesef. Ailem arkadaşlarım ve yapmayı sevdiğim çocuğu şey orada.  Ankara da boş zamanlarımı Bilal’le geçiriyorum. Dışarı çıkıyoruz. Play-station oynuyoruz.

Bilal: Yapmayı istediğim çok şey var ama vakit ayıramıyorum maalesef. Lig tatil olduğu zaman her şeye bol bol vakit ayırmayı düşünüyorum. 

Şuan boş vakitlerimiz tesiste Timur’la Playstation oynayarak geçiyor.

 

 

Timur: Sözüme sadığımdır, dürüstüm, adilim ve çok mütevazi olduğumu söylüyorlar.

Bilal: Hedefleri olan, hırslıyım ve kararlıyımdır. Kafama koyduğum her şeyi yaparım.

 

 

Timur: Adana Demirspor maçında iyiydi. Bir de Beşiktaş maçında ( o maçta daha çok gol atabilirdim).

Bilal:  Gol attığım Caykur Rizespor maçı. 2.dk da gol atmıştım.

Bu sezon oynadığınız en kötü maç hangisiydi?
 

Timur:  Gol atmadığım asist yapmadığım her maç kötüdür benim için.

Bilal: Türkiye kupası maçında uzatmalarda yendiğimiz bir üniversite takımı vardı, o gün maçta hepimiz kötüydük uzatmalarda son an da aldık maçı.

 

 

Timur: Rüdiger Jülich, Horst Hrubesch (milli takım hocam), Thomas Herbst ve Mustafa Kaplan.

Bilal: Milli takımdaki Ferhat Hoca, Ümit Özat, Mustafa Kaplan ve Mesut Bakkal.

 

 

Timur: Fatih Tekke ve Adem Koçak

Bilal: Boateng. O özel yetenekli bir futbolcu.

 

 

Timur ve Bilal: Evet, takım olarak bu yıl hakemlerle çok problem yaşadık. Defalarca maçlarımızın, kaderiyle oynandı. Yanlış kararlarla çoğu maçı kaybettik. Ama ne yazık ki itiraz etme hakkımız yok, kararlara saygı duymak zorundayız. Türkiye’de hakemler kendilerini oyuncuların üzerinde görüyorlar ve Ankaragücü üzerinde çok baskı yaratıyorlar.

 

 

Timur: Tims, Ti, Ama şimdi Ankaragücü taraftarları bana T-10 diyor. Çok hoşuma gidiyor bu da.

Bilal: Bana Bilo diyorlar.

 

 

Timur:  İlk paramla aileme hediye almıştım

Bilal: Bende aileme hediye aldım, anneanneme bir kolye almıştım üzerinde ikimizin ismi yazılıydı.

 

 

Timur: Teknik direktör olurdum.

Bilal: Masa başı bir işim olurdu büyük ihtimalle. Bir şirket müdür olabilirdim.

 

 

Timur: Bu ligde her takım birbirini yenebiliyor. Çok iyi ya da çok kötü bir takım yok. Lig çok ortada her an her şeyin gidişatı değişebilir. Tek bildiğim şey Ankaragücü ligin son sırasında olmayı hak etmiyor.

Bilal: Timurla aynı şeyi düşünüyorum. Zorlandığımız bir takım yok. Aldığımız maçlar ortada iyi denilen çoğu takımdan puan alabildik. Bu da demek oluyor ki, bu ligde her şey değişebilir. Bu sıralama da öyle…

 

 

Biliyorsun zaten birçok telif aldık ama hiç kimseye cevap vermedik. İkimiz de bu takımı yarı yolda bırakmak istemedik. Gerçekten de paradan çok daha önemli şeyler varmış bu camiada bun unladık biz. Bize gösterilen ilgiyi farkındayız. Elimizden gelenin en iyisini yapmayı istiyoruz ve gitmeyi düşünmüyoruz. Takımı alt sıralardan kurtarmak için çabalıyoruz şuan. Biz; bundan 3 ay sonra neler olacağını değil, bir sonra ki maçta yapabileceklerimizi konuşuyoruz. 

Şuan takımın genel havası nasıl? Küme düşeceğinizi düşünüyor musunuz?  Ya da böyle bir takımda oynamak sizi ve takım arkadaşlarınızı nasıl etkiliyor?
 

Şöyle bir şey var; biz maç kaybediyoruz ama kötü oynadığımız için kaybetmiyoruz. Bütün Türkiye nasıl mücadele verdiğimizi izliyor. Gencecik yaşta omuzlarımızda böyle büyük bir görev var.  Her maça tam konsantre çıkıyoruz, her zaman hedefimiz 3 puan. Diğer takım arkadaşlarımız neler düşünüyor tabi ki de bilemeyiz. Kendi düşüncemiz şu ki; hiç de küme düşmek üzere bir takımda oynuyormuş gibi hissetmiyoruz. Oynadığımız oyunu herkes takdir ediyor. Yenebildiğimiz takımlar ortada. Biz kötü bir takım değiliz. Sezon sonuna kadar da elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Süper Lige geri döneceğiz.

 

 

Timur:  Şimdilik Ankaragücü’nü düşünüyorum. Sezon sonunda da böyle olacak. Evet, teklifler var ama önce Ankaragücü’nün teklifini değerlendireceğim. Taraftar beni seviyor, ben de onları çok seviyorum. Burada çok mutluyum ve kendimi güvende hissediyorum.

Bilal: Benim için de aynısı geçerli. Sezon sonun da önceliğimi Ankaragücü’ne vereceğim. Şuan sezonu en iyi şekilde değerlendirmeye bakıyorum. Yaşım daha genç,  hedeflerim yüksek, tabi ki de bende Süper Lig’de oynamak istiyorum ama dediğim gibi önce Ankaragücü.

 

 

Sezon başında rakip takımlar Timur’u farkında değildi, maç içinde kendimi unutturup gol pozisyonlarını değerlendirebiliyorum.  Şimdi işler değişti. Örneğin; Adanademirspor maçında beni 5 kişi tutuyordu.  Maç içinde üzerimde çok baskı oluyor rakip takımdan.  Benden beklentiler büyük, farkındayım. Şuan durgun dönemimdeyim bir gol atsam seri yakalayacağıma inanıyorum. Herkes gol bekliyorum biliyorum ama yaptığım asistler hiç konuşulmuyor. Biz bir takımız ve kimin gol attığı gerçekten çok önemli değil. Ben kötü bir forvet değilim, bu kadar savunmaya bu kadar şanssızlığa rağmen bile gol pozisyonuna girmiş olabilmem bile benim iyi bir forvet olduğumun kanıtı. Penaltı olayına gelince; Almanya’da 15 penaltı attım ama burada ilk kez penaltı kullandım oda girmedi, tamamen şanssızlık. Bu günlerin geçeceğini ve yine gol serisi yakalayacağımı biliyorum.

 

 

Timur: Kampa ilk gittiğimde beni kimse tanımıyordu ve forma numaralarımız daha belli değildi. Kamp sonunda beni çok beğendiklerini ve 10 numaranın değerini taşıyabileceğime inandıklarını söylediler. Bu beni çok etkiledi, hiç düşünmeden kabul ettim.

Bilal: İlk başta 8 numarayı düşünmüştüm ama sonra Ankara’nın plaka kodu olduğu için 6 numarayı seçtim.  Çünkü onları çok seviyorum.

 

 

Timur:  Hayatımda ilk kez böyle bir taraftar desteği görüyorum. Ligde bizimki kadar iyi taraftar yok. Şuan ben kendimi onlardan biri gibi hissediyorum. Sevgililer gününde bile bizim yanımıza geldiler, bu kadar fedakarlığı hangi taraftar yapar ki? İyi günde kötü günde hep yanımızdalar. Bizi çok seviyorlar, farkındayız. Onlarla bir bütün gibiyiz. Umarım bu destekleri hep böyle devam eder.

Bilal: Maç kaybettiğimizde de yanımızdalar, kazandığımızda da. Başka takım taraftarı bunu yapmaz 3-4 yenilgiden sonra futbolcusuna küser, kızar. Onlar bize her maçın sonunda, ne olursa olsun alkışladılar. Bu desteğin farkındayız. Kendi evimizde maçlara gelmelerini ve onların sesini duymayı çok özledik. Deplasmanlarda da yanımızdalar fakat Kartal maçında olanları doğru bulmuyoruz. Bizi zor durumda bırakıyorlar.  

Deplasmanda ya da içerde yanımızda oldukları her maç enerjileri biz de geçiyor. Onları gerçekten çok seviyoruz. Sizin aracılığınızla biz de onlara çok teşekkür ederiz. Bize güvensinler, elimizden geleni yapıyoruz.

---

• RÖPORTAJ:  Pelin KOÇ - ligbir.com