Geçtiğimiz günlerde yaptıkları basın toplantıyla kendilerini kamuoyuna tanıtan Ankaragüçlü Genç İş Adamları Derneği (AGİDAM) camiada bir heyecan yarattı. Bizde bu heyecanı yaratan AGİDAM’ın Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Altınışık’la Sporanki görüştü.
Ertan Bey, herkesin sanki bir vebalıymış gibi yanından kaçtığı Ankaragücü, bu durumdayken siz bir grup, işadamı, esnaf ve eski bürokratla Ankaragücü için bir yola girdiniz. Bunun sebebi neydi?
Yaşanan süreçte Ankaragücü’nün bulunduğu durumdan kurtulmasına vesile olacak, büyüklerimizin çıkmasını bekledik. Kimse çıkmayınca da bizde taraftarlardan Ankaragücü’nü çok seven, bu kulüp için maddi anlamda ellerinden geleni yapacağına inandığımız arkadaşlarımızla bu yola çıktık. Camiamız yaşanacak süreci gördüğünde AGİDAM’ın Ankaragücü için elinden geleni sonuna kadar yaptığını görecektir.
Plan ve projeleriniz hakkında camiayı bilgilendirmek ister misiniz?
Bizim Ankaragücü’müz için A, B ve C planlarımız var. Benim şu aşamada A ve B planlarımız hakkında bilgi vermem doğru olmaz. Fakat C planımızdan bilgi verebilirim. Çıktığımız yolda A ve B planlarımız netice vermezse, C planımızı devreye sokacağız. Yani Ankaragücü için elimizi taşın altına sokacağız ve yönetime talip olacağız. Burada öncelikle yönetim kurulundaki arkadaşlarımızdan ve tüm dostlarımızdan maddi yardımlarını bekleyeceğiz. İlk etapta bu parayla dinamikleri ayakta tutmaya devam edeceğiz. Bir süre nefes aldıktan sonra, ödenecek paraları bularak, bir kamuoyu oluşturacağımızı düşünüyorum. Aslında bu C planı kendi içinde A, B, C planları olarak bir sürece yol açacak.
A ve B planından birazda olsa bir şeyler anlatmak istemez misiniz?
Bu iki planımız anlatılmaz yaşanır. Bazı dinamikler oturursa o süreç yaşanacak inşallah.
Peki Ankaragücü Kulübü sizce nasıl bu hale geldi?
Aslında AGİDAM’ı ilk kurarken arkadaşlarımızla geçmişi hiç konuşmayacağız diye kendimize bir yol belirlemiştik. Fakat bu ilk röportajım olduğu için ilk ve son kez size bir şeyler söylemek istiyorum.
Ben ve arkadaşlarım Ankaragücü’nün şu an bulunduğu durumdan bir gün mutlaka kurtulacağına nasıl inanıyorsak, Ahmet Gökçek yönetiminin de kendilerine şans verildiği takdirde mutlaka başarıyı yakalayabileceğine inanıyorduk. O dönemde iki farklı sıkıntı vardı. Bunların biri eski yönetim bazında diğeri de taraftar bazında yaşanan sıkıntılardı.
Yönetim bazında aralarındaki anlaşmalara uymadılar mı, birbirlerine verdikleri sözleri yerine getirmeler mi, onu biz uzaktan bilemeyiz. Taraftara bazında ise şunları söyleyebilirim. Gökçek yönetimi, kulüp yönetimini aldıktan sonra bazı sıkıntılar ortaya çıktı.Taraftarlar arasında ayrışmalar baş gösterdi, camianın ısınamadığı Ümit Özat teknik direktörlüğe getirildi, AŞ olayı gündeme geldi, Ankaraspor’dan getirilen oyuncuların tüm alacakları Ankaragücü’ne yazıldı, çalışan personelin bir kısmı işten çıkarıldı. Personele yapılan ne kadar etik bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Ayrıca mahkeme sürecine girildikten sonra, durumun ne olacağını, işin nerelere gideceğini bilmeyen Gökçek yönetiminin halihazırda kulüpte çalışan personelin parasını da vermediği, çalışan emekçileri mağdur ettiği iddiaları var. Bunu nereden mi biliyoruz. İşten çıkarılan ve çalışan personel kendilerine yakın gördükleri taraftarlara gidip, “Paramızı alamıyoruz, evimize ekmek götüremiyoruz, mağduruz.” Demelerinden biliyoruz. Bu konular taraftar ile Gökçek yönetiminin arasını açtı.
Aslında o dönemde her 2 tarafta haklıydı. Fakat kimse birbirini anlamaya gayret etmedi, bir masaya oturulamadı, diyalog kanalları açılamadı. Bazen 2 kişi aynı şeyleri söylerler, fakat kavga ederler. Bu da işte böyle bir şeydi. Yoksa arada anlaşılmayacak bir şey yoktu. Gökçek yönetimi Ankaragücü’nü şampiyon yapmak istiyordu, taraftarın istediği de zaten buydu.
Size göre Ankaragücü bulunduğu durumdan kurtulur mu?
Ben aynı zamanda ticaretle uğraşan, ticareti yakından takip eden bir kişiyim. Ankaragücü’nün şimdiki durumunu bundan 10 yıl önceki Türkiye’ye benzetiyorum. Hatırlarsanız o dönemde kamuda çalışan personelin bile maaşları verilemeyecek duruma gelmişti. Bu ülkede 12 kez büyüklü, küçüklü ekonomik krizler yaşandı. Ama o zor dönemleri atlattık, yerden ayağımızın üzerine dikildik, yürümeye başladık. İnşallah koşacak bir ülke olacağız. Toplum olarak kendimize çeki düzen verdikçe çabuklaşacak bu süreç. Çünkü insanlar neye layıksa öyle yönetiliyorlar. Ülkemizde “Kamu kaynaklarını heba etme” dönemleri yaşadık. O da ekonomik bir misyonerlikti. Ülkeye emeksiz kazanılmış, sanal parayı soktular. Halkı tembelliğe ittiler. Biz ülke olarak halen o sıkıntılarının etkisini yaşıyoruz. Ülke olarak dibe vurduk, ama uyuduğumuz uykudan uyandırıldık.
İşte bizim Ankaragücü’müzde şu an bu durumda. Ankaragücü camiasında bugün en alttan, en üste kadar herkes yaptığı hatanın farkında. Herkes kendine şu özeleştiriyi yapıyor: “Hepimiz hatalar yaptık. Takımımızın dibe vurması bizi de uyuduğumuz uykudan uyandırdı.” Benim bildiğim tek şey var. Ankaragücü gibi büyük camialar bitmezler. Sadece düşerler, ama düştükleri yerden bir gün mutlaka kalkarlar. Biz AGİDAM olarak yola çıkarken, kulübümüzün içinde bulunduğu durumun ne olduğunu bilerek yola çıktık. Şunu da iyi biliyoruz ki, futbol anlamında ülkemizde Lefter gibi, Metin Oktay gibi, Alex gibi heykeli dikilenler oldu. Ankaragücü’nün kurtuluşuna vesile olacak kişini de tarihe geçmesi kaçınılmaz olacak, heykeli dikilecektir.
Geçtiğimiz günlerde TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e bir ziyarette bulundunuz. Bu ziyaretler önümüzdeki dönemde de sürecek mi?
Ankaragücü menfaatleri doğrultusunda herkesle görüşmek istiyoruz.
Tavşanlı Linyit maçı öncesi takımı kampa götürüyorsunuz...
Futbolcuların moral ve motivasyonunu arttırmak için takımımızı Kızılcahamam’da kampa davet ettik.
Son olarak Ankaragüçlü taraftarlara bir şeyler söylemek ister misiniz?
Direkt olarak söylüyorum. Günümüzün önemli bir bölümü Ankaragücü ile geçiyor. Yaşadığımız her dakikada Ankaragücü var. Bize gelen çocukların, gençlerin veya torun sahibi olmuş dedelerin Ankaragücü’nün içinde düşürüldüğü durumdan dolayı ağladıklarını bir çok kez tanık oldum. Benim ismim Ankaragücü’nün efsane golcüleriden, 2 kez gol kralı olmuş Ertan Adatepe’den gelmektedir. Kardeşimin adıda Candan Dumanlı’dan gelmektedir. Benim babam, Allah hayırlı ömür versin 72 yaşında koyu bir Ankaragüçlüdür. Babamın Ankaragücü için defalarca ağladığına tanık oldum. Bende şu an gerçekten çok duyguluyum. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Kendimi çok enerjik, taraftarımızı da çok istekli ve uyanmış görüyorum. Bu çınar inşallah tekrar yeşerecek.
SPORANKİ.COM
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.