SKYTURK360 kanalında konuk olan Sofuoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
"İlk kazandığım yarış kariyerimdeki en uzun yarış gibi gelmişti. Bu yarışta biraz daha tecrübelendik. Henüz daha şampiyona bitmedi. Bir yarış daha vardı. Onun rahatlığı vardı. Burada bir hata olursa Magny Cours'da telafisi vardı. Ama tabiki o hatayı yaparsak Magny Cours'taki final yarışında strese girecektik. O strese girmeden şampiyonayı Portekiz'de kapattık. Fransa'daki yarışa rahat rahat şampiyon olarak çıkacağız.
Sporcu hayatında yaşadığı birçok zorluktan sonra sporu bırakmak istiyor. Bu bütün spor dallarında öyledir. Birkaç gün sonra fikirler değişiyor. Yeniden başarılı olmak ve elinizden geleni yapmak istiyorsunuz.
Ben bu sezona başlarken 2011'de kötü bir sezon geçirmiştim. 2012 için başarıyı gerçekten çok istiyordum. İlk yarışımda Avustralya'da birinci olduk. Takım ve ben gerçekten çok mutluyduk. İkinci yarışa gitmeden test yarışlarında dizimden sakatlandım. Çok kötü bir döneme girdik. İkinci yarışı kaçırdık. Yarışa sakat olarak çıktım. Bir virajı dönemeyip yoldan çıkınca diskalifiye oldum. Sakatlığımın boyutu şuydu; dizimde çapraz bağlarda bir sıkıntı vardı. Bu problem değişmeye başladı. Antrenman biter bitmez hastaneye götürüyorlar, tedavi ediyorlardı. Ertesi gün sıralama yarışlarına, turlarına çıkmaya çalışıyordum. Tam onlar bitti derken bu sefer menüsküs ile alakalı sıkıntılar yaşadım. Toplam sezon boyunca üç tane ameliyat geçirdim. Pazar günü yarışı bitirip, Pazartesi İstanbul'a gelip ameliyat oluyordum. Bir hafta bastonla yürüyüp sonra yarışa gidiyordum. Sezonun en zor noktası buydu. Artık bu sene de olmadı, kötü bir sezon geçireceğiz demeye başlamıştık. Haftasonu yarışlarında üst üste yağmurlu yarışların olması bizim için güzel bir şeydi. Kuru hava şartlarında limitinizi zorluyorsunuz. İki tane yaptığımız yağmur yarışlarında kürsüye çıkmak şampiyona açısından benim için çok önemli puanları kazandırdı. Tabi o süreçte tedavi oldum. Zamanda zaten dizimin en iyi ilacıydı. Biraz ilerleme olduktan sonra zaten özellikle son iki ayda çok başarılıydık. Çokta iyi puanlar topladık. Bunun sayesinde zaten finalden önce şampiyonluğu ilan ettik.
Annem bu sporu bırakmamı istiyor. İşin doğrusu anneler, teyzeler bu konuda daha çok baskı yapıyorlar. Arkadaşlarım ve çevrem bırakmam taraftarı değiller aslında. Yalnız şu varki bu işi ben gerçekten sevdiğim için yapıyorum ve bir gerçek varki buralara geldikten sonra geri dönmek zor olur. Dünya şampiyonu olmuşsunuz, o seviyeye gelmişsiniz ve tek temsil eden sporcusunuz. Bakanlık ve federasyonda bu kadar destek veriyor. Bir de sevdiğim bir spor, bırakmam kesinlikle söz konusu değil. Hem bakanlık, hem federasyon bu kadar destek olurken, orda bir türk sporcusu olması için herkes koştururken benim canım istemiyor bırakmak istiyorum gibi birş ey söz konusu değil, hem seviyorum hem de Türkiye'de yarışçılara çok destek oluyor. Benim oradaki başarılarım sayesinde federasyon ve bakanlıktan daha iyi destek alabiliyorlar. Önlerinde güzel örnek oluyor. Bırakma zamanı değil, devam edeceğiz. Şuan 28 yaşındayım, önümde 4-5 yıllık bir kariyer var.
Zor zamanlarda bırakmayı düşündüm. Sakatlık zamanında, babamın vefatında düşündüm. Moto GP'ye gitmeme sebeplerinden biri sponsor diyebiliriz. Benim şahsi olarak sponsora ihtiyacım yok. Büyük firmaların sponsorlukları gerekiyor. Büyük firmaların takımlara yapılacak sponsorlukları gerekiyor. Bugün Moto GP'de yarışmak için 10 milyonluk bir sponsor gerekiyor. Türkiye'de sponsor olucak firmalar var, olurlar mı bilmiyorum. Yurtdışında futbol takımlarına sponsorluk yapan firmalarımız var. Bu markalar motor sporunu tercih etseler Moto GP'de en iyi takımlarla yarışabilirim. Moto GP'de niye yarışmadığımı bana değilde Türk firmalarına sormak gerekiyor. Onlar bizlere destek çıksa benim gibi onlarca sporcu bugün Moto GP'de Moto 2'de yarışır.
Dünya Şampiyonasında örnek olarak bir yarış kazanması ne organizasyon açısından, ne de firmalar açısından iyi bir şey değildir. Çünkü organizasyonun maddi geliri ülkeden geliyor. Sponsorlar kendi pilotlarını önde görmek istiyorlar. Bir Türk'ün başarılı olması onlar için iyi bir şey değil. Türkiye'de yarış yapılmıyor. Türkiye'den sponsorlar yok orada. Kenan Sofuoğlu'nun Dünya Şampiyonu olması organizasyon açısından çok harika bir şey değil. Türkiye'den bir markanın pistte, takımın üzerinde olmayışı dezavantaj. Bu yüzden kolay kolay Türk pilotları tercih etmiyorlar. Şu anda Türkiye'de yetişen, sayısı 100'e yaklaşan gençler var. Ama onların içinde 3-4 tane genç varki çok iyi, başta benden sonra gelecek Türkiye'de gelecek vaad eden Toprak Razgatlıoğlu ,onun yanı sıra Harun Çabuk var. Asrin Rodi Pak var. Bu isimler geleceği parlak olan sporculardandır. Önümüzdeki haftasonu Harun Çabuk'la beraber Hollanda'ya gideceğiz. Özel kupada misafir olarak yarışacağız. Onun için gelecek yıl güzel bir kupa ayarladık. Toprak için bir firma var. Eğer sponsor olursa Dünya Kupası'na göndereceğiz. Giderse onun için çok büyük bir tecrübe olacak. O konuda ben tecrübeli bir ismim ve ona gerektiği kadar yardımcı olacağım. Asrin Rodi Pak'ın ise Avrupa Şampiyonası'nda yarışma ihtimali var. Bunun gibi bir çok isim daha var. Şuanki duruma bakılırsa motorsiklet yarışının geleceği çok parlak. Bununda sebebi Federasyonun gerçekten çok çalışması. Sponsorların yapması gerekeni Federasyon yapıyor. Bütün sporculara motorsiklet aldılar. Avrupa'da yarıştırıyorlar. Türkiye'nin belki şu anda onun üzerinde sporcusu var. Evet çok büyük yarışlar değiller ama artık ufak tefek Avrupa'ya gitmeye başladılar.
Arabalara karşı çok fazla ilgim yok. Özellikle benim kullandığım çok fazla hızlı giden bir arabam yok. Çokta ilgi duymuyorum. Motorsiklet yarışçıları genelde çok hızlı arabalar alırlar. Ama benim düşüncem zaten pistte hızlı giden var, ona gerek duymadım. Bir araç ne kadar hızlı olursa olsun kullandığım motor kadar hızlı olamaz. Yarışmada sevdiğimiz zaten adrenalindir, hızdır. Bu yaptığımızı da yollarda yapamayacağıma göre canım hız istediği zaman piste gidiyorum ve motorumla hız yapıyorum.
Gençler özellikle şu 2,3 yıldır çok şanslılar. Benim zamanımda bu kadar fırsatımız yoktu. Şimdi çalışmalar çok iyi, motorsikletler alındı, federasyon var. Sayın spor bakanımız beni dün aradığında 100 tane motorsiklet alınacağını, sporcu yetiştirmek istediğini ve bu programda benimle çalışmak istediğini söyledi. Yakın zamanda Kawasaki'yi arayıp 200 tane motorsiklet isteyeceğiz. Özel fiyatla ve tabiki sponsor desteğiyle beraber. Bu motorsikletleri Türkiye'nin her yerine dağıtacağız. Ben oralara bizzat gidip çocukları motorsikletlere bindiriceğim. Aralarında çok yetenekli olanları Sakyar'daki piste götüreceğiz. Orada biraz daha eğitim vereceğiz. Sonra Hollanda'da bir yarışma var oraya, oradanda umarım Avrupa Şampiyonası'na çocukları yavaş yavaş yetiştireceğiz."
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.