KUPA TARİHİNİN EN FARKLI SKORU

FUTBOLUMUZDA geçen yıl yaşanan kaos ve belirsizliklerin ardından, Süper Lig'de mesai bu hafta başlıyor. Dilerim, Türk futbolu geçtiğimiz sezon gibi bir sezonu bir daha yaşamaz. Futbolun içinde olan tüm kurum ve kuruluşlar yaşananlardan gerekli dersleri çıkarmışlardır. İsterse çıkarmasınlar... Kendini düzeltmeyen, kendini çağa uygun formatlamayanı bu sistem un gibi öğütecek, yok edecektir. Ankara, bu sezon uzun yıllardan sonra futbolumuzun en üst liginde tek takımla temsil edilecek olmanın burukluğunu ve hüznünü yaşayacak. Hacettepe ve Ankaraspor'dan sonra Ankaragücü gibi asırlık çınar da bu büyük heyecanda yerini alamayacak. Dilerim, futbolumuzun bu köklü armadası, kentimizin en büyük sosyal değeri en kısa sürede "gerçekte olması gereken" yere döner.
Başkent Ankara düne kadar bu ligde 4 takımla mücadele ederken, 20122013 sezonunda ayakta sadece Gençlerbiriiği'nin kaldığını görüyoruz. Demek ki bu şehirde futbol adına bir şeyler doğru gitmiyor. Daha kötü bir gelecekten korkmuyorum desem yalan olur. 

Çünkü alt liglerde de durum pek parlak değil. Başkent'te futbol adına çok büyük yanlışlar yapıldı. Yapılmaya da devam ediyor. Bu sezon Ankaralı futbolseverler asrın oyunu futbolda tüm umutlannı Gençlerbirliği'nde arayacak. 

Ertelenmiş heyecanların, özlemle beklenen başarıların adresi kırmızı-siyahlılar olacak. Dolayısıyla Gençlerbirliği'nin omzundaki yük 80 yıllık tarihinde hiç bu kadar ağır olmamıştı. Başta duayen Başkan İlhan Cavcav'dan yönetim kuruluna teknik direktör Fuat Çapa ve ekibinden futbolculanna ve de taraftarlar olmak üzere herkesin sorumlukları çok fazla. 

SORUMLULUK BÜYÜK

Peki Gençlerbirliği, bu taleplere cevap verebilir mi? Bence verir. Vermesi de lazım. Vermek mecburiyetinde de. Gençlerbirliği'nin mevcut göstergeleri buna müsait. Tesis, alt yapı, kulübün mali yapısı, köklü bir geçmiş başannın gelmesi için yeterli. Futbolun bu kentte tekrar sevdirilmesi, tribünleri terk eden futbolseverlerin tekrar geri dönmesi için Gençlerbirliği'ne bu sezon çok büyük görevler jtğSttSRl düşüyor. Gençlerbirliği'ni TSYD Ankara Şubesi Dörtlü Futbol Turnuvası' nda takip ederken, bu duygular içinde mercek alına aldım. Kırmızı-siyahlılar, bu köklü turnuvada 46. kupayı müzelerine götürürken, kupa tarihinin en farklı skoruna imza attı. 

Gerçekten sonuç mükemmel. Sivasspor gibi güçlü ligin takımlannda birine tam 7 gol birden atmak büyük başan. Sezon öncesi büyük moral oldu. Bu sonuç ve bu maçta ortaya konulan futbolu büyük hedefler için yeterli görmek elbette mümkün değil. 

İYİ BAŞLANGIÇ YAPILMALI

Sağlıklı bir değerlendirme yapmak için Karabük ve Sivasspor maçlan ölçü olmaz.

Ama takımda gözle görülür bir kıpırdanma kesin var. Tek tek futbolcular hakkında bir şeyler söylemek için çok erken. Bu 2 maçta özellikle yeni transferden Jimy Durmaz, kalitesini ve klasını gösterdi. Soyadını hemen "Durur" olarak değiştirmek lazım. 

Benden hatırlatması... Dejan Lekiç hakkında da olumlu intihalarım var. Ermin Zec'de de farklık hissettim. Daha hırslı ve arzulu gördüm... Aykut, Hurşut ve Azofeifa bu sezon da takımın yükünü çekecek sporcuların başında gelecek. Açık net görülen ihtiyaca gelince "Bu takıma, orta sahada koordinatör bir oyun kurucu, bir de kendini ispat etmiş bir golcüye şiddetle ihtiyaç var" diyorum. Altyapıdan şans verilenen 4 oyuncu içinde Fuat Çapayı kutlamak gerekir. Gençlerbirliği, pazar günü ligdeki mesaisine kendi sahasında Medical Park Antalyaspor maçı ile başlıyor. Bu maça tüm şehir olarak hazırlanmalıyız. Gençlerbirliği iyi başlangıç yapmalı. Bir sözümde Ankara ve Türk futbolunda nerede ise yarım asırdır sürdürülen Spor Yazarları Futbol Turnuvası için olacak. Bu turnuva bu ölümsüz şehrin futbolda en büyük onuru ve gururudur. Bu köklü geleneği ayağa kaldırmazsak, ona hak ettiği ilgiyi göstermezsek, bu kentte futbolla en büyük kötülüğü yapmış oluruz. Şehrimizin kaderinde rol alanlardan sadece Ankara Valisi Sayın Alaaddin Yüksel'den başka kimsenin gündeminde bu turnuvanın yer almaması insanın inanın içini acıtıyor. Futbol ve spor öyle ucuza alınacak bir konu asla değildir. Bir kez daha hatırlatalım.

• ALİ ÖCAL - SABAH ANKARA