Ankaragücü'nde bir popçu, Gençlerbirliği'nde bir neyzen, bir de kemençe ustası olduğunun farkında mısınız? Süper Lig'in müzisyenlerinin peşine düşen FourFourTwo Dergisi Muhammed Türkmen, Mehmet Sedef ve Oktay Delibalta'yla konuştu.
Muhammed Türkmen şu anda Ankaragücü forması giyiyor. Daha önce Fenerbahçe altyapısında ve Kocaelispor'da da forma giymişti. Fakat Muhammed'in tek yeteneği futbol değil, besteleri var. Müzikten bahsederken; 'Futbola tutkuyla bağlıyım. Müzikten, daha çok manevi tarafım besleniyor. İkisinin ortak özelliği beni mutlu etmeleri. En zor zamanlarımı müzik sayesinde aştım. İlk şarkımı 13 yaşımda yazmıştım. Fenerbahçe altyapısındayken arkadaşlarımdan biri gitar çalardı. Onunla birlikte şarkı söyleyerek yeteneğimin farkına vardım' diyor.
İnternette yayılan 'Bebek Kokulum' adlı bir şarkısı da var Muhammed Türkmen'in. '20 bestem var ama en sevdiğim o' diyor; 'O şarkıyı da büyük bir duygu yoğunluğuyla yazdım. Şarkı haline geldiğinde nasıl olacağını merak ettiğim için aranje ettirdim. Toygar Işıklı'yla, Hakan Yeşilkaya'yla fikir alışverişi yaptık ve şarkı ortaya çıktı. Onlarla tanışmamız da garipti. Türkücü olduğumu sanmışlar. Sonra ikisiyle de arkadaş olduk. Şarkı internete düştükten sonra dinleyenlerden çok mesaj aldım. İşin komik tarafı kimse benim futbolcu olduğumu bilmiyordu.
Maçlardan önce Michael Jackson'dan 'Earth Song' şarkısını dinliyorum. Çünkü şarkı, çok naif bir şekilde başlıyor ve daha sonra yaşanan olaylar şarkıyı sertleştiriyor. Ses tonu ve müzik çok ince geçişlerle değişiyor. Futbol da böyle. Sahaya güzel temennilerle, sakin bir şekilde çıkıyorsun ama şartlar senin üzerinden bu duyguları zamanla alıyor.'
HIRÇINLIĞI ALIYOR
'Şu ana kadar sadece klavye çalmayı öğrendim. Beste yaparken klavye çalmak bana yardımcı oluyor. Portatif bir müzik stüdyom var. Müzikle ilgilenen insanların algılarının ve iç dünyalarının bambaşka olduğunu düşünüyorum. En gergin olduğum zamanlarda piyano tuşlarına basıp başka alemlere akabiliyorum. Bu üzerimdeki negatif enerjiyi ve hırçınlığı alıyor.'
Sakatlık geçirdiği dönemlerde arkadaşları müzik yeteneğine atıfta bulunarak, bazen 'Müzikle uğraşman için daha ne kadar mesaj gelmeli' diye espri dahi yapıyorlarmış Muhammed'e.
NEY SABIR VERDİ
Mehmet Sedef, Beşiktaş'tan gönderildiğinde üzülmüştü ama üflediği ney sayesinde daha sabırlı ve güçlü bir futbolcuya dönüştü.
Serpil Hamdi Tüzün, Beşiktaş'ın altyapısındayken kulüpte futbola başlayan Mehmet Sedef, şu anda Gençlerbirliği'nde forma giyiyor. Mehmet'in ifadesine göre hocanın kurduğu müthiş düzen yabancı sevdası yüzünden yıkılınca, Mehmet de önce Tigana'nın gözüne girmesine rağmen Ertuğrul Sağlam gelince takımdan gönderilmiş, sonra da sakatlık belası yakasına yapışmış. Mehmet Sedef de sabrın anahtarını ney çalmakta bulmuş.
'Konya'da Mevlana'nın vuslat yıldönümüne gitmiştim. Orada dinlediğim neyzenden çok etkilenmiştim. Ertesi gün bir ney siparişi verdim. Tasavvufa merak sardım. Ney üflerken kendimi çok iyi hissediyorum. Onunla konuştuğumu düşünüyorum. Sıkıntılarımı ona üflüyorum' diyor Mehmet Sedef. 'Bir hafta içinde ses çıkarmaya başlamıştım ama ara ara ses çıkaramadığım oluyordu. Bazen çok iğrenç sesler çıkıyordu! Bazılarının aylarca ses çıkaramadığını duyunca bunun normal bir şey olduğunu anladım. Ders de almadığım için başlarda biraz zorlanmıştım. Ney üflemek kesinlikle sabır sınırlarını zorlayan bir şey. O deneyimi yaşadıktan sonra insan her konuda daha sakin kalabiliyor.'
DÜĞÜNDE ÇALDIM
Aslen Rizeli olan Oktay Delibalta ise önce kızdırdığı annesinin günlerinde, ardından hastalanan müzisyenin yerine düğünde kemençe çalmaya başlamış. Takım arkadaşı Mehmet Sedef gibi o da müziği seviyor.
'Karadenizli olduğum için o yörenin müziğine doğduğumdan beri aşinayım. Babam da kemençe çalıyordu. Düğünlerde bile çalardı. Amcamın oğlu da kemençe çalmaya başlayınca heveslendim. Başladığımda fena değildim aslında ama kemençe biraz zor bir çalgı. İlk haftalar evde annemi biraz kızdırıyordum. Sonra eve misafir geldikçe bana kemençe çaldırmaya başladı. Herkes kemençenin rahatsız edici bir sesi olduğunu düşünüyor ama öyle değil. Türk Sanat Müziği de çalabiliyorsunuz.'
'Gittiğim bir düğüne kemençeci rahatsızlandığı için gelmemişti. Benim de kemençem hep arabamın bagajındadır. 'Çalamam' desem de dinlemediler. Ben çaldım, herkes horon tepti. Ben çalarken ceplerime para sokuyorlardı. O zaman Alibeyköyspor'da oynuyordum. İlk arabamı yeni almıştım ama babam bana 'Benzine nasıl para yetiştireceksin?' diye kızmıştı. Arabanın deposunu oradan kazandığım parayla doldurmuştum. Sonra da o zamanın lüks sayılacak arabasına tüp taktırdım! Takımdakiler benim kemençe çaldığımı bilmiyorlardı. Eşim Mine'yi de kemençeyle kandırmıştım!
'KEDİ KALECİ' FECRİ EBCİOĞLU!
Fenerbahçe'de kalecilik yapan Kedi Fecri, önünde efsane kaleci Cihat Arman bulunduğu için fazla forma şansı bulamadı. Muhafızgücü ve Adalet'te uzun süre forma giydi, hatta Milli Takım'a da seçildi. Futbolu bıraktıktan sonra, bir süre Avrupa'da yaşadı. Yabancı şarkıları Türkçe'ye çevirme fikriyle Türkiye'ye pop müziği getiren kişi olarak tanınan Fecri Ebcioğlu, Ajda Pekkan'ın seslendirdiği şarkıların aranjmanını yaparak bir döneme damga vurdu. 'Eylül'de Gel', 'İki Yabancı' gibi unutulmaz şarkılara imza atan Ebcioğlu, Fenerbahçe Marşı'nın da söz yazarı.
MC DAVALA
Almanya doğumlu Ümit Davala, 2003-04 sezonunda Werder Bremen'le Bundesliga şampiyonu olduktan sonra tatil için Türkiye'ye geldi ve burada bir albüm yayınladı. 'ÜD 2004' isimli bu rap albümünde Kayahan'ın 'Bir Aşk Hikayesi' isimli şarkısını da yorumladı ve klibi İnönü Stadı'nda çekti. 'Almanya'da doğduğum için rap'le iç içe büyüdüm. Sesim de Türk Sanat Müziği'ne ya da Pop'a müsait değil. Öyle bir şey yapsaydım ayıp olurdu' diye anlatıyor müzik kariyerini Davala.
POPA YAKIN BALİÇ
Galatasaray'a transferi çok tartışılan Boşnak oyuncu Elvir Baliç de 2004 yılında bir albüm çıkardı. Kendi deyişiyle pop müziğe yakın fantezi müzik türünde çıkardığı albümde Boşnakça ve Türkçe şarkılar yorumladı. Ama Balkanlar'ın Tarkan'ı olarak piyasaya giren Baliç, en azından ülkemizde Ümit Davala kadar popüler olamadı. Albüm Baliç'e uğurlu gelmemiş olacak ki bir dönem Real Madrid forması giyen oyuncu 2004 yazı sonunda Galatasaray'dan ayrılarak kariyerinde düşüşe geçti.
VER KONSERİ, AL BONSERVİSİNİ
'Ölmem miiii, beni taşlaraaa vuuruunn...' Hatırladınız mı? Bir dönemin gözde arabesk şarkısını seslendiren Mustafa Uğur, futbola devam etseydi muhtemelen bu şarkı bu kadar ünlü olmayacaktı. Uğur, Gaziantep'te henüz ikinci sınıftayken öğretmeninin tavsiyesiyle bir şarkı yarışmasına katıldı. Yarışmada birinci olup daha 10 yaşındayken albüm çıkardı. Ama Uğur'un bir yeteneği daha vardı. Dönemin Gaziantep teknik direktörü Veselinoviç tarafından çok beğenilip16 yaşında A takıma çıkartıldı. Genç Milli Takım'a yükseldi ama müzik aşkı ağır basınca futbolu bırakıp tekrar sahnelere döndü. Bonservisi Kahramanmaraşspor'daydı. Ve kulüp yararına bir konserle bonservisini eline aldı.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.