BU İŞTE BİR TESLİK VAR...

BAŞKENT ekipleri, Süper Lig'in 12. haftasında önemli, bir o kadar da ilginç maçlar oynadı. Doğrusunu söylemek gerekirse, iki müsabaka sonunda toplamda alman bir puan, ne verdikleri mücadelenin ne de ortaya koydukları oyunun karşılığıydı. Futbolun adaletinin olmadığı, hem 19 Mayıs hem de Eskişehir Atatürk Stadı'nda bir kez daha ortaya çıktı. Gençlerbirliği, Fenerbahçe maçının özellikle ikinci yansındaki futbolu ile ligin bundan somaki dönemine ağırlık koyabileceğini gösterdi Beşiktaş maçıyla başlayan çıkış sürerken, takım olma yolunda önemli mesafe alındığının sinyallerini verdiler. Sahaya iyi yayan, rakip atağa kalktığında kendi alanım iyi kapatan ve tempoyu iyi ayarlayan kırmızı-siyahlılar, hücuma çıkışlarda yeteri kadar hızlı ve akılcı olamadığı için galip gelemedi. Savunmada istekli ve adam paylaşımı konusunda dikkatli olduklarından, önceki maçlara oranla daha sorunsuz bir maç çıkardılar. Burada Aykut'un müthiş mücadelesine de parantez açmalıyız.

Hücumda yeni silahlara ihtiyaç var

Tum'un takımı rahatlatan oyunu, Hurşut'un kanatlan etkili kullanması, Soner ve Azofefia'nun uyumu, takımın artıları. Yasin ve Oktay'ın dönüşüyle, ideal tertip oluşacak. İşler rayına oturuyor gibi ama hücum hattında bir sıkıntı mevcut. İhtiyar kurt Tum'a çok fazla yük binmeye başladı. Başkan'ın da dert yandığı Zec'in devreye girmesini beklemek yerine, o bölgeye gerçek anlamda bir golcü bulmanın zamanı geldi

Ankaragücü'nün içinde bulunduğu şartlardaki ayakta kalma çabası, üniversitelerde tez konusu olmaya aday. 100 milyon TL'ye yaklaşan borç, hali hazırdaki transfer yasağı, yaklaşık bir ay soma yeniden seçimin yapılacak olması, en az puanla ligin dibine inilmesi ve saha dışı tartışmalarının, futbolcu ve teknik ekibi etkilememesi mümkün mü ? Kafası rahat olmayan oyuncudan daha fazla nasıl verim alabilirsiniz?

Doğan ve oyuncuları inatla direniyor.