ANKARAGÜCÜ için K. Karabükspor maçı çok önemliydi. Alınacak bir mağlubiyet sıkıntıların daha da büyümesine neden olacaktı. Olası bir 3 puan kaybı futbolculann tüm özgüvenlerini yitirmesine neden olacaktı. Her şeyden önemlisi camiada sürekli tırmanan gerilimin tavan yapması kaçılmazdı. Bu maçtan 24 saat önce yapılan Olağanüstü Genel Kurul'da bugüne kadar görmediğimiz büyük olaylar yaşanmıştı. Ankaragücu nün 102 yıllık tarihine yakışmayan görüntüler ülke sınırlannı aşıp, tüm dünyaya yayıldı. Güçlükle tamamlanan kongrede Sami Altınyuva, Ankaragücü'nün 42'nci başkanı oldu. İşte bu olağanüstü koşullarda sahaya çıktı Ankaragücü.
Sarı-lacivertli futbolcular, yeni başkanları ve yöneticilerine galibiyet armağan edip, "hoş geldiniz" demek istedi. Rakibi de kendisi gibi zor günler yaşıyordu. Karabüksporlu futbolcular da Yücel ldiz'den görevi devralan Bülent Korkmaz' a jest yapmak isteyecekti, özetle her iki takım açısından zor bir maçtı. Tribünler coşkulu ama boşluklar bugünün gereken dayanışmasına yakışmayacak kadar cılızdı. Kuddüsü Müftüoğlu'nun düdüğü ile Ankaragücü, rakip kaleye yüklenmeye başladı.
Genç Aybars, 'Bugün her şey güzel olmalı' dercesine topu Karabük ağlarına bıraktığında sanki tarihi 19 Mayıs Stadı'nda kıyamet kopuyordu. Karşılaşmanın hemen başında gelen bu gol yüreklere su serpti. Futbol kalitesinin vasatı aşamadığı bir mücadele izliyorduk.
Her iki takım da göze hoş gelmeyen, ama yüreklerinde fırtınalar kopan bir oyun ortaya koyuyordu. İlk yarı Ankaragücü'nün 1-0 üstünlüğü ile kapandı.
Karşılaşmanın 2'nci yarısı da olgunlaşmış, organize bir futbol ürünün görüntüsünden çok uzaktı. Ama Allah var her iki takımın futbolcuları da büyük bir efor sarf ediyorlardı. Hele kaptan Hürriyet, inanılmaz bir ter akıtıyordu. Kaptan, sahada basmadık yer bırakmıyordu. Tecrübeli futbolcu sanki üç kişilik oynuyordu. Ziya Doğan, futbolcularının 2'nci golü atıp, herkesin rahatlaması için beyninin tüm ince kılcal damarlarını sanki mesaiye çağırmış gibiydi. Tüm bunlar yaşanırken de kronometre 72'nci dakikayı gösteriyordu. Bu dakikada bir türlü vedalaşamadığımız futbol mabedimizin üzerine sanki karabulutlar çöktü. Güven'in sebep olduğu penaltıyı İlhan Parlak gole çevirdiğinde tribünler derin bir sessizliğe büründü. Çok şükür bu sinir bozucu sessizlik 2 dakika sonra yerini müthiş bir coşkuya bıraktı.
Tisdell'in golü ile sanki tribünler yıkılıyordu. Sarı-lacivertli futbolseverler, hep bir ağızdan "Hükümet düşer, enflasyon düşer, Ankaragücü.... düşer" diye haykırıyorlardı. Hakemin bitiş düdüğü ile birlikte bir ulusun kaderine maya olmuş bu kentin ezgilerinden, "misket" oyun havası eşliğinde 2-1 galibiyet zaferinin kutlanması görülmeye değerdi. Tribünlerde birçok Ankaragücü'nün gözyaşı döktüğüne şahit olduk. Dilerim bu gözyaşlannın bir değeri olur. 'Asırlık çınar' için bu galibiyet özlemle beklenen güzel günler için milat oluşturur.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.