ANKARAGÜCÜ’NÜN mahkeme tarafından “yok sayılan” Ahmet Gökçek yönetiminde Mali Asbaşkan olarak görev yapan Ayhan Atalay, SABAH Ankara’ya çok önemli açıklamalarda bulundu. Sarı-lacivertli kulübün bu ay gerçekleştireceği Olağanüstü Genel Kurul’dan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Ankaragücü’ne yardım edip etmeyeceğine, sarı-lacivertli camiada merakla beklenen konular hakkında işte Atalay söyledikleri:
GEÇMİŞİ UNUTMADIM
Öncelikle Gökçek yönetimi Ankaragücü’ne niye talip oldu? Bunu bir kez daha spor kamuoyuyla paylaşmakta yarar görüyorum. Bize teklif geldiğinde Süper Lig’de oynayan Ankaraspor diye bir takımımız vardı. Ancak Ankaraspor’un fazla geçmişi ve tanırlılığı yoktu. Tribün desteği, seyirci potansiyeli yeterli değildi. Ankaragücü gibi köklü bir camiadan böyle bir öneri gelince marka değeri trilyonlarla ifade edilen bir takımı feda edip Ankaragücü için kolları sıvadık. Tüm mesaimizi Ankaragücü gibi köklü ve sembol bir takımın başarılı olması için harcamaya başladık. Ankara’nın, Ankaragücü camiasının yanıp tutuştuğu özlemle bellediği şampiyonluğu Başkent’e kazandırmak için akla hayale gelmeyecek fedakarlıkta bulunduk.
GÖKÇEK’İN PARA DİLENDİĞİNİ GÖRDÜM
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçkek’in, bunca işinin, bunca sorumluklarının arasında bütün emeğini, gayretini hatta ve hatta itibarını ortaya koyarak Ankaragücü için yalvararak para dilendiğini gördüm ve tüm bunlara şahit olurken içten içe de üzülüyordum. İçimden, ‘Koskoca adamın çırpınışına bak. Bunu kimse yapmaz’ diyordum. Zaten de bugüne kadar kimse yapmadı, yapmaz da. Tüm bunları Allah şahittir ki karşılıksız yaptı. Bunları yaparken bir tek emeli vardı. Atatürk, bozkırın ortasında bir Anadolu kasabasını başkent yapıyor. O başkent 50-60 yıl yerlerde sürünüyor. Bir adam çıkıyor Ankara’yı ihya ediyor. Avrupa Birliği’ne alınan tek kent oluyor. Resmi olarak bayrağını çekebiliyoruz. Dünyanın tüm başkentleri şampiyonluk yaşamış ama Ankara bu hayali yıllarca özlemle beklemiş. İşte bu özlemi bu hasreti bu özlemi dindirmek için Ankaragücü’ne omuz verdi, destek verdi, kol kanat gerdi. Melih Gökçek’in tanınmaya mı ihtiyacı var? Reklama mı, kariyere mi ihtiyacı var? Zaten marka olmuş tüm dünyanın tanıdığı bir isim.
DAVALARDAN GÖZÜMÜZÜ AÇAMADIK
Sonuçta ne oldu 2 yılda verilen tüm emekler heba oldu. Bir sürü küçük beyinli, art niyetli ince hesaplar yapan insanlar Ankara’ya ve Ankaragücü’ne en büyük kötülüğü yaptı. Yok ‘denetçiler’ dediler, yok ‘delegeler’ dediler. Öyle abuk sabuk ipe sapa gelmez laflar ettiler ki... Bir çıkıyor , “Bu dava Ergenekon’dan daha önemli dava” diyor. Ben de Valilik’e resmi yazıyorum ‘Bu nedir?’ diye. ‘Önemli bir şey değil, bir dahaki kongrede düzeltirsiniz’ diyorlar. İki yıl boyunca davalardan gözümüzü açamadık. Herkes dava açtı. Mahkeme karar verip bitirdi. Şimdi ne oldu? Bu işten kim kazançlı çıktı? Ankaragücü’ne, bu kentte yazık değil mi? Ankaragücü’nün son 15 yılda yaşadıklarına görev yaptığımız iki yıl içinde tanık olduk. İdari ve mali olarak çok büyük usulsüzlükler yapılmış. Göreve geldiğimizde avans hesaplarında gizlenmiş 40 milyon TL lira kulübün borcu olduğu tespit ettik. Ankaragücü’ne yazık etmişler. Hem de çok yazık etmişler. Bize kulübün yönetimini zorla verdiler, sonra da bin bir türlü ayak oyunu ile geri geri aldılar.
MAHSUN VE ÜZGÜN
Sayın Melih Gökçek, bu işe ilk girişimde bulunduğunda çocuklar gibi nasıl heyecanlı ve sevinçliyse bugün de sanki çok yakınını kaybetmiş gibi üzüntülü ve mahzun. Bir emekle bir sevinçle gayretle aldı burayı bir yere kadar getirdi, büyüttü. Bunca fedakarlığın, bunca iyiliğin karşılığı böyle mi olmalıydı? Ankaragücü’ndeki kötü niyetli kişilerin yaşattıkları tüm olumsuzluklara rağmen Melih Gökçek’in Ankaragücü sevdası asla bitmez. Bitmesi mümkün değil. Bir Başkent 20 yıldır kendisine niye güveniyor? Ankara’yı Ankara yapan tüm değerlerine sahip çıktığı için O’nu seviyor. O da bu sorumluğunu çok iyi bildiği için Ankaragücü için kapıları tamamen kapatması mümkün değil. Başkan yine ısrar ediyor. ‘Bunlara bir şey yapalım, bir şeyler verelim’ diye. Dedim ki, ‘Başkanım sen emret verelim. Yeter ki sen söyle ceketimiz, evimizi, arabamızı satar veririz. Senin hatırın, senin değerin bizde her şeyden yüksek. Bunda bir sıkıntı yok. Ama ne olursun bir zamanlar yaptığımız gibi heyecanla bir şeyler yapıp üzülen biz olmayalım.’ Başkan bu konuda rahat olmayacak. Bizi de rahat bırakmayacak. ‘Bu takımın düşmesi bana vicdan azabı verir’ diyor. ‘Profesyonel futbolla ve spor dallarıyla uğraşmayacağım’ diyor ama burada bir emeği var. Bir aidiyet duygusu var kendisinde.
TEK ŞART: ADAY OLSUN
Ankaragücü’ne gönül verenler şunu çok iyi bilsin, Melih Gökçek’in gölgesi bile hatırı bile bu kulübü ihya eder. Geçmişte bu kulüpte başkanlık yaptığını söyleyenlerin esamesi bile okunmaz. Haydi, buyurun biz 2 trilyon veriyoruz. 4 trilyonda onlar versin. 1 trilyonda Cengiz Bey versin. Bu desteği verirken tek şartımız var. Bu şart Cengiz Bey’in aday olması. Biz Cengiz Bey’e inanıyor ve güveniyoruz. O başkaları gibi ayak oyunlarını bilmez. Cengiz Bey’in gücü yetiyorsa tekrar aday olur, biz de kendisine destek oluruz. Yoksa bizim kuyumuzu kazan birilerine niye destek olalım? Biz zeka özürlü müyüz? Biz Cengiz Topel Yıldırım’ı seviyor ve destekliyoruz. 12 trilyon haciz işlemiz var. İşleme koymuyoruz. Eski alacaklarımızdan vazgeçeceğiz. Yeter ki ayakları sağlam basın. Sadece biz kendisine güvenelim. Biz Cengiz Bey’in dışında hiçbir adaya destek olmalıyız. Bu da Ankaragücü camiası tarafından bilinmeli.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.