Bu sezon da değişen bir şey olmadı… Değişikliğin kendisi bir “sıradan” haline geldi Türkiye Liglerinde. İstikrarsızlığın tanıdık, alışıldık, tahmin edilebilir ve olağan olduğu bir futbol ortamında, 2010-2011 sezonunda ligin 28. haftasına, tam 10 kulübümüz en az bir teknik direktör değişikliğiyle girdi.
SEZON MANİSA’DA AÇILDI
Sıcak Ağustos ayında başlayan ligde, tatil rehavetinden kurtulamayan taraftarlar dahi kendilerini henüz bu yeni başlangıca alıştıramamıştı ki ilk kesik sesi Manisa’dan geldi. Sezona kötü bir giriş yapan Manisaspor’da fatura genç teknik adam Hakan Kutlu’ya kesilmiş ve henüz 4. haftada “kangren” çözümleri başlamıştı… Hakan Kutlu’nun yerine geçen teknik direktörse bu değişimlerin tanıdık isimlerinden olan Hikmet Karaman oluyordu…
HALEF-SELEF-MALEF
Değişim sezonunu açan Manisaspor’dan sonra sahneye Eskişehirspor çıktı. Buradaki hoca değişimi ise çok daha enteresandı denilebilir. 6. haftada Gaziantepspor’a 1-0 mağlup olan Es-Es’lerde, Teknik Direktör Rıza Çalımbay’ın işine son verilerek, yerine bir hafta sonra Bucaspor’la yollarını ayıracak olan Bülent Uygun geçti... 7. haftada Bucaspor’da boşalan koltuk ise, yine tanıdık isimlerden biriyle, Samet Aybaba’yla dolacaktı. Ama durun; daha bitmedi…
Eskişehirspor’dan ayrılan Rıza Çalımbay’ı da, iki hafta kadar sonra, yani 9. haftada Mesut Bakkal’ın ayrıldığı Sivasspor’da görüyorduk. Böylece Rıza Çalımbay’dan boşalan koltuğa Bülent Uygun, Bülent Uygun’un üç yıl boyunca çalıştırdığı Sivasspor’a Rıza Çalımbay geliyordu. O dönem konunun üzerinde epey duran spor basınının da ifade ettiği gibi bir nevi “Halef-Selef” meselesi… Yine çok aşina, yine çok bilindik… [Yazarken yorulmak...]
Sivasspor’daki değişimden önceki bir hafta da boş geçmedi elbette… Yeni başlayan sezonun takımlar ve hocaları adına birkaç kırılma noktasından biri olan ilk iki ayın sonu, yani 8. Hafta, Gençlerbirliği ve Galatasaray’daki ayrılıklarla taçlandı…
YARDIMCI İYİ DE, HOCADA İŞ YOK – MU?
Geçen sezondan beri görevde olan Alman Teknik Direktör Thomas Doll’le yolları ayıran Gençlerbirliği Yönetimi, şaşırtıcı bir karar alarak “başarısız” kabul edilen Doll’ün yardımcı antrenörü Ralf Zumdick’i takımın başına getirdi! Sanırım bu haftaya kadar biz futbol izleyicilerini birazcık olsun şaşırtabilen tek karar buydu…
Diğer deprem ise Galatasaray’da yaşandı. Geçtiğimiz sene Türkiye’ye gelişi gündemi uzun süre meşgul eden, büyük umutların ve yoğun anlamların sırtına yüklendiği Frank Rijkaard, “beklenen”i veremeyince 4-2’lik bir Ankaragücü mağlubiyeti sonrasında çıkmaza giren Galatasaray hikayesini sonlandırıyordu. Barcelona’yı çalıştırmış bir teknik adamın – bunun muadili az sonra aşağıda Beşiktaş kategorisinde yinelenecektir – Galatasaray’dan çanak çömlekle gönderilişinden sonra görevi üstlenen kişi ise, yine eski bir dost oluyordu: Gheorghe Hagi. Çalıştırdığı takımlarla elde ettiği en büyük başarı yine Galatasaray’la kazandığı Türkiye Kupası ve tarihinde ilk kez küme düşen Bursaspor’un başında geçen haftaları olan Hagi’nin Cimbom’un başındaki ikinci baharı da çok aydınlık olmayacaktı…
PİYASADA DURGUNLUK
9. haftadan sonra durgun bir döneme giren “teknik direktör piyasası”nda, görev başındakiler işlerini elinde tutmaya çalışırken, kenarda bekleyen, televizyon kanallarında yorumculuk yaparak gün dolduran “işsiz” güruhu ise, adeta yedek kulübesinde oturan ve sırasını bekleyen bir oyuncu gibi tutkuyla ve muhtemelen mizacına/fıtratına uysun uymasın azıcık da “karanlık” beklentilerle gelişmeleri takip ediyordu.
Derken… İlk yarının sonu, yeni bir vedayla süslendi. Söz konusu isim, “seyyah” sıfatını hakkıyla taşıyan, sahaların en renkli hocalarından biriydi: Yılmaz Vural. Kasımpaşaspor’daki performansı pek de takdire layık görülmeyen Vural’la yollar ayrılıyor ve Almanya menşeili Fuat Çapa takımın başına geçiyordu.
Spor Toto Süper Lig’deki 18 takım, devre arasında girdiğinde, 7’si hocasını çoktan değiştirmişti bile…
HAYIR HAYIR… HENÜZ BİTMEDİ!
İkinci yarı sakin başladı… demeye kalmadan 21. haftada bu sefer içerilerden, Konya’dan geldi ayrılık haberi. Teknik Direktör Ziya Doğan, 3-2’lik Bucaspor mağlubiyeti sonrasında koltuğunu terk ediyor, yerine ise kulüp tarihinde ikinci kez Yılmaz Vural geliyordu. Hayır; hiç de şaşırmamıştık!
Bu noktada yeri gelmişken Bucaspor’un hoca değişimlerindeki dolaylı katkısını da es geçmeyelim… Sivasspor’dan sonra Konyaspor’da da teknik direktör aforozuna vesile oldu İzmir ekibi… Bucaspor’daki hoca değişimi ise, Eskişehirspor’la 0-0 berabere kalınmasının sonrasına, yani tersten baktığımızda ise Bülent Uygun’un Eskişehirspor’la anlaşmasının öncesine denk düşüyordu. Futbol şansı/şanssızlığı, sadece sahada yaşanmıyordu belli ki…
Birbirinin kaderini değiştiren kulüplerden bir başkası da Ankaragücü oldu. 8. haftada Galatasaray’da hoca değişikliğine yol açan maçın galibi Ankaragücü, bir başka hoca değişiminden sonra yeni yeni kendine gelmekte olan Kasımpaşaspor’a 2-1 yeniliyordu. Zaten sezon başından beri taraftar ve yönetimle yaşadığı sorunlar nedeniyle ha gitti ha gidecek diye bakılan Ümit Özat da bu maçın ardından yönetimle kendisinin ve ekibinin alacakları konusunda anlaşarak yollarını ayırıyordu. Bir sonraki haftada Gençlerbirliği karşısına da takımın başında çıkan Özat’ın, bu Ankara kulübüne Sportif Direktör olarak katılacağı da hala konuşuluyor… Olağan ve de olası.
ÇÖMLEĞİ BIRAKMA, LAZIM OLACAK!
İspanya’nın iki devini çalıştırırken birbirine rakip olan Rijkaard ve Bernd Schuster’in Türkiye’deki hocalık kariyerleri de birbirine benziyordu. Ve fakat daha yumuşak yüzlü ve yaklaşımı kabul edilebilir olan Rijkaard bir senesini doldurabilmişken, yıldız transferleri ile beraber göğsünü iyice şişiren “aksi” Schuster, ancak 4. Haftaya kadar sabra mazhar oluyordu… Önce lige havlu atan, arkasından şok skorlarla UEFA Avrupa Ligi’ne veda eden ve elinde yalnızca Türkiye Kupası kalan Beşiktaş’ta, Alman teknik adamla yollar ayrılıyor, yerine de yardımcı teknik adam Tayfur Havutçu geçiyordu.
TEBDİL-İ HOCADA FERAHLIK VARDIR!
Galatasaray’da Rijkaard’ın gidişinden sonra değişen bir şey oldu mu sorusunun yanıtı hepimizce malum. Sonucu ise malumun ilamı… Gheorghe Hagi, tasını tarağını topladı, isyan ederek uzaklaştı. Fazla yorum yapmaya gerek yok üzerine. Sıkıntı veriyor artık zira…
Kötü gidişattan bunalıp hocanın boynuna sarılan yönetimlerin “tebdil-i mekanda ferahlık vardır” tümcesini biraz hatalı tercüme ettiklerini düşünmekten alamıyorum kendimi bu noktada.
Not: Haberin yayına hazırlanması sırasında Bucaspor da “çift dikiş” güruhuna ekleniyor, 7. haftada göreve getirilen Samet Aybaba ile yollar ayrılıyordu… Fazla üstelemiyorum artık.
TAM LİSTE
4. Hafta - Manisaspor
Giden: Hakan Kutlu
Gelen: Hikmet Karaman
6. Hafta - Eskişehirspor
Giden: Rıza Çalımbay
Gelen: Bülent Uygun
7. Hafta - Bucaspor
Giden: Bülent Uygun
Gelen: Samet Aybaba
8. Hafta - Gençlerbirliği
Giden: Thomas Doll
Gelen: Ralf Zumdick
8. Hafta - Galatasaray
Giden: Frank Rijkaard
Gelen: Gheorghe Hagi
9. Hafta - Sivasspor
Giden: Mesut Bakkal
Gelen: Rıza Çalımbay
17. Hafta - Kasımpaşaspor
Giden: Yılmaz Vural
Gelen: Fuat Çapa
21. Hafta - Konyaspor
Giden: Ziya Doğan
Gelen: Yılmaz Vural
23. Hafta - Ankaragücü
Giden: Ümit Özat
Gelen: Mesut Bakkal
24. Hafta - Beşiktaş
Giden: Bernd Schuster
Gelen: Tayfur Havutçu
26. Hafta - Galatasaray
Giden: Hagi
Gelen: Bülent Ünder
27. Hafta - Bucaspor
Giden: Samet Aybaba
Gelen: Sait Karafırtınalar
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.