Milli güreşçi Yasemin Adar, geçen yıl yapılması planlanan ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bu yaza ertelenen 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda altın madalya kazanma hedefi için yoğun bir çalışma temposuna girdi.
Letonya'da 2016 yılında düzenlenen Avrupa Şampiyonası'ndaki tarihi başarısıyla Türk kadın güreşinde ilk kez altın madalya alan isim olan 29 yaşındaki Yasemin Adar, üst üste 4 yıl Avrupa'nın zirvesinde yer aldı.
Yasemin Adar, Paris'te 2017'de gerçekleştirilen Dünya Şampiyonası'nda da bir ilke imza attı. Milli sporcu, dünya şampiyonu ilk kadın Türk güreşçi unvanını elde etti.
"İlklerin kadını" olarak anılan Yasemin, iki hafta önce Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da yapılan Tokyo 2020 Dünya Eleme Turnuvası'nda kadınlar 76 kilo yarı finalinde Avusturyalı rakibi Martina Kuenz'i yenerek finale yükseldi ve olimpiyat kotası kazandı.
Temmuzda başlayacak 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda 1 Ağustos'ta mindere çıkacak milli güreşçi, çalışmalarını memleketi Balıkesir'de, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne ait Şehit Turgut Solak Spor Salonu'nda sürdürüyor.
Başarılı sporcu, haziran ayında milli takımın Antalya'daki hazırlık kampına kadar Balıkesir'de antrenman yapacak.
"Kadından güreşçi mi olur?" diyenlere inat...
Adar, yaptığı açıklamada, çocukluğunda hayalini kurduğu şeyleri şu anda gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Hiçbir şeyin imkansız olmadığını vurgulayan milli sporcu, şunları kaydetti:
"Çevremdekilere ilk başta 'Güreş yapıyorum, güreşle ilgileniyorum.' dediğimde çok şaşırdılar ve bana 'Kadından güreşçi mi olur?' dediler. Bu durum beni çok kamçıladı ve 'Ben bunu tüm Türkiye'ye ispat edeceğim.' dedim. Dediğim gibi de oldu. İlk başta toplum tarafından çok büyük yadırgandım ve istenmedim. Şu anda insanlar benim sayemde kadın güreşini biliyor, benimsiyor, hatta takdir edip destekliyor. Şimdiki kızların önünde ben bir rol modelim. Beni artık tanıyıp biliyorlar, onların yaptığı antrenmanları yapıyorum. Hiçbir şey imkansız değil, yeter ki bir kadın istesin. Bir şekilde mutlaka bir yolunu buluyor."
İlk şampiyonluğunu hiç unutamadığını ifade eden Yasemin, o an çok mutlu olduğunu ve Türk bayrağı ile zafer turu attığında kendisini bulutların üstünde hissettiğini anlattı.
Günde 6 saat antrenman yapıyor
Şampiyonalara çok yoğun bir tempoyla hazırlandığını aktaran milli güreşçi, kamp döneminde günde 6 saat antrenman yaptığını belirtti.
Diyetisyen kontrolünde beslendiğini dile getiren Yasemin, Balıkesir'de yaşayan ailesinin yanına geldiğinde bazen kaçamak yapıp gözleme, yaprak sarması ve bamya yediğini ifade etti.
Kariyerinde ikinci kez olimpiyatlara katılacağına değinen Yasemin Adar, ilkinde Rio 2016'da ikinci turda elendiğini hatırlattı.
O zaman hedefini çok küçük tuttuğunu, olimpiyatlara gitmenin kendisi için yeterli olduğunu düşündüğünü belirten başarılı sporcu, "Oraya gittiğimde çok büyük yanlış yaptığımı fark ettim. O yüzden hedeflerimi daha yükseklere çıkardım. Ben de Türkiye'nin ilklerin kadını olarak ilk olimpiyat altın madalyamı almak istiyorum. Olimpiyata giden bütün sporcuları yendim, iyi bir hazırlık dönemi geçirirsem şampiyonluğu hedefliyorum." diye konuştu.
Yasemin Adar'ın babası Naim Adar da kızının küçüklükten beri spora yatkın olduğunu kaydetti.
Adar, kızıyla gurur duyduğunu anlatarak, "Kızımın bizi gururlandırdığı en güzel an İstiklal Marşı'mızı söyletmesi ve bayrağımızı dalgalandırmasıdır. Kızım hem Balıkesir'in hem de Türkiye'nin gururu oldu. Kızım güreşe başladığında sakin sakin izlerim. Kazandığı zaman çok seviniyorum. Kızımın olimpiyata gitmesi çok iyi oldu. Rakipleri onu tanıyor, artık onlar düşünsün." ifadelerini kullandı.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.