Gençlerbirliği e-dergi takımın gol silahlarından Giovanni Sio ile bir röportaj yaptı. İşte o röportaj:
Son 2 haftayı galibiyetle kapattık ve 6 puan alarak milli araya girdik. Milli takım arası senin ve takım için nasıl geçti?
Öncelikle ligin ikinci yarısına pek istediğimiz gibi başlayamadık. Kaybettiğimiz süreç olmuştu, bunu galibiyet alarak bitirmiş olmak bizim için çok önemliydi. Hem güven açısından kendimizi daha iyi hissetmemizi sağladı hem de maç kaybettiğimiz sürede kafamızda oluşan bazı soruların ortadan kaybolması için önemli bir dönemdi. Bu tabi hocalarımız için de iyi bir durum, yeni bir yola birlikte başladık. Lige de milli takımlar sebebiyle iki haftalık bir ara verildi, bizim için her şeyden önce dinlenmek için iyi bir zaman oldu. Aynı zamanda eksik noktalarımız üzerinde çalışmamızı sağladı. Şimdi, bütün bu yapılan çalışmaları üçüncü bir galibiyetle zincir haline getirmek istiyoruz.
Önümüzde tekrar hafta içi – hafta sonu maçlarının oynanacağı yoğun bir fikstür var. Bu fikstüre dair neler söylemek istersin?
COVID-19 sebebiyle bu sene ligde bir değişiklik oldu, daha sıkıştırılmış bir program var. Bu sebeple de ligin erken bitmesi gerekiyor. Bizim için Nisan ayında çok yoğun bir süreç yaşanacak, bu süreçte oyuncuların çok daha profesyonel yaşamaları, dinlenme sürelerini iyi ayarlamaları ve maçtan maça hazırlıklarını çok daha iyi yapmaları gerekiyor. Bir önemli konu daha var; oynayan, oynamayan her oyuncuya çok daha önemli bir görev düşecek, herkesin kendini hazır tutması gerekiyor.
Geçtiğimiz sezon 10 gollük bir katkı verdin, Bogdan Stancu ile de iyi bir ikiliydiniz. Bu sezon Stancu ile birlikte çok şanssız sakatlıklar yaşadınız. Attığın goller sayılmadı, her zaman çok net attığın golleri kaçırdın. Bunları “şanssızlık” olarak tanımlıyor musun?
Evet bir şanssızlık vardı belki ama ben bunu tamamen şanssızlığa bağlamak istemiyorum. Başka bir konuya değinmek istiyorum, geçen sezonda başlayan COVID-19 süreciyle beraber çok garip bir sezon yaşıyoruz. Bizler için şu an buradaki her şey çok garip geliyor. Lige ara verdik, ligi bitirdik, küçük bir aradan sonra tekrar çalışmaya başladık ve bu beni çok fazla etkiledi. Tabi ki taraflarımızın olmaması da bende psikolojik bir etki yaptı. Sezon öncesinde yeterince hazırlanabildiğimi, kendimi yeterince forma sokabildiğimi, taraftarların yokluğu sebebiyle yeterince motive olabildiğimi düşünmüyorum. Bu COVID-19 sürecinde her şey çok karışık ve ben de bundan çok fazla etkilendiğimi düşünüyorum.
Sayılmayan gollerden bahsettiğimiz dönemde kendimi biraz toparlamıştım. Takıma daha fazla katkı sağlıyordum, bir şeyleri tekrar eski yoluna koymak üzereyken talihsiz bir hastalık geçirdim ve takımdan bir süre ayrı kalmak zorunda kaldım. Şimdi, kendimi bir an önce çabucak toparlayarak kalan maçlarda takıma faydalı olmaya çalışıyorum ama her şeyden önemlisiyse eski formuma sezon sonuna kadar kavuşmak istiyorum.
En son 3 Şubat 2021’de oynanan İttifak Holding Konyaspor karşılaşmasında forma giydin. Yaklaşık 2 ay aradan sonra formana kavuşacaksın. Sio futbolu özledi diyebilir miyiz, bu özlemin sana saha içerisinde nasıl bir pozitif etkisi olacak?
Ben 9 yaşından beri futbolun içinde olan bir insanım, her zaman futbolu çok seven bir insan oldum. Her zaman “Futbol için sahada ölürüm.” derim, tabi ki 2 aylık bir ara vermiş olmak benim için çok zor bir durumdu. Futbolu çok özledim, futbola çok ihtiyaç duydum. Tekrar sahalara dönmek, sahada olmak, oyunun bir parçası olmak ve gol atmayı gerçekten özledim. Fakat burada bir konuya da değinmek zorundayım, 2 aylık bir aradan sonra çıkıp birden geçen sezonki formumu göstermek mümkün olmayacaktır. Kendimi adım adım hazırlamak zorunda kalacağım ama ben de geçen sezonki formumla başlangıç yapmak isterdim fakat adım adım kendimi hazırlayarak tekrar eski formumu kazanmak istiyorum. Bunun tabi kondisyon durumu var, bacaklarımın güç durumu var. Bu sebepten dolayı da bir hazırlık süreci mecburen gerekecek.
Ligin son bölümünde hem seni destekleyen taraftarlara hem de camiaya vermek istediğin bir mesaj var mı?
Her şeyden önce, bir konuda herkese teşekkür etmek istiyorum. Geçirmiş olduğum bir sağlık sorunu vardı ve bu süreçte internette kanser olduğuma dair bazı asılsız, tuhaf iddialar ortaya çıktı. Bunlar tabi ki gerçek değildi, ortaya atılmış dedikodulardı. Bu dönemde bana destek olan bütün taraftarlara, herkese çok teşekkür ediyorum. Bu dedikoduları dinlemeyen, benim de dinlemememi isteyen ve bana destek olan herkese çok teşekkür ediyorum. Onların varlıkları, bana kendimi çok daha güçlü hissettirdi. Futbol önemli bir konu, futbola karşı duygularımız var ancak bu süreçte kendi sağlığımın da çok önemli bir konu olduğunu fark ettim. Ailemin varlığının, onları korumak zorunda olduğumu, böyle bir görevim olduğunun da hissiyatı içerisinde oldum. Taraftarlarımıza edebileceğim belki de en iyi teşekkür, Gençlerbirliği gibi tarihi olan, önemli bir kulübün hak ettiği ligde kalması olacaktır. Bizler geçen sezon bunu başardık, kulübümüzü hak ettiği ligde tuttuk. Bu sezonda da Gençlerbirliği’ni, hak ettiği lig olan Süper Lig’de tutmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.