“Zargo Baba, Kaptan, Lider!'' (Zargo Toure)
Geçtiğimiz sezon takıma katıldın. Gençlerbirliği’ndeki bu bir yıllık süreci sen nasıl değerlendiriyorsun? Geçen sene takıma katıldım ve burada güzel bir sene geçirdim. Ligde kaldık, öncelikli hedefimizi yerine getirmiş olduk, bu sezon daha iyi bir yerde ligi bitirmek ilk hedefimiz olacak. Bu sezon artık takım kaptanısın. Sorumlulukların da arttı. Bu konuda neler söylemek istersin?
''Bu sene kaptanlık görevi bana verildi. Hocamızın da bu sezon teknik direktör olarak ilk yılı. Bana kaptanlığı önerdi, ben de büyük bir gururla bunu kabul ettim. Kaptanlık yeni sorumluluklar getiriyor elbette. Hocama, arkadaşlarıma, genç futbolcularımıza elimden gelen yardımı yapacağım, bu görevden dolayı çok mutluyum. ''
Genç futbolcularla diyaloğun her zaman iyiydi. Gerek Arda’yı gerek Rahmetullah’ı gerek İlker’i sürekli uyarıyor, onlarla konuşuyorsun. Genç oyuncuların durumunu nasıl değerlendiriyorsun ve aranızdaki “ağabey-kardeş” ilişkisi için ne söylemek istersin?
''Mütevazı bir insan olarak yetiştirildim ve bugünlere böyle geldim. Burada birçok genç oyuncu olduğunu gördüm. Onlara yardımcı olmak istedim hep. Onlara tavsiyelerde bulunuyorum ama her şeyden önce onları cesaretlendirmek istiyorum. Onların hem kendileri hem de kulübümüz için önemli oyunculara dönüşmelerini sağlamak istiyorum. Ben de başladığımda bana destek olan insanlar olmuştu. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum, bu oyuncular cesaretlendirildikleri ve doğru yönlendirildiklerinde önemli futbolculara dönüşebilir. Rahmetullah ile daha yakın bir ilişkim var. O benim küçük kardeşim gibi. Kendisinin, yaptıklarından daha fazlasını yapabilecek güçte olduğuna inanıyorum. Destek olup cesaret vermek istiyorum, çünkü o çok daha iyi olabilecek seviyede bir isim.''
Geçen sezon 34 maçın 32’sinde forma giydin, takımın da en fazla süre alan oyuncusu oldun. Şimdi 40 haftalık bir lig maratonu var. İstikrarlı bir oyuncu olarak bu sezonun zor geçeceğini düşünüyor musun?
''Uzun bir sezon olacak. Oynayıp oynamayacağıma hocamız karar verecek elbette. 40 maç ve devre arası kampı olmayacak. Sakatlıklar, cezalar olacak. Mümkün olduğunca sahada kalmak ve takımıma faydalı olmak istiyorum. Lig sonunda yine takımda kalmak ve ligi bitireceğimiz en iyi yerde bitirmek istiyoruz. Geçen sezon Flavio ile iyi bir ikili olmuştunuz. Şimdi de Diego geldi ve yıllardır beraber oynuyor gibisiniz. Bu uyum için ne söylemek istersin? Flavio ile iyi bir uyum yakaladık fakat başta Türkiye’ye adapte olma sürecinde biraz zorlandı. Adaptasyonunu tamamlayınca daha iyi bir ikili olduk. Diego uzun yıllardır bu ligde oynuyor. Türkçe de konuşabiliyor. Adaptasyon sorunu yaşamadı. Ligi çok iyi biliyor. Bana çok fazla katkı sağlıyor. Birçok konuda birbirimize destek oluyoruz. Birbirimizi çok iyi tamamlıyoruz. İkimiz de tecrübeli oyuncularız. O hava toplarında ön plana çıkıyor ben de sürat konusunda onun açıklarını kapatıyorum. Bu yüzden gerçekten iyi bir ikili olduk.''
Taraftar da sana “Zargo Baba” diye sesleniyor ve en çok sevilen oyunculardan birisin. Son olarak taraftar için ne söylemek istersin?
''Bu karşılıklı bir sevgi, ben de onları çok seviyorum. Sahaya çıktığımızda onları tribünde görmek, bize inanılmaz bir enerji veriyor. Bu destek bizi çok mutlu ediyor. Maalesef pandemi sebebiyle şu an stadda olamıyorlar ama onların desteğini her zaman arkamızda hissediyoruz. Dediğim gibi bu sevgi tamamen karşılıklı. Ben de onları gerçekten çok seviyorum. ''
Tribündeki Çocuk, Şimdi Takım Kaptanı! (Halil İbrahim Pehlivan)
Çocukluktan beri bu çatı altındasın. İki yıldır da kaptanlık görevindesin aynı zamanda. Çocukluktan kaptanlık sürecine kadar düşünürsen Gençlerbirliği senin için ne ifade ediyor?
''7 yaşında bu kulübün kapısından girdim, şimdi 27 yaşındayım. Birçok şey ifade ediyor. Gençlerbirliği benim için bir ev, aileden bir parça olarak görüyorum kulübümü. Çok güzel dostluklar arkadaşlıklar edindim, çok iyi hocalarla çalışma şansım oldu. Hocalarımız hep altyapıdayken bu tel örgünün arkasına geçtiğiniz zaman sizin için her şey çok güzel olacak demişlerdi. 2 yıldır Gençlerbirliği’nin takım kaptanlığını yapıyorum. Bu benim için gerçekten gurur verici bir olay. Her zaman hayalim Gençlerbirliği forması giymekti ama sonrasında kaptanlık yapmaktı hayalim. İki yıldır da bu bandı taşıyorum, çok mutluyum. Altyapıdan çıkarak gelen isimlerin, A takımda kendileri ile aynı yollardan geçmiş isimler görmesi büyük avantaj. ''
Sen artık yeni gelenler için “ağabeylik yapan” isim konumundasın. Sen nasıl değerlendiriyorsun bu durumu?
''Biz A takıma çıktığımızda altyapıdan yetişen abilerimiz vardı. Ramazan Ağabey, Doğa Ağabey, bize yol gösteriyorlar, örnek oluyorlardı. Biz de yeni gelen oyunculara aynısını yapıyoruz. Saha içinde ve saha dışında onlarla ilgileniyoruz. Altyapıdan çıkan oyuncu burayı evi yuvası olarak görüyor. Daha çok sahipleniyor. Formanın hakkını daha çok vermeye çalışıyor. Kötü gittiğimiz zaman altyapı oyuncuları inanın daha çok üzülüyor, elinden gelenin daha fazlasını yapmaya çalışıyor.''
A takıma yükseldikten sonra hiçbir şey bir anda olmadı. Çok zorlu dönemler de geçirdin. Sakatlıklar yaşadın, formaya uzak kaldığın günler oldu. Kendini nasıl motive ettin? Genç oyunculara bu konuda tavsiyeler verebilir misin?
''Çok zorlu süreçlerden, sakatlıklardan geçtim. Bazı sıkıntılarım da oldu ama hiç pes etmedim, kulübüme isyan etmedim. Moralimin bozuk olduğu dönemler, sitem ettiğim zamanlar oldu ama Gençlerbirliği Spor Kulübü’ne hiçbir zaman küsmedim. Bu formayı giymek, kaptanlığa ulaşmak için çok çalıştım, çok sabrettim. Genç oyunculara tavsiyem; ne olursa olsun, istenmeyen oyuncu, kadro dışı… Ne yaşarlarsa yaşasınlar, çalışmayı ve sabretmeyi asla bırakmasınlar.''
Oynamadığın dönemlerde dahi taraftarın desteğini alıyordun. Oynadıktan sonra da eksilmedi o destek. Taraftarla bu ilişkiyi neye bağlıyorsun?
''Taraftarlarımıza teşekkür ederim gerçekten. Her zaman bana çok destek oldular. Onların beni sevme sebeplerini onlara sormak lazım ama taraftarların içinden gelmem bunda etken olabilir. UEFA Kupası’nda oynarken ben de tribünde maçları izliyordum. Sonraki dönemlerde de çok maça gittim, tribünlerde oldum. Bunun belki bir etkisi vardır bu ilişkide.''
Pandemi tüm dünyayı olduğu gibi futbolu da etkiledi. Hatta bir ay gibi kısa bir aradan sonra yeniden antrenmanlar başlamak zorunda kaldı. Bunun ilerleyen haftalar için daha büyük dezavantajlar getireceğini düşünüyor musun?
''Çok zor dönemler yaşadık. Hem takım hem bireysel olarak performansımızı çok etkiledi. Ligi bir şekilde bitirdik ama yeni sezonda 40 lig maçı oynayacağız. Biz pek alışkın değiliz hafta içi hafta sonu şeklinde lig maçları oynamaya. Ben bunun tüm takımlar için bir dezavantaj olacağını düşünüyorum. Ayakta kalan kazanacak diye düşünüyorum.''
Sezona puan olarak iyi başlayamadık belki ama oynanan futbol ilerisi için umut veriyor. İlk bölümü sen nasıl değerlendiriyorsun?
''Yaklaşık bir aylık iyi bir kamp dönemi geçirdik. Oyun olarak iyi başladığımızı düşünüyorum, sadece geçen sezon olduğu gibi gol atma konusunda sıkıntısı yaşıyoruz. Ama oynadığımız oyun gerçekten keyifli ve güzel bir oyun. İlerleyen haftalarda skora da yansıyacak bu. Umarım hem oyun hem de skor olarak taraftarımıza artık istediklerini veririz.''
Mert Nobre ile şampiyon olan kadroda takım arkadaşıydın, şimdi takımın teknik direktörü oldu. Takım içinde futbolcuyken hep pozitif bir karakterdi, hatta gençlere örnek bir sporcuydu. Mert Nobre’nin takıma etkisini nasıl değerlendiriyorsun?
''Futbolculuk döneminde çok pozitif bir insandı, gençlerle ilgilenirdi. Şimdi de aynı durumda, gençlerle çok ilgileniyor. Özellikle forvet oyuncuları ile özel çalışmalar yapıyor. Ben ileride hocamızla birlikte güzel şeyler yaşayacağımızı düşünüyorum.''
Bu sezon için Mert Nobre’nin “ilk 10’da bitirip gelecek senenin temellerini atmak istiyoruz” diye bir açıklaması var. Senin bireysel ve takım için hedefin neler bu doğrultuda?
''Tabi ki takım olarak ilk 10 içerisinde yer almak bizim için güzel bir hedef. İnşallah bunu hep birlikte gerçekleştiririz. Bireysel olarak da A Milli Takım forması giymeyi çok istiyorum ve elbette Gençlerbirliği ile Avrupa kupalarında forma giymek en büyük hedeflerimden biri.''
Doğuştan Lider... (Diego Angelo)
Portekiz’de Naval’da üç yıl istikrarlı bir performans sergilemiştin. Bunun sonucunda da Serie A takımlarından Genoa’ya imza atmıştın. Ama kısa süre içinde Türkiye’ye geldin. Orada kalmamanda özel bir durum vardı sanırım?
''Evet, üç yıl Naval’da kaldım daha sonra Genoa beni istedi. Transferim oldu ama oraya gittiğimde İtalya’da kural değişti. AB pasaportum olmadığı için yabancı oyuncu olarak görülüyordum ve oynama şansım azaldı. Menajerimle konuştum, Türkiye’den bir teklif geldi. Eskişehirspor’a geldim, ilk sene kiralıktım. İkinci sene opsiyon kullanıldı ve on senedir buradayım.''
Sonra Eskişehirspor’a geldin, Antalyaspor’da forma giydin. İki takımda da uzun yıllar geçirdin. Kısa bir Kayserispor deneyiminden sonra şimdi Gençlerbirliği’ndesin. Gittiğin takımlarda uzun yıllar geçirmek bir tercih mi?
''Kendimi şanslı hissediyorum. Farklı takımlarda oynadım ama uzun yıllar forma giydim hep. Kayserispor biraz kısa oldu ama ben iyi bir profesyonel olursan ve iyi bir karakterin varsa takımlarda böyle zamanlar geçirebilirsin diye düşünüyorum. Eskişehirspor 5 sene, Antalyaspor’da uzun yıllar oynadım. Buraya yeni geldim ama burada da hedefim büyük. İnşallah birkaç sene de burada oynayacağım.''
13 Ağustos’ta takımla ilk antrenmanına çıktın, üzerinden iki ay bile geçmedi ama sen takıma hem uyum sağladın hem de etrafındakilere liderlik yapıyorsun. Bu da aslında tecrübenle ve kariyerinle örtüşen bir durum sanırım ve aynı zamanda takım kaptanlarından biri oldun. Buna dair düşüncelerin neler?
''Az önce de dediğim gibi güzel şeyler gösterirsen sana tüm kapılar açık oluyor. Buraya yeni geldim ama kaptan oldum. Liderlik özelliğim var. Eskişehirspor’a 24 yaşında geldim. Orada lider oldum, Antalyaspor’da aynı şekilde. Kayserispor’da sadece 6 ay oynadım ama orada da takımın lideri ve kaptanlığını yaptım. Burada da arkadaşlarıma bunu göstermek istiyorum. Çok mutluyum.''
Mert Nobre, bu kulüp için de Türk futbolu için de özel bir karakterdi. Mert Nobre’nin futbolculara yaklaşımını nasıl buluyorsun?
''Mert Nobre çok iyi adam. Çok güzel karakter, iyi bir insan. Biz ona çok inanıyoruz. Önceden büyük bir kariyeri vardı. Şimdi teknik direktör oldu. Çok iyi bir şekilde çalışıyoruz. O tecrübeli bir adam. Sonuç gelmedi daha ama bundan sonra biz daha iyi çalışacağız, daha iyi konsantre olacağız ve sonuçlar gelecek. Sonuçlar geldikçe daha iyi olacak.''
Türkçe’ye çok hakimsin. Kızının Türkçe’sinin daha iyi olduğunu duyduk. Evde de Türkçe konuşuluyor mu sık sık?
''Evde Portekizce konuşuyoruz, o bizim ana dilimiz. 10 senedir burada yaşıyoruz, Portekizce’yi de konuşuyoruz. Ama Türkçe konusunda kızlar daha iyi benden. Bazen dışarıda bana tercümanlık yapıyorlar. Bana yardımcı oluyorlar. Burada çok mutluyuz ailecek. Burada yaşamaktan keyif alıyoruz.''
Genç oyunculara sürekli bir şeyler anlatırken görüyoruz seni. Özellikle kendi mevkiindeki futbolculara, antrenman bitiyor sen pozisyon anlatıyorsun. Genç futbolcular için ne düşünüyorsun?
''Kulüpteki gençlerin kalitesi çok iyi, bir iki kişi değil çok genç isim var. Ben tecrübeli bir futbolcuyum onlara göre ve onlara doğru yolları göstermek istiyorum. Hata yaptıkları pozisyonları anlatıyorum. Ben gençken de bana böyle yardım eden isimler vardı. Ben de aynı onlar gibi düşünüyorum. Kaliteleri var ama gençler, bazen pozisyon kaybediyorlar, en iyi şekilde düşünemiyorlar. Ben onlara her zaman yardımcı oluyorum. Tabi ki Messi ya da Ronaldo değilim ama belli bir kariyerim var, onlara yardımcı olmak istiyorum.''
Sezona istediğimiz gibi başlayamadık ama yavaş yavaş takım içindeki uyum sağlanıyor. Ne söylemek istersin sezonun geri kalanı için?
''Bu sene zor bir sene, standart şeyler yaşamıyoruz. Koronavirüs tüm dünya gibi bizi de etkiledi. İlk hafta bir futbolcu arkadaşımız pozitif oldu. Böyle şeyler takımı biraz bozuyor. İlk maç çok iyi oynamadık ama ikinci maç daha iyi oynadık. Bu sene hazırlık maçı yapamadık, biraz zaman gerekiyor. Çünkü çok yeni futbolcular var. Ama ben gerçekten güzel bir sezon geçireceğimize inanıyorum.''
Zargo Toure ile iyi bir uyum yakaladınız. Kısa sürede yakaladığınız uyum için neler düşünüyorsun?
''Zargo benim çok iyi arkadaşım. İlk gün geldim bana çok iyi bir saygı ve sevgi gösterdi. Zargo çok iyi futbolcu ve iyi bir karakter ben böyle düşünüyorum. Hem hızlı hem iyi düşünüyor hem de iyi bir karakter. İyi bir uyum yakaladık, ben daha teknik ben daha pasa uyumluyum. Birbirimizi bu konuda iyi tamamladık.''
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.