LAHANACILAR MI, BAMYACILAR MI?

Dünyanın göz bebeği İstanbul, asırlar önce "Lahanacılar" ile "Bamyacılar" arasındaki büyük rekabete sahne oluyordu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayı’nda cuma namazından sonra atlı cirit rüzgarı esiyordu. Zaman zaman padişahın da katıldığı ve takımlar halinde oynanan cirit, tam bir talim oyunuydu.

Bir tarafta yeşil giysilerle "Lahanacılar", diğer tarafta da mavi renkli kıyafetleriyle "Bamyacılar" kozlarını paylaşıyordu. Bu iki takım arasındaki rekabet nefesleri kesiyordu.

Amasya'da başlayan rekabet fetih sonrası İstanbul'a taşınıyor

Bu takımların, Amasya’da kurulduğu rivayet ediliyor. 19. yüzyıla kadar, padişahlar da dahil olmak üzere, cirit meydanına fanatik taraftarların yoğun ilgi gösterdiği biliniyor.

Müsabakalara katılan takımlara özel isimler verilirdi. Bu takımların en ünlüleri ise isimleri günümüze kadar unutulmayan "Lahanacılar" ile "Bamyacılar"dı.

Topkapı Sarayı’nın cirit meydanındaki mermer sütunlar üzerindeki lahanacı ve bamyacılara ait heykeller de sanat tarihçileri tarafından, ezeli rekabetin simgeleri olarak kabul ediliyor.

Bu iki ismin seçilmesinde, Şehzadeler Şehri Amasya’nın etkisi açık. Zira, 1402’deki Ankara Savaşı’ndan sonra, Amasya’ya çekilen Çelebi Mehmet sipahilerin eğitimi için iki alay oluşturmuştu.

Bunlardan biri kendisinin diğeri de daha sonra tahta 2. Murad olarak geçecek olan oğlunun takımıydı. Amasya’nın lahana ve bamyası meşhur olduğundan cirit takımları da bu isimle tarihe geçti.

Atlı cirit padişahların da zaman zaman katıldığı bir talim oyunuydu. Topkapı Sarayı’ndaki cirit meydanında, cuma namazı sonrasında cirit heyecanı yaşanırdı.

Bir tarafta lahanacılar takımı diğer tarafta bamyacılar ekibi. Yolunuz düşerse eğer, sarayın cirit meydanında iki mermer sütun göreceksiniz. Birini tepesinde bamya ve diğerinin üzerinde lahana heykeli bulunan ve o iki takımı simgeleyen iki eski anıt halen duruyor.

HAZIRLAYAN: TRT Muhabiri Cevdet Cantürk