Fenerbahçe’yi konuk etmeye hazırlanan Ankaragücü’nün ikinci yarıya damga vuran forveti Dever Orgill, konuştu ve iddialı mesajlar gönderdi: “Ankaragücü’nün ligde kalmasına katkı vereceğime inanarak geldim. 7 gol attım ama daha fazlasını yapmam gerekiyor. Fenerbahçe’ye karşı da gol atmak istiyorum”
Kanada, Jamaika, ABD, Finlandiya, Avusturya... Bambaşka ülkelerde, ilginç bir kariyere sahip Dever Orgill. Profesyonel sözleşmesine imza attıktan aylar sonra ciddi bir diz sakatlığıyla uzun süre sahalardan uzak kaldı. Ancak pes etmedi. Sahalara fırtına gibi döndü, Finlandiya ekibi Mariehamn’a transfer olarak Avrupa futboluna geçiş yaptı. 94 maçta attığı 48 gol ve yaptığı 16 asistin ardından Avusturya ekibi Wolfsberger’e imza attı. Ankaragücü’nün ara transfer dönemindeki en flaş ismi olan Orgill, 7 maçta 6 kez fileleri sarsarak Mbaye Diagne’nin müthiş performansına selam çaktı. İşte karşınızda Süper Lig’in yeni gol makinesi...
Ankaragücü’ne kısa sürede bu kadar katkı verebileceğini düşünüyor muydu?
“İkinci yarının başında takıma katıldım. Buraya gelirken öncelikli hedefim Ankaragücü’ne bir an önce katkı vermekti. Buna odaklanarak geldim. Benim de takımın da hedefi en kısa sürede alt sıralardan kurtulmaktı. Bu motivasyonla gelince zaten adaptasyon sürecim de hızlandı. Tek mücadelem takıma yardım etmek.”
Sahada her topa saldıran bir oyuncusun, bu özelliğini nasıl tanımlarsın?
“Öncelikle sahada agresif ve kalben oynayan bir oyuncuyum. Sahaya çıktığımda takımımın kazanması adına gereken her şeyi yapmak isterim. Kalitesine ve yeteneklerine güvenen bir insanım. Yani yeşil zemin üzerine çıktığımda özgüvenimi hissediyorum ve bunu da oyuna yansıtıyorum. Futbol bir spor, evet temelinde böyle değerlendirebilirsiniz. Ancak şunu da unutmamak gerekir. Bu bizim işimiz, biz futbol oynayarak para kazanıyoruz ve hayatımızı devam ettiriyoruz. Bu işe saygı duymak zorundayız. Yürüyerek, dans ederek başarı elde edemezsiniz. Ben de buna inanarak yaşıyorum.”
Bu yüzden kısa sürede sevildin o halde taraftarlar tarafından?
“Daha önceki takımlarımda da aynı arzu ve mentaliteyle oynadım. Kanada’dayken de böyleydi, Avusturya’dayken de... Bu karakterde bir futbolcuyum. İşimi iyi yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Hocamıza, Mustafa Kaplan’a da bu açıdan teşekkür etmek istiyorum. Çünkü birçok seçeneği varken beni tercih etti ve oynattığı oyun anlayışı bana tam olarak uyuyor. Başka bir oyuncu da alabilirdi ama biz gerçekten hocamızla çok güzel bir uyum yakaladık.”
Transfer sürecin nasıl gerçekleşti peki?
“Transferim aslında çok kolay geçti. Çünkü Antalya’da hazırlık kampındaydık zaten bir önceki takımımda. Menacerim yanıma geldi ve Ankaragücü’nden bana bir teklif olduğunu söyledi. Ben de bunu düşündüm, değerlendirdim ve bu tercihin benim kariyerim açısından bir fırsat olabileceğini düşündüm. Yani aslında tam olarak şöyle oldu. Gece yatarken Antalya’da Avusturya Ligi’nin bir oyuncusuydum, ertesi gün ise kendimi Türkiye’de bir takımın oyuncusu olarak buldum.”
Gollerden sonra attığın taklalarla göz önündesin... Riskli değil mi biraz?
“Futbol bir spor olduğu kadar da bir gösteri aslında. Her ne kadar bizim için bir iş olsa da sonuçta oraya insanlara bir gösteri sunmak için çıkıyoruz. İnsanlar bizi izlemek için vakitlerini ve paralarını harcıyorlar. Bizim de görevimiz onlara en iyisini sunmak. Tek amacımız bu. Gollerden sonra attığım taklaların nedeni de bu. Gollerin ardından insanlara bir görsellik sunmak... Bu bana çok zevk veriyor, mutlu hissediyorum kendimi. Fenerbahçe karşısında da bunu devam ettirmek isterim.”
Ankaragücü taraftarı hakkında düşüncelerin neler?
“Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki hayatımda, kariyerimde Ankaragücü taraftarı gibi bir taraftar topluluğu görmedim. Bize inanılmaz bir destek veriyorlar ve bu desteğin önünde oynamak bizim için çok büyük bir şans. Fenerbahçe maçında da en büyük kozumuz bu olacak. Amacımız onların bu sevgisine karşı iyi sonuçlarla karşılık vermek.”
Diagne de senin gibi kısa sürede gösterdiği performansla büyük bir transfer yapmıştı, senin hedefin aynı mı?
“Biz profesyonel futbolcularız. Hayatımızı profesyonel şekilde devam ettirmek zorundayız. Profesyonelliğin en önemli noktalarından bir tanesi de her zaman daha iyisini istemek vardır. Oynadığınız sürece iyi çalışmak, iyi goller atmak, hep daha üstlere çıkmak. Bunun içinde elbette transfer de var. Daha ötesini görmek için mücadele ediyoruz. Sezon sonunda ne olur elbette bilmiyorum ama şu an gerçek olan tek şey Ankaragücü’nün başarısı. Ben ve takım arkadaşlarım sadece bunu düşünerek mücadele ediyoruz. Ama sezon sonunda Süper Lig’de daha büyük bir takım olabilir ya da Avrupa’dan bir öneri gelir... Bunlar o zaman kulübün ve menacerimin değerlendireceği konular olur.”
Başarılı futbolcu, ‘AŞK’ yazılı duvarın önüne geçerek, Ankaragücü’ne olan sevgisini gösterdi.
7 golün var, sezon sonuna kadar 15 gole ulaşmanı bekliyor taraftarlar... Bir söz vermek ister misin?
“Şu anda elbette böyle bir söz vererek kendimi bağlamak istemem. Çünkü takımıma katkı vermek benim için her şeyden önce geliyor. Bunun için elimden geleni yapacağımın sözünü elbette veririm. 15 gol atmayı çok isterim, bakıldığında bu çok uzak da değil, mümkün bir performans. Kendime de güveniyorum ama maç maç değerlendirmek şimdilik daha iyi olacak.”
Süper Lig’de oynanan futbol hakkında düşüncelerin neler?
“Burası şimdiye kadar kesinlikle oynadığım en iyi lig. Çok mücadeleci bir oyun var ve çok kaliteli futbolcular var. Diğer oynadığım liglere göre çok daha üst seviyede. Yüksek kalitedeki oyuncularla birlikte oynamak sizin de kalitenizi artırır. Bu nedenle çok mutluyum, çünkü burada kendimi geliştirebilme fırsatı da buluyorum.”
Ömer Necati Albayrak / FANATİK
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.