Fenerbahçe'nin sol beki Hasan Ali Kaldırım, Galatasaray ile oynayacakları derbi maçla ilgili olarak, "Etrafımızda tüm arkadaşlarımız, ailelerimiz bütün sene bu maçı bekliyor. Biz önemini ve taraftarımızın bu maçı nasıl heyecanla beklediğini çok iyi biliyoruz. Benim 7. senem, 7 senedir Kadıköy'de, daha doğrusu 20 senedir Kadıköy'de kaybetmedik. İnşallah bu devam eder" ifadelerini kullandı.
Sarı-lacivertli ekipte yedinci sezonunu tamamlamak üzere olan Hasan Ali, Ajansspor'a özel açıklamalar yaptı. Almanya'nın Neuwied kentinde doğan Fenerbahçe'nin ve milli takımın başarılı sol beki son haftalarda yaşanan kötü tablodan dolayı çok ama çok üzgün. Ankaragücü maçı sonrası takımın çıkışa geçeceğini belirtirken, 7 senedir böyle bir sezon yaşanmadığını itiraf etti. Taraftara övgüler yağdıran Hasan Ali gelecekten de umutlu konuşup Galatasaray derbisi için de önemli mesajlar verdi. İşte Hasan Ali'nin açıklamaları...
"Bu durumu ilk defa yaşıyoruz..."
Hepiniz çok kaliteli isimlersiniz. Fenerbahçe ilk kez bu noktada. Futbolcular bu noktada olmanın şokunu mu atlatamıyor? Fenerbahçe her zaman zirveye oynayan bir takım ve gelen oyuncular da zirveye oynayan oyuncular. O psikolojik baskıyı atlatamadığınız, o noktaya alışamadığınız için mi sıçrama yapılamıyor sorusuna cevaben Hasan Ali Kaldırım şöyle konuştu:
"Daha önce yaşamadığımız için bunu bilmiyorum. Belki sizin dediğiniz gibi asıl sorun budur. Bu sene 3 maç seri halinde kazanamadık. 7 sene içinde bunu ilk defa yaşıyorum. Geçen sene deplasmanlar da çok iyi oynarken bu sene çok zor maç kazanıyoruz. İç sahada iyi oynadığımız halde maçları kazanamıyoruz veya çok zor kazanıyoruz. Belki dediğiniz gibi bu konumda olmanın baskısını üzerimizden atamadık. 2-3 maç şans yanımızda olsa, bir seri yakalayabilsek belki farklı bir konumda olabilirdik. Bu konuda taraftarımıza çok teşekkür etmek istiyorum. Geçen sene ikinci olduk, 3 puanla şampiyonluğu kaybettik, bu kadar destek yoktu. Bu sene, belki camiamızın tarihinde bulunduğu en kötü sezonunda inanılmaz bir destek alıyoruz. Her maç ortalama 37 bin taraftar karşısında oynuyoruz. Onun için onlara ne kadar teşekkür etsem azdır. Onlardan sadece ufak bir ricada bulunmak istiyorum. Hiçbir futbolcumuzu, hiçbir şekilde 90 dakika bitmese de protesto etmesinler, ıslıklamasınlar ve yuhalamasınlar. Sadece o gün kötü performans sergileyen arkadaşımız değil, hepimiz takım olarak bundan kötü etkileniyoruz. 90 dakika bize sahip çıksınlar, arkamızda olsunlar. Asıl o zaman sanki iki kişiden fazlaymış gibi hissediyoruz o güçle beraber. Sadece şu kritik haftalara girerken böyle ufak bir ricada bulunmak istiyorum. Yoksa zaten en kötü sezonumuzda böyle bir destek görmek inanılmaz."
Tecrübeli futbolcu ile yapılan röportajın devamı şu şekilde:
"Defans oyuncularının gole katkısı önemli"
Benim Fenerbahçe'de yedinci senem...Bu süreçte çok güzel maçlar oynadık. Bir defans oyuncusu olarak gol pozisyonlarında çok fazla bulunamıyorum. Defans oyuncularının gole katkısı günümüz futbolunda önem kazandı. Son haftalarda gol yollarında güzel bir çıkmışım oldu. Galatasaray deplasmanında sağ ayağım ile attığım gol benim en güzel gollerimden bir tanesidir. Bir solak olarak içeri kat ettiğinizde sağ ayağınızla vurmanızı kimse beklemiyor. Bir sürpriz an gibi oluyor. Karşımdaki rakipler sola gideceğim diye sol tarafımı kapatmaya çalışırken siz sağ ayağınızı da kullanabiliyorsanız, bunu ayrı bir silahtır.. Sağ ayağımla da güzel gollerim var. Milli takımdaki gol aman aman bir gol değildi ama önemli olan kontroldü. Topu kontrol etmek zordu. Vuruş biraz basit göründü. Dediğim gibi, Galatasaray deplasmanın da sağ ayağımla golüm ve Beşiktaş derbisin de deplasmanda sol ayağımla vurduğum şut kendim için ve 3-0'dan 3-3'e gelmesiyle maçın önemi açısından, bir ve ikiye sıralayacağım gollerim.
"O maçtan sonra performansım arttı..."
Sezona iyi başladığımı düşünüyorum. Tabii ki takım olarak sezona kötü başladıktan sonra takımın üzerindeki tepki ve baskılar çoğalmaya başladı. Ülkemizde şöyle bir şey var; Avrupa'da ve dünyada bir kulüpte ne kadar uzun süre kalırsanız kalın, orada kulüple birlikte bir sembol haline gelmiş oluyorsunuz. Ülkemizde ise ne kadar kalırsanız kalın, yüzünüz eskiyor ve ilk suçlu olarak siz gösteriliyorsunuz. Öncelikle buna alışmamız gerekiyor ülkemizde. Bu baskıyı kaldırabilmek gerekiyor. Yaşınız da çok ilerlemediyse kolay bir şey değil. Ben bunu iyi atlattığımı düşünüyorum. Sezon başında yönetim kurulumuz ve başkanımız değişti. Başkanımıza ne kadar teşekkür etsem azdır çünkü transfer döneminde 'Sol bek gelecek, sol bek alınacak' söylemleri vardı. Transferin son günü, Kayserispor maçından birkaç saat önce sayın başkanımız beni aradı ve benimle özel görüştü. Aynı şekilde stada vardığımızda ve otobüsten indiğimizde orada tekrar kısa bir görüşme yaptı benimle. Maçı kaybettik ama o maçın benim çıkış maçım olduğunu ve baskıyı attığımı düşünüyorum. Tribünleri ve taraftarları da unutmamak gerekiyor. Doğru hatırlıyorsam maç öncesi beni 2-3 defa tribüne çağırdılar. Ayew'in golünün asistini yaptım, başka bir asistlik pasımda maalesef gol olmadı. O maçtan sonra performansımın arttığını, daha çok sorumluluk aldığımı düşünüyorum. Bu konuda başkanıma ne kadar teşekkür etsem azdır. Taraftarıma da teşekkür ediyorum. Kötü oynadığımız zaman tepki ve baskı olabiliyor, bu gayet doğal. Bana sahip çıktılar, desteklediler. Ben de performanslarımla ve önemli maçlarda gollerimle, katkılarımla bunu onlara geri ödüyorum.
"Bu sezon aramıza katılan arkadaşlarımızın kaliteleri tartışılmaz"
Takımımıza sayısal olarak çok yeni katılan arkadaşlarımız oldu. Fenerbahçe'deki yedinci senem, devre aralarında en fazla 2 ya da 3 oyuncu gelmiştir. Bu sene 5 oyuncu geldi ilk defa. Sezon başı 12 oyuncu geldiğini de hatırlamıyorum. 17 oyuncu yapıyor. Son haftalarda Schalke - Leipzig maçına gittim, Leipzig sezona Şampiyonlar Ligi'nde başladı, kadrolarına 20-21 oyuncu bulunuyor. Biz zaten 17-18'i transferle doldurduk. Bunların avantajları da var, dezavantajları da var. Bu sene aramıza katılan arkadaşların kalitelerini kimse tartışamaz. Hepsi çok iyi niyetli ve iyi çalışıyorlar. Ülkemiz ve kulübümüz başarıya muhtaç. Burada gol kaçırdığınız zaman ya da takım kaybettiğinde, kötü bir performans sergilediğinizde özgüveninizi kaybedebiliyorsunuz. Ertesi hafta da kötü oynarsanız özgüven gittikçe azalıyor. Burada en büyük sorunun özgüven olduğunu düşünüyorum. Sezon başında da örnek olarak gösterebileceğim birkaç maç var. Ersun Hoca'nın içeride Erzurumspor ile oynadığımız ilk maçını hatırlıyorum. 2-0 öndeydik, belki sezonun en iyi maçlarından birini oynadık. İkinci devre kondisyon olarak biraz düşüş yaşadık ama 88-89'da yediğimiz golle 3 puana kesin bakarken 1 puan ile sahadan ayrıldık. Böyle birkaç maç daha var. Mesela Antalyaspor maçında girdiğimiz gol pozisyonlarını değerlendiremedik. Bunları ben kilit maçlar olarak görüyorum. Bu maçlarda alacağımız 3 puanlar aramıza katılan arkadaşların özgüvenini de artıracaktı. Bu maçları kazanamayışımız özgüveni artıramadı ve baskı gittikçe ilerledi. Ben hepsini görüyorum. Hepsi çalışıyor ve katkı sağlamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bazen biraz şansın da yanınızda olması gerekiyor.
"Zor maçlar bizi bekliyor"
Son 8 hafta. Zor maçlar bizi bekliyor. Medyada konuşulanlara bakıyorum, herkes Galatasaray maçını konuşmaya başladı. Bu bizim için çok büyük bir hata. Takımın büyükleri, kaptanları olarak bunu hafta içi konuşmalarımızda dile getiriyoruz. Bizim için önemli olan maç Ankaragücü maçı hem puan sıralamasındaki durumlarından dolayı çok önem kazanan bir maç. Önce o maça konsantre olup, bu sorunu aşarak Galatasaray maçına dönmemiz lazım. Bu sene ilginç bir tablo var. 8'de 8 yaptığınız durumda üst sıraları zorlayabilirsiniz. Bunu başarabilmek için maç maç düşünmek gerekiyor. Ankaragücü maçını kazanıp özgüven yakalamalıyız. Son Sivasspor maçını da içeride zor kazandık. Ankaragücü maçından sonra Galatasaray maçına odaklanmak gerekiyor.
Fenerbahçe-Galatasaray derbisi hakkında yorumu
Taraftarımızın gözündeki Galatasaray maçlarının önemini biliyoruz. Birkaç ay öncesine baktığımızda deplasmandaki maçın da nereden nereye geldiğini çok iyi hatırlıyorum. Onun için taraftarlarımızın bizi inanılmaz destekleyeceğini şimdiden çok iyi biliyorum. Etrafımızda tüm arkadaşlarımız, ailelerimiz bütün sene bu maçı bekliyor. Biz önemini ve taraftarımızın bu maçı nasıl heyecanla beklediğini çok iyi biliyoruz. Benim 7. senem, 7 senedir Kadıköy'de, daha doğrusu 20 senedir Kadıköy'de kaybetmedik. İnşallah bu devam eder. Güzel bir oyunla taraftarımıza belki tarihindeki en kötü sezonda derbide ayrı bir mutluluk yaşatırız. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya hazırız. İyi çalışıyoruz. Bu ara da bize iyi geldi ve iyi yüklendik. İnşallah o gün onların istediği gibi bir performans sergileriz.
"Taraftarımızı mutlu edebilmek için çok çalışıyoruz"
Taraftarımıza tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Belki tarihinde en kötü sezonu yaşattık. Futbol artık öyle bir dönemdeki bazen kötü oynarsınız ama şans yanınızda olur, iyi sonuç alırsınız. Tabii ki bu çok göz önünde. Bu sene çoğu maçı kötü oynadık ve kötü performans sergiledik ama bazen de öyle maçlar oldu ki, iyi oynadık şans yanımızda değildi. Gol atamadık veya kaleci çıkardı, bir şeyler oldu. Son 8 haftaya girerken taraftarımızın şu ana kadar gösterdiği desteği bekliyoruz. Önemli maçlar oynayacağız. Bunların aralarında derbiler de var. Taraftarımız bizi şimdiye kadar nasıl desteklediyse bundan sonra da desteklesinler. Onları daha mutlu edebilmek, sevindirebilmek için her gün daha fazla çalışıyor ve efor sarf ediyoruz. İnşallah onları son 8 haftada şu ana kadar yaptığımızdan daha mutlu ederiz.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.