“İkinci yarı talihsiz bir başlangıç yaşadık. Futbolda az rastlanan şeylere denk geldik. Öngörmediğimiz bir başlangıç oldu. Travması hepimizde görüldü.
Dört talihsiz maçtan sonra Elazığspor maçı bizim için kritikti. İlk yarısı çok verimli olmayan ama ikinci yarısı organizasyon ve pozisyon olarak daha verimli olduk ve maçı kazandık. Stres biraz oyunumuzu etkilediği bir gerçek. Elazığspor ve Ümraniyespor maçında yediğimiz goller bunun bir örneği. Çok şükür ki iki kritik diyeceğimiz maçı kazandık ve tekrar özgüvenimizi kazandığımızı düşünüyoruz. Lige yeniden başladık demiştim Elazığspor maçından önce. Öyle de oldu, üç takımın 47 puanı var.
Bu ligin daha çok su götüreceği, daha çok beklenmeyen sonuçlar getireceğini başta biz olmak üzere tüm takımlar gösteriyor. Daha 11 tane dolu dolu final maçı var. Daha çok sürpriz puan kayıpları olacaktır. Biz yeteri kadar kredimizi doldurduğumuzu düşünüyoruz. Özellikle Ümraniyespor maçındaki oyunla hedefe emin adımlarla gideceğimizi oyuncularımız da gösterdiler.”
Ümraniyespor’un çıkışta olan bir ekip olduğunu söyleyen Sözeri, sezonun en iyi oyunlarından birini oynadıklarını dile getirirken maçın hakemini de tebrik etti.
“Son dönemin çıkışta olan, belli bir oyun planı olan Ümraniyespor ile oynayacağımızı biliyorduk, öyle de oldu. Ama 2-1’e kadar inanılmaz iyi bir oyun oynadık. Adana Demirspor maçıyla beraber sezonun en iyi oyunu diyebilirim. Tribüne gelen taraftarlarımızı mutlu eden bir performans sergilediğimizi düşünüyorum. Golde top çizgiyi geçti mi geçmedi mi bilmiyorum, bizde VAR yok. Bana geçmedi gibi geldi ama yine son aşamada yan hakemin kararına sonsuz saygı duymak lazım. Yine maçın orta hakemi Atilla Karaoğlan’ı da tebrik etmek lazım. Ben ilerinin planını yapan , öyle konuşan biri değilim. Bir insan işini iyi yapıyorsa bunu söylemek lazım, kötü yapıldığında da belli saygı çerçevesinde bunları söylemek gerek. Atilla Hoca, genç bir hakem Süper Lig seviyesinde maç yönetti. Ben kaybettiğimiz maçlarda da bunları yapıyorum. Çünkü genç hakemler Türk futboluna lazım. Hocamızın da yolu açık olsun.”
38 yaşındaki tecrübeli oyuncu Selçuk’un performansına da değinen teknik adam takım içindeki birlik bütünlüğe ve sakatlıktan dönen Mert’in performansına dair de konuştu:
“Ümraniyespor maçında orta sahadaki Selçuk ve Yasin en çok koşan oyuncu olmuş. Geçtiğimiz ay 38 yaşına basan Selçuk Şahin’in iştahı coşkusu ve bu camiayı sahiplenişi hepimizi mutlu ediyor. Çok güzel bir liderlik yapıyor. Çok iyi bir örnek oluyor. Ayrıca diğer kaptanlarımız ve takımımızın tecrübeli oyuncularına teşekkür etmek gerek. Böylesine bir ortamdan bütünlük ve birliktelikle çıkarsınız, çok şükür şimdilik bu krizden çıktığımızı düşünüyoruz.
Mert’in kolu çatlamıştı. Üç dört haftadır eksiği vardı. Hafta içi de kaşı açıldı. Hafta içi konuştuğumuzda “Hocam ben bu takımın altyapısından geldim. Bu takım için ne fedekarlık gerekiyorsa yaparım. Görev verdiğiniz takdirde elimden geleni yaparım” dedi. Altyapıdan çıkan oyuncularımızın profilini görmeniz açısından önemli bir detay. Çıktı aslanlar gibi de oynadı. Onu da tebrik ediyorum.
Taraftarların şampiyonluk inancını ve tesisin girişine asılan “Bu yolun sonu şampiyonluk” pankartına da değinen Sözeri tüm Ankaralıları maçlarına davet etti:
“Tesisin girişinde dört maçlık kötü serinin ardından “Bu yolun sonu şampiyonluk” yazan bir taraftar topluluğuna sahibiz. Hep söylüyorum, çok güzel bir taraftarımız var. Yeni stadımızda sayımız da giderek artıyor. Oyuncularımız hata yapsa bile ters bir serzenişte bulunmuyorlar. Bu takım onların beklediğini, onlara yakışanı yapacaktır. Şunu söylemek lazım, takımımız taraftarla daha coşkulu oynuyor. Sadece Gençlerbirliklilere değil tüm Ankaralılara sesleniyorum. Gelsinler maçlarımıza, içerideki tüm maçlarımıza Ankaralıları bekliyoruz. Futbol taraftarlarla güzel, hele bizim taraftarımızla daha da güzel.”
Alınan dört mağlubiyetten sonra gerek sosyal medyada gerekse yazlı basında art niyetli yorumlara denk geldiğini söyleyen tecrübeli teknik adam , telefonunun herkese açık olduğunu ve tüm şeffaflığı ile sorulara cevap verebileceğini kaydetti. Yapılan ispatsız ve ağır ithamlar için yorumlara gerekirse hukuki yoldan da cevap vereceğine değinen Sözeri, Cumhurbaşkanına da çağrıda bulundu:
Benim telefonum 24 saat açık. Basına, taraftara, Gençlerbirliği’ne gönül veren herkese.Her şeyi de şeffaf şekilde paylaşabilirim sizinle. Osmanlıspor maçından sonra da sizle her şeyi paylaştım. Nedense 11 maçın 10’unu kazandığımızda, 41 puanla devreyi lider kapattığımızda hiçbir sorun yoktu. Ne zamanki dört maçı kaybettik. Bazı art niyetliler ortaya çıkmaya başladı. Takımımızı , bizi, yöneticilerimizi hedef alan açıklamalar , tweetler, sosyal medyadaki yazılar, köşe yazıları ortaya çıkmaya başladı düğmeye basılmış gibi.
Teknik taktik olarak her şeye açığım. Ahmet yerine Mehmet niye oynamadı. O niye oynamadı, oyun anlayışı gibi yorumların hepsini saygıyla karşılarım. Olay başka yere gittiği zaman… Bazı insani değerlerden yoksun, yazılar, yorumlar, niyet okumalar olduğu zaman kızmıyorum ama çok üzülüyorum. Ben kendimi Gençlerbirliği kültüründen yetişmiş biri olarak görüyorum. Gençlerbirliği kültürü içinde yetişmiş insanlarda asla riyakarlık ve kötü niyet olmaz.
Geçen ödül töreninde bir gazeteci arkadaşımızla konuştum. Niye yazdın dedim, işte böyle diyorlar dedi. Diyorlar ile yazı mı yazılır. Ailemiz var, ispatlamadığınız bir yazı yazdığınız zaman sadece beni değil beni sevenleri de üzüyorsunuz. Umurunuzda olmayabilir, o zaman da gerekli işlemleri ben hukuki olarak yapıyorum. Bazı yazılar ve tweetlerle ilgili avukatıma talimat verdim.
Bakın benim başka işlerle ilgili; transfermiş, menajermiş, şuymuş buymuş benim işim olmaz. Bunları yazanlar da bunu ispat edecekler. İspat edemiyorlarsa da sonuçlarına katlanacaklar. Bazılarının kalemşörleri, tetikçileri hemen devreye girdiler. Ne olacak Erkan Sözeri gidecek? Gererkirse gideriz de, ne olacak. Bu tarz şeyler kimseye yakışmıyor.
Mesela bir canlı yayında yorum; Ümraniyespor maçında neymiş ben Sessegnon’a kızmışım çıkaracakmışım da falan filan… Niyet okuması yapmayın arkadaşlar. Şimdi de açıklıyorum işte; Ümraniyespor maçında Nadir’e kızdım. İyi performans vermedi hatta oyundan da çıkaracaktım. Bunu sorarsanız açık açık da söylerim. Şimdi de söylüyorum. Ben oyuncularımın abisi , babası gibiyim. Gerektiğinde severim de kızarım da. Onun için bu takımda kimse kaos çıkarmaya niyetlenmesin, asla izin vermem. Hele Gençlerbirliği’ne gönül veren, seven, aidiyet hisseden insanların bunu yapmasına üzülüyorum. Ben her şeyi açık net size anlatabilirim. Bazı şeyleri de aile içinde kalması gerektiği için saklayabilirim.
Cumhurbaşkanımıza da sesleniyorum. Bu sosyal medyada özellikle ispatı olmayan, insani değerlerden yoksun bu tarz yorumlara lütfen çok ağır cezalar gelmesi için teknik olarak bilmiyorum ama yasal düzenlemeler için gerekli girişimlerde bulunmasını rica ediyorum.Çünkü insanlara çamur atmak bu kadar kolay olmamalı. Diyorlar ki “şimdi şöyle şöyle oldu ama yanılabilirim” diyor. Ben de insanlara hırsızsın diyeyim ama yanılabilirim diyeyim. İspatlamadan böyle şeyler konuşamazsınız. Herkesin bir ailesi, bir kişiliği var. Ben de bu tarz şeylerden tazminat alırsam bir kuruşunu cebime koymadan bağışlayacağım.
Size Osmanlıspor maçından sonra olanları şeffaf şekilde anlattım. Öyle yerlere çekildi ki o konuşma. “Vay efendim kulübü oyuncular yönetiyor, bu kulüpte yönetici yok” böyle laflar olur mu? Bu kulübün saygın bir başkanı ve yönetimi var. Bu tarz söylemler haddi aşan söylemlerdir. Geçen sene bir dağınıklık varmış ve maalesef kötü bir sezon geçirildi. Özellikle oyuncu grubu yerlisi yabancısı böyle bir birliktelik sergileseydi geçen sene belki de kulübümüz, Gençlerbirliği’miz Süper Lig’de devam ediyordu. Yani demek istiyorum ki bu birliktelikten art niyetliler rahatsız olur, Gençlerbirliği’ne gönül veren mutlu olur. Mert’in maç başında yaptığı konuşma gibi bir ortam olsa bu takım geçen sene başarısız olur muydu?
Oyuncular dört maçı kaybetmişler ve Türkiye’de az rastlanır bir olay olmuş. “Hep birlikte bu işin altından kalkacağız” demiş.. Ben oyuncularıma ve yönetime saygımdan dolayı hiçbir hamle yapmadım. Gelişmelere göre hareket edeceğimi söyledim. O zaman da söyledim. Ben onlarla sekiz aydır bir davanın içindeyiz. Kolay mı bu işler? Aradım bununla ilgili bir yorum yapan arkadaşı; “oyuncular mı yönetiyor” diyor. Niye oyuncular yönetsin? Oyuncular böyle der ama yönetim uygun görmezse yolları ayırır. Peki dağılsak, dört maçtan sonra bir kaos olsa ne olur? Olan Gençlerbirliği’ne olur. O yüzden oyuna gelmeyelim, dışarıdaki art niyetli insanların oyununa gelmeyelim.
Arıza olmuyor mu, küsen , darılan olmuyor mu illa ki oluyor ama biz aramızda hallediyoruz. Olayın özüne gelirsek iyi bir oyuncu grubumuz var, iyi bir yönetimimiz var , çok iyi bir taraftar grubumuz var.Teknik ekibiyle, futbolcusuyla, personeliyle, taraftarıyla iyi bir ekibiz. Biz bu davaya inandık, inşallah bu davayı da camia ve taraftarımızla layık bir şekilde en güzel yerde bitireceğiz. Takımlar bütünlükleriyle, birliktelikleriyle bu tarz kaostan çıkarlar. Mütevazı olmayacağım bu konuda bu birliktelik ve bütünlüğü de sağlayacak ortamı oluşturanların en başında ben ve teknik kadrom geliyor.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.